"Küresel Yaşlı Bakımı ve Yaşlı Turizmi Buluşması"

İçişleri Bakanı Muammer Güler, "Ülkemizde son yıllarda, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri tarafından yapılması gerekirken giderek merkezileşen bakım hizmetlerinin, artık tekrar yerel yönetimlere, belediyelere ve sosyal hizmet kuruluşlarına aktarmanın gerekli olduğuna inanıyoruz" dedi.

Güler, Ankara Üniversitesi (AÜ) "Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi" tarafından ilki düzenlenen "Küresel Yaşlı Bakımı ve Yaşlı Turizmi Buluşması"nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin tarihi boyunca çocukların ve yaşlıların korunmasına çok önem veren bir ülke olduğunu söyledi.

Türk kültüründe sevgi ve merhamet duygusunun çok geliştiğini ifade eden Güler, bu nedenle çocuk ve yaşlı haklarının çok önemsendiğini bildirdi. Güler, yaşlı ve muhtaçlara yardım edilmesinin, aynı zamanda inancın da gereği olduğunun altını çizerek, "Ecdadımız, yaşlılar için özel  vakıflar kurmuştur, aşevleri oluşturmuştur" dedi.

Giderek yaşlanan dünyada yaşlı sayısının da arttığına işaret eden Güler, şunları kaydetti:

"Ülkemizdeki geleneksel aile yapısının çekirdek aile yapısına dönüşmesi, hizmet alanlarından biri olan yaşlı bakım hizmetinde açığa neden olmuştur. Bu konuda bizim alanımıza giren mahali idarelerle ilgili konularda, belediyelerin yetki ve sorumlulukları arasına bu önemli çalışmayı da almış bulunuyoruz.

Özellikle ülkemizde son yıllarda, esasen yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri tarafından yapılması gerekirken giderek merkezileşen bakım hizmetlerini, aslında artık tekrar yerel yönetimlere, belediyelere ve sosyal hizmet kuruluşlarına daha ziyade aktarmanın gerekli olduğuna inanıyoruz. Artık bu konuda merkezi yönetim karar almada belirleyici olmalı, ama daha ziyade sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimler üzerinde yoğunlaşmalıdır. Biz her türlü işbirliğine ve  yardıma hazır olduğumuzu ifade ediyoruz"

Güler, Türkiye'ye yurt dışından tedavi için yaşlıların gelmesinin sağlanabilmesinin çok önemli olduğuna işaret etti. Güler, bunun sosyal, politik, kültürel ve ekonomik açıdan da Türkiye'ye önemli faydalar sağlayacağını söyledi.

-"Eylem planımızı oluşturduk"

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ise yaşlıların hayatlarını daha mutlu ve daha kaliteli sürdürebilmesini herkesin önemsemesi gerektiğini belirtti.

Kendi bakanlıklarının yaşlılıkla ilgili neler yapılması gerektiği konusunda çalışmalar yürüttüklerini anlatan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu konuda eylem planımızı oluşturduk. Kendilerine sorduğumuzda yaşlılarımız, ailelerinin yanlarında kaldıklarında mutlu olacaklarını ifade ediyorlar. Ancak, kentleşme, göç, kadının aktif yaşamda yer alması beraberinde birçok olumsuzluğu da getiriyor. Bu nedenle, mümkün olduğunca herkesin sıcak yuvasında, yaşamın içerisinde kalmasını sağlayacak destekleri vermeye çalışıyoruz. Bunun için eğer, ailenin ekonomik sorunları varsa ve bundan dolayı yaşlısına bakamıyorsa ona ekonomik destek sağlıyoruz.

Çocuk bakımında artık koğuş sisteminden çıktığımız yeni bir Türkiye'yi yaşıyoruz. Aynı şekilde yaşlı bakımında da koğuş sisteminden çıkacak bir eylem planı oluşturduk. Çünkü, orada ölümü bekleyen yaşlılar istemiyoruz. Artık ev tipi yaşam alanlarına geçiyoruz. Yaşlımızın, mümkünse ailesinin yanında bakımını gerçekleştiriyoruz, değilse hayatın içinde olacağı eve yerleştiriyoruz."

-"Şimdi yüz binler, Türkiye'ye sağlık hizmetinden yararlanmak için geliyor"

Sağlık Bakan Yardımcısı Ağah Kafkas da üçüncü bin yılın başında dünyanın en önemli sorunları içinde artan yaşlı nüfusun karşılaştığı sıkıntıların geldiğini belirtti.

Türkiye'nin yaşlı nüfusu olan ve sorunları ile karşı karşıya gelen bir ülke haline geldiğini ifade eden Kafkas, "Dünyada nüfuslarının yüzde 15'i yaşlılardan oluşan ülkelerin sorunları var. Türkiye'de bugün 65 yaş üzeri nüfusun oranı yüzde 7.5 civarında. Henüz yüzde 15'i yakalamış değiliz. Hayatta kalma beklenti süresi kadınlarda 79, erkeklerde 74.7'ye ulaştı. Hayatta kalma beklentimiz 10 yılda 5 yıl arttı" dedi.

Kafkas, 2002'de 2.4 olan doktora erişim oranının bugün 8.6'ya çıktığını dile getirerek, artık kronik hastalıklar ve temel sorunlarla ilgili dünyaya örnek gösterilecek uygulamaların yapıldığını söyledi. Tütünle mücadele, obezite, haraketli yaşam ve tuz kontrolü gibi çalışmaların yapıldığını anımsatan Kafkas, bu çalışmalar sonucunda da artan sağlık hizmet kalitesinin insan hayatını olumlu etkileyen faktörler olduğunu kaydetti.

Kafkas, sağlık turizmine ister yaşlı sağlığı ister başka bir alanda olsun Bakanlık olarak her türlü desteği vereceklerini vurguladı.

-"Türkiye'de bugün için ortalama beklenen ölüm yaşı 74"

AÜ Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Emine Özmete de 2050 yılında dünyadaki yaşlı nüfusun 2 milyarı bulacağını söyledi. Şu an Türkiye'de 60 yaş ve üzerinde 8 milyon 500 kişi bulunduğunu dile getiren Özmete, 90 yaş üzerinde ise 90 bin kişinin yaşadığını belirtti. Özmete, Türkiye'de bugün için ortalama beklenen ölüm yaşının 74 olduğunu anlattı.

Bir ülkedeki yaşlı nüfus sayısının yüksek olmasının, o ülkenin gelişmişliğini gösterdiğini vurgulayan Özmete, yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte sağlık hizmetine duyulan ihtiyacın da yükseldiğini ifade etti. Özmete, "Sağlık hizmetlerinin de maliyeti tüm ülkelerde çok yüksektir. Dünya ülkelerindeki yaşlı nüfusun Türkiye'den hizmet alması sağlamak, pazar payını artırmak önemlidir. Yaşlı turizmi, önemli bir alternatif turuzm olmaya doğru gitmektedir" diye konuştu.

Medikal Turizm Derneği Başkanı Uzman Dr. Sinan İbiş ise bu alana ilişkin çalışmalar yaptıklarını ve birikimlerini harekete geçirme sürecine geldiklerini dile getirdi. Yaşlı sağlığının dünya için önemli bir konu olduğunu belirten İbiş, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'e 2014 yılının "Yaşlı Turizmi Yılı" olarak ilan edilmesi çağrısında bulundu.

AÜ Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş de yaşlılar için yapılacak çalışmalara rektörlük olarak her türlü desteği verdiklerini belirtti.

- Ankara