8 Mart'ın AIDS'li Annesi

Türkiye, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadına şiddeti konuşurken, İstanbul'un uzak semtlerinden birinde bir ev hanımı, kadına şiddetin başka bir boyutunu yaşıyor.

Genç kadının hayatını karartan dram, yuvalarının neşesi üçüncü çocuğunu dünyaya getirdiği 1999 yılında başlıyor. Anne 3 ay boyunca kusan ve ishal olan bebeğin tedavisi için koştururken baba zayıflamaya başlıyor. Bir türlü iyileşmeyen bebek menenjit olurken, baba zayıflıktan yürüyemez hale geliyor. Genç kadına baskı yapan kayınvalidesi oğlunun bebeğin durumuna üzüldüğü için zayıfladığını, bu bebeği doğurmasının hayırlı olmadığını söylüyor.

Bebek 1 yaşına bastığında, durumu ağırlaşan eşinin eli ayağı tutmaz hale geliyor. Bir yaz günü ambulans çağırarak hastaneye kaldırılan babanın tahlil sonuçlarından HIV pozitif yani AIDS hastası olduğu ortaya çıkıyor. Aileden alınan kan örneklerinden sonra ağır bir dram ortaya çıkıyor. Ulaşım sektöründe şoför olarak çalışan baba, taşıdığı AIDS virüsünü ailesine bulaştırmış. 7 ve 8 yaşındaki erkek çocukları sağlıklı çıkarken virüsün kadına ve karnındaki bebeğine bulaştığı belirleniyor.

BABADAN SONRA AIDS'Lİ BEBEK DE ÖLDÜ

Ateş düştüğü yeri yakıyor ve korkunç bir mücadele başlıyor. Bir tarafta babanın durumu ağırlaşırken, diğer tarafta AIDS'li doğan bebeğin rahatsızlıkları artıyor. Anne kocası ve bebeği için hastane hastane dolaşırken diğer çocuklar ortada kalıyor.

Tüm müdahalelere rağmen AIDS'li koca kurtarılamıyor. 2001 yılında 37 yaşında vefat ediyor. O zaman 8 ve 9 yaşlarındaki erkek çocuklar ve bebek öksüz kalıyor.

AIDS hastası minik bebek ise 3 yaşında hayata veda ediyor. Bebeğin dışarı çıkmak için kendisinin giyinmesi amacıyla sürekli eteğini getirip verdiğini hatırlayan Bayan X, "Anne ağrıyor, ağrıyor diye diye öldü bebeğim…" derken gözyaşlarını tutamıyor.

HAYATTAN TECRİT EDİLDİ

Bebeğinin dışarı çıkarmak istediği anne, hastalığın duyulmasının ardından tam bir tecrite maruz kalmış. Bayan X, 25 yıldır yaşadığı semtte yaşadığı bir olayı şöyle anlatıyor:

"Eşimin ailesi merhametsizdi. El uzatmadılar. İnsanlar gittiğimiz yerlerde tabağımızı bardağımızı ayırıyorlar. Kimseye zarar verecek insanlar değiliz ama niye korktuklarına anlam veremiyorum. Bir gün çocuklar küçükken evimizin yakınlarındaki parka gitmek istedi. Hem onlara bir saldırı olmaması için hem de oyun oynamaları için ben de yanlarında gittim. Banka oturup gözkulak olurken mahallemizden bir bayan daha çocuklarıyla geldi. Çocuklar oynarken yanıma oturdu. Bir ara yanlışlıkla benim pet şişedeki suyumdan içti. Sonra parkta kıyameti kopardı. Çocukları alıp eve gittim. Akşam zil çaldı. Parktaki kadın gelmişti. 'Senin şişenden su içtiğim için AIDS tahlili yaptıracağız, beyim tahlil parasını vermeni istiyor' dedi. O zamanın parasıyla 500 bin lira tahlil parası istediler."

"Bizim Allah'dan gayrı kimsemiz yok" diyen Bayan X, komşularından destek görmüyor, dışlanıyor. Bakkalda, eczanede taciz edici sorulardan bıkmış durumda.

OĞLUNDA TÜMÖR ÇIKTI!

Toplumla ve AIDS hastalığı ile mücadele eden Bayan X'in bünyesi hiçbir tedaviye cevap vermemiş. Son çare olarak yurtdışından getirtilen ilaçları kullanan Bayan X, "Kendimi biraz daha iyi hissediyorum" diyor. Ancak ağır ilaçlar nedeniyle beyninde 3 noktada kitle tespit edilmiş. Dayanılmaz acılar hisseden, kusan, şeker hastalığı nedeniyle günde 5 kez inüsülün alan Bayan X, ameliyat masasında kalırım endişesiyle bıçak altına yatamıyor, yatmıyor. Çünkü geride kalan 2 oğlundan biri amansız hastalığa yakalandı. Annesi, şu anda 23 yaşında olan oğlunun ayağının büyük bölümünü kaplayan tümör için kemoterapi ve ameliyat gerektiğini söylüyor. Sosyal güvencesi bulunan aile, tedavi sürecinin özel sektör hastanelerinin de katkısıyla hızlanması için destek bekliyor.

Kimse Yok Mu gönüllülerinin maddi ve manevi destek verdiği Bayan X'i biri 23, diğeri 24 yaşında olan çocukları hayata bağlıyor. Maddi durumu iyi olmayan ablalarının verdiği psikolojik destek onlara ilaç gibi geliyor.

"Geldim gidiyorum çileyle" diyen metanetli AIDS hastası Bayan X, toplumdan maddi ve manevi destek bekliyor.