Bülent Arınç TRT Köln Stüdyosunu Açtı

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, üç günlük Almanya ziyaretinin son gününde DİTİB Köln cami inşaatını ziyaret edip daha sonra TRT ve Anadolu Üniversitesi (AÜ) işbirliği ile Köln'deki AÜ Batı Avrupa Bürosu binasında kurulan stüdyonun açılışını yaptı. TRT Köln stüdyosunun açılışına Arınç'ın yanı sıra TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ve Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın ile birlikte çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilci katıldı. Açılışın ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Arınç, Almanya'da yaptığı görüşmelerin çok olumlu geçtiğini belirterek, 'Yaptığımız bazı rsmi görüşmeler Almanya ile Türkiye arasındaki hükümetler arası ilişkilerimizin çok daha sıcak, çok daha iyi bir noktada olduğunu gösterdi. Bunları sayın başbakanımlada ilgili arkadaşlarla da paylaşacağım" dedi.

Almanya ile Türkiye arasındaki vize muafiyeti ve Almanya'da yaşayanların çifte vatandaş olabilmeleri konularındaki son durumun sorulması üzerine Arınç, 'Bu gündemkeki iki konu. Çifte vatandaşlık konusunu resmi yetkililerle de görüştük. Bir diğeri de vize muafiyeti konusudur. Kesinlikle olumsuz bir tavır içerisinde değiller. Çalışmaların devam ettiğini ifade ediyorlar. Henüz sonuç alınmış bir noktadayız ancak sıcak bir noktadayız. Konu üzerinde her iki ülke hükümetinin de ısrarla ve özenle durduğunu söyleyebilirim" dedi.

Berlin'deki görüşmelerle ilgili ise Bülent Arınç, '300 kişilik salona 350 kişi geldi ve yoğun ilgi oldu. Almanya Türkiye ile çok yakından ilgili, Türkiye'deki ekonomik gelişmeler, Türkiye'deki toplumsal barış demokratikleşme hem Almanların hem de buradaki Türk toplumunun taktirini kazanmış durumda' diye konuştu.

Avrupa'da yaşayan Türklere de seslenen Bülent Arınç şöyle konuştu:

'Türk toplumu duyarlı ol. Ey vatandaşlarımız, ey yurttaşlarımız, ey anneler babalar, ey çocuklar kimliğinizi koruyun, dilinizi çok iyi öğrenin, Türkçenin yanı sıra Almancayı da iyi çok iyi öğrenin. Toplumla çok uyumlu yaşayın. Sivil toplum kuruluşlarımızın resmi yetkililerimizin sizlerle olan ilişkilerinizi daha da güçlendirin. Biz hükümetler arası ilişkilerde bazı hakların tanınması yada alınmasını takip ediyoruz. Önemli olan buradaki üç milyon yurtdaşımızın da haklarına sahip çıkmasıdır, ailesine sahip çıkmasıdır, kendi aralarındaki çekişmeleri artık bitirmesi ve tekrar bir bütün halde Türkiye'den geldiklerini unutmamasıdır."

Alman askerlerine kötü muamele yapılması iddialarını da yanıtlayan Arınç, 'Bu bir spekülatif bir haberdir. Dün gereken şeyleri söyledim. Türk Genelkurmay Başkanlığı da gerekli açıklamayı yaptı. Kaldı ki Merkel'in gelişiyle birlikte kendisiyle beraber olan siyasetçilerde hiç iddia edildiği gibi nahoş bir olayın olmadığını Türkiye'nin iyi bir evsahipliği yaptığını ifade ediyorlar. Askerlik mesleği meşaketli bir meslektir. Almanya'daki standardın belki bir kısmını Türkiye'de bulamamış olabilirler ama biz konuk askerlere en iyi ilişkiyi konukseverliği sağlıyoruz ve bundan sonra da sağlayacağız. Olabilir ki 400 tane asker farklı bir muameleyle karşılaşmış olabilir ama bu kasıtlı değil tabiyatın doğanın gereği olarak karşılaştıkları bir takım sıkıntı olabilir" şeklinde konuştu. Almanya'da gençlik dairelerinin Türk ailelerin elinden çocuklarını alıp bakıcı ailelere vermesi konusuna da değinen Arınç, 'Bu ülkede böyle bir uygulama kanunen var. Burada bence en önemli iş Türk ailelerin de bakıcı aile olmaya özendirilmesi. Elbette hangi aileye verilirse verilsin çocuğun gerçek ailesiyle ilşkisi kesilmemeli. Biz bu konuda güzel bir organizasyon içerisindeyiz. Bakıcı aileler konusunda şikayetçi olmak belki haklarıdır ama biz burada 3 milyon kişiyiz ve bu çocuklara önce bizim talip olmamız gerekiyor. Lütfen çocuklarımıza siz de bakıcı aile olarak sahip çıkın" dedi.

Almanya'daki seçimlerde Türk kökenlilerin yine bu seçimlerde belirleyici olabileceğini de hatırlatan Arınç sözlerine şöyle devam etti: 'Hem Alman vatandaşlığını kazanma konusunda çok istekli ve arzulu olmalıyız. Siyasette başarılı olacağımız alanlarda mutlaka tercih noktasında gayretli olmalıyız. Burada önemli pozisyonlarda eyaletlerde milletvekilliği ve bakanlık düzeyinde olan kişiler var. Bunlar bizi çok sevindiriyor. Önümüzdeki seçimlerde Türk seçmenlerin tercihleri adeta belirleyici olabilir. Ben şu partiyi destekleyin diyecek durumda değilim ama mutlaka siyasi partilere imkanı olanlar üye olarak belli kademerden geçerek aday olarak, diğerleri de seçmen olarak Türk topmunun menfaatini gözetecek siyasetçi ve partileri desteklememiz gerekiyor."