Evde Doğan Bebeğin Ölümü Davası

Bahçelievler'de erkek arkadaşından hamile kaldığı çocuğu evinde doğurduğu sırada ölümüne neden olan 19 yaşındaki İ.İ.İ'nin "olası kastla çocuğu kasten öldürme" suçundan 25 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi.

Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi, davayla ilgili gerekçeli kararını açıkladı.

Gerekçeli kararda, sanık İ.İ.İ'nin, E.G. ile arkadaş olduğu ve birliktelik yaşadığı, 2014 yılı Haziran ayında hamile olduğunu anladığı ancak bu durumu ailesinden gizlediği anlatıldı.

İ.İ.İ'nin 30 Ekim 2014'te evde uyurken doğum sancılarının başladığı fakat zaman olduğunu düşünerek dershaneye gittiği, sancılarının devam etmesi üzerine eve geri döndüğü, doğumun başlaması üzerine evin banyosunda ve bitişikteki odasında doğurmak için çabaladığı, sancılarının dayanılmaz hale geldiği ve ayağa kalkıp ıkınması üzerine doğumun gerçekleşip çocuğun yere düştüğü belirtildi.

Sanık İ.İ.İ'nin, bebeğin yere düşünce ağlamadığı ve ses çıkarmadığı için yaşayıp yaşamadığını kontrol ettiği, yaşadığını anlayınca kucağına aldığında bebeğin gözlerini açtığı bilgisi verilen kararda, sanığın bebeği bir hırkaya sardığı, kalbinin çok yavaş attığını görüp, "ölür" diye düşünerek bebeğin üzerini başka bir kalın hırkayla kapattığı, bu hırkayı kaldırdığında bebeğin öldüğünü görünce battaniyeye sararak kalın bir naylon poşetin içine koyduğu kaydedildi.

İ.İ.İ'nin, ailesinin görmemesi için naylon poşeti masanın altına gizlediği, kanaması iyice artınca bebeğin göbek kordonunu kopardığı, plasentayı da çekip çıkardığına işaret edilen kararda, daha sonra banyoya giderek temizlenen sanığın annesinin yanına yatarak geceyi geçirdiği kaydedildi.

Kararda, "Sanık İ.İ.İ'nin E.G'ye evde doğum yaptığını ve bebeğin öldüğünü söylediği, bunun üzerine ölü bebeğin nasıl defnedileceği konusunda araştırmaya başladıkları, 1 Kasım 2014'te sanığın Bahçelievler Belediyesi'ni arayarak evde ölü bir bebek doğurduğunu söylediği, bundan bir süre sonra da eve polislerin eşliğinde belediye tabibiyle olay yeri inceleme ekibinin geldiği, sanığın bebeği sakladığı yeri gösterdiği ve bebeğin Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldığı" ifadelerine yer verildi.

Adli Tıp Kurumu'nun raporuna yer verilen kararda, bebeğin, canlı doğmuş ve ölümünün göbek kordonunun bağlanmamasından gelişen kan kaybı sonucu meydana gelmiş olduğunun belirlendiği ifade edildi.

Gerekçeli kararda şu görüşlere yer verildi:

"Doğum ile sanığın, kendisi ve daha fazla oranda bebeğin hayatının riskte olduğunu bilmesinin gerektiği, herhangi bir yardım istemediği, tıbbi uzmanlara müracaat etmeksizin gerçekleştirdiğini söylediği doğum sonrası bu kez doğum kordonu tabir edilen bebekle arasındaki bağlantıyı koparmak suretiyle sonlandırdığı, bu durumda bebeğin ölebileceği, bilinen, bilinmesi gereken, eylemin doğal sonucu olarak öngörülmesi gereken bir netice olduğu anlaşılmıştır. Sanığın kendisinin ve bebeğinin hayati tehlikesini bertaraf etmek adına kayıtsız kalmayıp, üstelik kendisinin bilgisi, yetkisi ve becerisi içerisinde olmadığını bildiği halde bebeğin göbek kordonunu kesmek şeklindeki eylemini yaparak, eylemi işlemekten geri kalmadığı, böylece sanık yönünden bebeğinin olası kast yoluyla ölümüne neden olduğunun kabulü gerekmiştir."

"İhmal suretiyle ölüme sebebiyet vermek" eyleminin yasal koşullarının bulunmadığı tespitine yer verilen kararda, sanık İ.İ.İ'nin "çocuğu kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına, eylemi olası kast ile gerçekleştirdiği kabul edildiğinden cezasının müebbet hapis cezasına düşürülmesine ve sanığın sabıkasız oluşu nazara alınıp takdiri indirim kullanılarak cezanın 25 yıla indirilmesine hükmedildi.