Parmaklıkların Ardından Umreye

Antalya'nın Alanya ilçesinde denetimli serbestlikten yararlanan iki hükümlü, "Cezaevinden Allah'ın Evine Projesi" kapsamında umreye gönderildi.

Alanya Müftülüğünün, Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ve Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi işbirliğinde gerçekleştirdiği, "Cezaevinden Allah'ın Evine Projesi" kapsamında, cezaevindeki dini eğitimde başarılı olan ve bir süre önce denetimli serbestlikten yararlanan iki hükümlü, umre ile ödüllendirildi. Umreye giden 17 kişilik kafilede yer alan hükümlü Mesut Özcan ve Uğur Yüzgeç'in masrafları ise Alanya'daki din görevlileri tarafından karşılandı.

Emine Özmüftüoğlu Camisi avlusunda düzenlenen umreye yolculuk töreninde gazetecilere açıklama yapan Alanya Müftüsü Mustafa Topal, Diyanet İşleri Başkanlığının toplumun her kesimine hizmet götürdüğünü söyledi. Bu kapsamda cezaevlerinde de hizmet verildiğini dile getiren Topal, "Cezaevinde ve tahliye sonrası iyi halini gözlemlediklerimizi 'Cezaevinden Allah'ın Evine Projesi' kapsamında mükafatlandırmayı düşündük. Başsavcı Musa Taşkın'ın destekleri, cezaevi müdürlüğümüz ve denetimli serbestlik müdürlüğü ile de bu projeyi geliştirdik. Proje kapsamında tahliye olmuş 2 hükümlüyü de umreye gönderdik." dedi.

Umreye gönderdikleri hükümlülerde ayrı bir duygu ve heyecanı gördüklerini anlatan Topal, projeyi yaygınlaştırmayı düşündüklerini vurguladı. Projeye gelecek yıl da devam edeceklerini dile getiren Topal, "Bu proje kapsamında inşallah iyi hal sergileyen arkadaşlarımızın sayısı artacak ve biz de umreye daha çok kimseyi gönderebileceğiz." diye konuştu.

"Yeni bir hayata başlamaları amacıyla gönderiyoruz"

Alanya Cumhuriyet Başsavcısı Musa Taşkın ise Alanya Müftülüğünün görevlendirmiş olduğu yetkililerin eğitimlerinin sonucunda hükümlü ve tutuklular içerisinde başarılı olanları seçtiklerini belirtti.

Taşkın, şöyle konuştu:

"Bu arkadaşlarımız cezaevinde kalmış oldukları süre içerisinde iyi hal göstererek dine olan açlıklarını, heveslerini gösterdiklerinden dolayı onların bu ibadete, umreye göndermeye uygun olduklarını düşündük. Bu da müftülüğümüzün, denetimli serbestliğimizin, cezaevimizin, başsavcılığımızın işbirliğiyle bu arkadaşlarımızı 'Cezaevinden Allah'ın Evine Projesi' kapsamında inşallah yeni bir hayata başlamaları amacıyla gönderiyoruz. Allah ibadetlerini kabul etsin."

"Dört duvar arasında huzuru, mutluluğu buldum"

Hükümlü Mesut Özcan da suç işleyerek cezaevine girmiş insanlar olabileceğini ancak önemli olanın doğru yolu bulmak olduğunu söyledi. Dışarıda yaşadığı zamanlar dünyanın bazen kendisine çok dar geldiğini anlatan Özcan, "Ben içerideyken dört duvar arasında huzuru, mutluluğu buldum. Allah'ı daha iyi tanıdım. Umudun bittiği yerde, içimizde Allah sevgisinin yeşerdiğini gördüm. Allah, hocalarımızdan razı olsun. Orada bize Kur'an'ı öğrettiler. İmkanlar olmadığında sığınacak tek yer var. O da Allah. Allah sevgisini hiç kimse içinden eksik etmesin." dedi.

Hükümlü Uğur Yüzgeç ise cezaevinde müftülük önderliğindeki görevlilerce Kur'an-ı Kerim ile tanıştırıldığını kaydetti. Dini konulara ilgisinin gittikçe arttığını ifade eden Yüzgeç, "İçeride tövbe nasip oldu. Tövbe ettik. Allah'a yöneldik. En önemlisi yaptıklarımızdan pişman olduk. Sonrası çorap söküğü gibi geldi. İşin sonrası buraya kadar dayandı. Allah umreye gitmemize vesile olan herkesten razı olsun. Bizlerin umudunu, dine olan şevkini, Allah'a olan bağlılığı artırdılar." diye konuştu.

Kafile daha sonra kutsal topraklara gitmek üzere yola çıktı.