8. Büyükelçiler Konferansı

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Vekalet savaşları ve göç sadece Türkiye'nin katkısıyla önlenebilecek boyutlarda değildir. Eğer bu iki olguya insanlık ortak bir çözüm bulamazsa, çok net görmek gerekir ki özellikle göç sorunu, önümüzdeki dönem için üçüncü dünya savaşından daha tehlikeli bir durumdur" dedi.

Kurtulmuş, 8. Büyükelçiler Konferansı'nda yaptığı konuşmada, konferansın bu seneki "Kriz Yönetimi: İnsani Çözümler" başlığının içinde bulunulan çağda ve günlerde önemli olduğunu söyledi.

Şu anda dünyanın iki temel sorunla boğuştuğunun görüldüğünü anlatan Kurtulmuş, gelecek dönemde dünyanın bu sorunlara ya siyasi, iktisadi ve toplumsal cevap üretebileceğini ya da bu sorunların altında, kaosların ortaya çıkardığı yeni durumlarla karşı karşıya kalarak, dünyanın kaoslarla şekillenmesini seyredeceğini aktardı. Bu iki temel sorunun, "vekalet savaşları ve onların açtığı, geliştirdiği terörizm" ile "göç sorunu" olduğunu belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Bugün özellikle Türkiye'nin içinde bulunduğu bölge başta olmak üzere, dünyanın birçok yerinde ülkeler, bölgesel ve küresel güçlerini pekiştirmek için vekalet savaşlarını hızlandırdı. Bu vekalet savaşlarının hızlanmış olması çok tabii olarak vekalet savaşlarının maşası olarak kullanılan terör örgütlerinin gücünü artırdığı gibi, bu bölgede yaşayan insanların da terör karşısında ciddi bir sıkıntı çekmesine, büyük zulümler ve acılar yaşamasına neden oluyor. Dolayısıyla öncelikli olarak insanoğlunun bu vekalet savaşları, terör ile göç konusunda bunu çözebilecek hangi söze sahipse, bu sorunun çözülebilmesi için kimin sepetinde hangi pamuk varsa bunu ortaya koyması lazım. Kim, ne düşünüyorsa, hangi medeniyetin, hangi medeniyet havzasının hangi çözüm teklifi varsa, bunu ortaya koyması, bunu insanoğluyla paylaşması ve buradan küresel sorunlarımıza cevap üretecek somut teklifleri oluşturmamız gerekiyor. Bu çerçevede tarihsel tecrübesi en güçlü ülkelerden birisi olarak Türkiye'nin üzerine çok büyük sorumluluklar düşüyor. Türkiye, inşallah bu çerçevede önümüzdeki dönemde bu sorunlara çözüm üretmekle birlikte kendi medeniyet gücünü de kullanabilecek bir perspektife sahip olacak."

"Göç sorunu, üçüncü dünya savaşından daha tehlikeli bir durumdur"

Kurtulmuş, Suriye'de önce bir iç çatışma olarak başlayan savaşın, neredeyse üçüncü evresine geldiğini bildirdi. Kurtulmuş, Suriye meselesiyle terör, vekalet savaşları ve göçün aslında iç içe olan konular olduğunun görüldüğünü dile getirdi.

Türkiye'nin 2 milyon 411 bin Suriyeli'ye ev sahipliği yaptığını anımsatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Türkiye olarak, 8 milyar dolarlık bir büyük maliyeti yüklenmiş durumda. Bu çok zengin olduğumuzdan değil, Türkiye'nin kültür kodlarında hamiyetperverlik diye bir duygu olduğu için böyledir. Bizden çok daha zengin olan ülkelerin bir kaç bin ya da bir kaç on bin mülteciyle karşılaştıklarında sanki dünyanın sonu gelmiş gibi nasıl zorluklar yaşadığını, özellikle oralarda bulunan siz büyükelçilerimiz yakından müşahede ettiniz. Halbuki biz onlar kadar zengin olmamamıza rağmen bu mülteciler sorununu büyük bir insani mesele olarak gördük ve mümkün olduğu kadar azaltacak tedbirler almaya gayret ettik. Çok net söylüyorum, vekalet savaşları ve göç sadece Türkiye'nin katkısıyla önlenebilecek boyutlarda değildir. Eğer bu iki olguya insanlık ortak bir çözüm bulamazsa, çok net görmek gerekir ki özellikle göç sorunu, önümüzdeki dönem için üçüncü dünya savaşından daha tehlikeli bir durumdur."

Aylan bebeğin fotoğrafının dünya kamuoyuna yansımaması halinde, şu anda dünyada göç dalgalarına karşı var olan hassasiyetin ortaya çıkmayacağını belirten Kurtulmuş, "Göç konusunda başından itibaren yüreği sızlayan insanları tenzih ederek söylüyorum, Aylan bebeğin fotoğrafı ortaya çıkana kadar, dünyada siyaset yapıcılar, karar mercilerinin bir çoğunun bu olaya kayıtsız kaldığını müşahede ettik" diye konuştu.

Kurtulmuş, Iraklı bir aileden 9 kişinin Ege'nin soğuk sularında göç yolculuğunda hayatını kaybettiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:

"İnsanlar, bu kadar adaletsizlik olduğu bir ortamda hiç olmazsa yarım bardak temiz su için batı ülkelerine, zengin kuzey ülkelerine göç etmek durumundalar. Şu anda dünyadaki en zengin yüzde 0.83, dünya servetinin yüzde 44'ünü temsil ediyor. Böyle bir adaletsiz dünya devam ettiği sürece dünyada göç dalgaları asla sona ermeyecektir. Dolayısıyla bütün dünyaya meselenin bu insani boyutunu, adaletle ilgili boyutunu ortaya koymak mecburiyetindeyiz."

(Sürecek)