Temel Hedefimiz Sigortalılık Oranını Artırmak"

MELTEM YILMAZ - Tarım Sigortaları Havuz İşletme AŞ (TARSİM) Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu, "Çiftçi Kayıt Sistemi'ne dahil olan toplam arazilerin yüzde 20'si TARSİM tarafından sigortalanmış durumda. Hayvan hayatı tarafında ise toplam hayvan varlığının yaklaşık yüzde 6 ila 7'si sigortalı." dedi.

Satoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TARSİM'in devlet destekli tarım sigortaları sistemi olduğunu söyledi.

TARSİM'in 2005 yılındaki Tarım Sigortacılığı Yasası'yla 2006 yılında ilk poliçesini düzenlediğini belirten Satoğlu, "TARSİM, tarımda sürdürülebilirliği sağlayacak olan sistemin adı. Bu bir devlet destekli sigorta sistemi. Kar amacı olmayan, doğal afetler yaşayan üreticilerin kesintisiz olarak tarımsal faaliyetlerini devam ettirmesini sağlayacak bir sistem. TARSİM aslında bu imece dediğimiz sistemin modernize edilmiş, sigorta sistemi haline getirilmiş olan şeklidir." diye konuştu.

Satoğlu, TARSİM'in bitkisel üretim, sera, büyükbaş, küçükbaş ve kümes hayvancılığında, su ürünleri ile arıcılık gibi bütün faaliyetleri değişik risklere karşı koruyan, poliçelendiren bir sistem olduğunu ifade etti.

Türkiye'de bitkisel üretim tarafında sigortalanabilir alanların yüzde 20'sinin sigortalı olduğunu vurgulayan Satoğlu, şöyle devam etti:

"Çiftçi Kayıt Sistemi'ne dahil olan toplam arazilerin yüzde 20'si TARSİM tarafından sigortalanmış durumda. Hayvan hayatı tarafında ise toplam hayvan varlığının yaklaşık yüzde 6 ila 7'si sigortalı. Henüz 11 yıllık bir sistem, dolayısıyla çok hızlı büyüyor. Yıllar itibarıyla bu oranlar artarak devam edecek. Önümüzdeki yıllarda oran daha da yükselmiş olur. 2018'de temel hedefimiz bu sigortalılık oranını biraz daha artırmak."

"İklimsel değişiklikten tüm dünya etkileniyor"

Satoğlu, kuraklık teminatına da geçen yıl başladıklarına dikkati çekerek, "Kuraklık teminatı vermeye buğdayda başladık. Bu yıl buğdayın yanına arpa, yulaf, çavdar, tritikale dediğimiz tahıl ürünleri de ilave oldu. Onlar için de ilçe bazlı kuraklık verim sigortası teminatı vermeye başladık." dedi.

İklimsel değişiklikten yoğun şekilde tüm dünyanın etkilendiğine işaret eden Satoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye de giderek bundan etkileniyor. Yaşanan doğal afetler, sel, su baskınları, aşırı yağışlar, don, dolu ve hortum hadiseleri çok yoğun ve Türkiye'de de yaşanmaya başladı. Bu durum tarımı çok etkiliyor. Kuraklık da aynı şekilde bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de temel problemlerden birisi olabilir. Bu anlamda TARSİM üreticilerimizi belli korumalar ve teminatlarla o risklere karşı korumuş oluyor. Bu yıl da temel hedefimiz, bu risklere karşı üreticilerimizin poliçelerini yaptırmalarıdır."

Satoğlu, üreticilere poliçelerini yaptırmaları tavsiyesinde bulunarak, "Maliyet değil, bu bir ihtiyaç. Üreticilerimiz bunu bir maliyet olarak görmesin. Nasıl gübre bir ihtiyaçsa tarımsal faaliyette sigorta da bir ihtiyaç, bir maliyet unsuru değil." değerlendirmesinde bulundu.

Karadeniz'de 2014 yılında fındıkta yaşanan don olayını anımsatan Satoğlu, "Karadeniz'de 2014 yılında yaşanan don hadisesinde bölgeye çok ciddi hasar ödememiz oldu. Sonraki yıllar giderek hasar olmadığından dolayı poliçe adetleri azalmaya başladı. Üretici hasar olmuyor nasılsa diye poliçe yaptırmama yoluna gidiyor. Üretici poliçe yaptırmayı alışkanlık haline getirmeli. Hasara bağlı değil de bunun her yerde olabileceğini düşünerek mutlaka poliçelerini her sene yenilemeleri gerekir." diye konuştu.

Satoğlu, poliçe sayısının geçen yıl 1 milyon 600 bine ulaştığını belirtti.

TARSİM'den en çok yararlanan üreticiler hakkında da bilgi veren Satoğlu, "Bir üzüm üreticileri, iki kayısı üreticileri, üç fındık üreticileri en çok hasar alan üreticilerimiz. Çünkü bu ürünlerimizin ekonomik değeri yüksek, stratejik ürünler. Ekonomik ürünleri yüksek olduğu için üreticilerimiz daha çok bu ürünlerde sigortalama yoluna gidiyorlar." dedi.

Satoğlu, bu dönemin poliçe dönemi olduğunu kaydederek, ürünlerin poliçe yaptırma dönemlerinin değiştiğini, fındık için de 10 Mart'ın son poliçe kabul tarihi olduğunu sözlerine ekledi.