Candan" Evlatlar

METİN BOLAT - Konya'da bir çift, kendilerine "can dostu" olsun düşüncesiyle Sevgi Evleri'nden 3 aylıkken evlatlık aldıkları 9 yaşındaki Ahmet Can'ın isteği üzerine, 6 yaşındaki Berat'ın da koruyucu ailesi oldu.

Ev hanımı Cemile (50) ile devlet memuru Muammer Kurt (48) çifti, 21 yıllık evliliklerinden çocuk sahibi olamayınca, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne başvurdu.

Henüz 3 aylıkken evlat edindikleri bebeğe, kendilerine "can dostu" olsun düşüncesiyle Ahmet Can ismini veren çift, 9 yaşındaki oğullarının kardeş isteği üzerine 9 ay önce de Berat'ın koruyucu aileliğini üstlendi. Berat'ın da aileye katılmasıyla, çiftin mutluluğu ikiye katlandı.

"Biz kocaman bir aileyiz"

Baba Kurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kocaman bir aile olduklarını söyledi. Kurt, eşinin "Bizim de çocuğumuz olsun" isteği üzerine ilgili yerlere başvurduklarını, böylelikle Ahmet Can'a yuvalarını açtıklarını söyledi.

Müstakil sobalı evde yaşarken, Ahmet Can üşüyüp hasta olmasın, eğitim hayatı daha iyi olsun düşüncesiyle şehir merkezine taşındıklarını belirten Kurt, hep yaşından olgun davranan oğullarının evlatlık olduğunu öğrendikten sonra bir kardeş istediğini dile getirdi.

Bunun üzerine Berat'ı sahiplendiklerini ifade eden Kurt, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çocuklarım iyi anlaşıyor. Çok şükür sıkıntımız yok. Onların eğitimi için elimden geleni yapacağım. Çocuklarım ziraat mühendisi, veteriner olabilir düşüncesiyle şimdiden traktör, arazi ve gerekli ekipmanları alıyorum. Üniversite okumalarını çok istiyorum. Candan, ciğerden 'baba' demeleri çok duygulandırıyor. Evlatlarım yanımda olunca çalışma azmim artıyor. Ahmet Can ve Berat bizim için hayır duası etse yeter. Çocuklarım için her şeyi feda ederim. Çocuklarımın yanında paranın, malın, mülkün hiçbir değeri yok. Her şey bunlar için. Evlatlarım bizim için hiçbir mal mülk ile değişmeyecek varlıklar."

Ahmet Can'ın üzerine titredi

Anne Kurt, ilk gördüğünde başını göğsüne dayayıp uyuyan oğullarından çok etkilendiğini, o günden sonra ilk göz ağrısının üzerine titrediğini aktardı.

Yıllarca evlat hasretiyle yanıp tutuştuğunu, bu durumun Ahmet Can ile son bulduğunu vurgulayan Kurt, "Oğlumuz bizim enerji kaynağımız, canımız oldu. Ona bir şey olacak, bir yeri ağrıyacak, rahat uyuyamayacak düşüncesiyle gece 10-15 kez yataktan kalkar, bakardım. Uykuları terk ettik. Evladımın okula ilk gittiği günlerde boşluğu dolmadığından, gelene kadar ağlardım" diye konuştu.

Kurt, Berat ile mutluluklarının ikiye katlandığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Çocuklarımdan, bize evlatlarımızı verenlerden Allah razı olsun. Herkesin çocuğunu severim ama bunlar bir başka. Berat yüzünü dolaba vurdu. Canı yandığından ağlamaya başladı. O ağladı, ben ağladım. 'Beni götürecekler' diye ağladı. Zorla ikna ettik. 'Biz kimseye seni vermeyiz' dedik. İlçeye karne almaya da gitmek istemedi. Bu sefer de 'Beni bırakmayın' diye ağladı. Bunlar ciğerimden bir parça, sevgileri çok fazla. Kendim dünyaya getirmişim gibi. Evimize huzur, bereket, mutluluk geldi. Onlar benim canım, ciğerim, parçam, çiçeğim. Kimse evladını anne ve baba sevgisinden mahrum bırakmasın."