Prof. Bigsby, söyleşisinde şehir kavramını sadece edebiyatla sınırlı tutmadı. Felsefe, mimari, şehircilik gibi sosyal ve beşeri bilimlerin farklı alanlarına da uzanarak 'şehir' kavramına dair irdelemelerde bulundu. Aynı 'şehrin' farklı dillerde ve kültürlerdeki algılanış biçimine değinen Bigsby, şehirlerin de birer biyografisi olduğunu belirtti.
Konuşmasında Londra, S tPetersburg, Sydney, New York gibi dünya kentlerinden örnekler veren Bigsby, her kentin hatırlanan belirli ikonik yapıları olduğunu; ancak bu ikonik yapılar öncesinde de o kentin farklı bir tarihi ve yaşanmışlıkları olduğu gerçeğini kente bugün bakan birinin görmesinin pek de mümkün olmadığını dile getirdi.
ABD'nin Boston kentinde yaşanan bombalama olayını hatırlatan Bigsby, şehirlerin günümüzde artan nüfus ile tehlikeli, felaket dolu, şiddetli mekanlara dönüştüğünün altını çizdi. Prof.Bigsby, bu özellikleriyle şehirlerin sinema ve TV dizilerinde görmeye alıştığımız gibi olağanüstü olayların meydana geldiği yerler olarak algılandığına dikkat çekti.
Ünlü Rus romancı Nabokov'un kendi biyografisini üç ayrı dilde yazmış olduğunu anlatan Bigsby, romancının biyografileri yazarken her defasında farklı bir şey hatırladığını bizzat itiraf ettiğini anımsattı ve bir kentin tarihine, hafızasına bakarken de benzer bir durum oluştuğunu söyledi.
Emek Sineması ve yeni AVM ihtiyacı ironisi
Söyleşisinin bir bölümünde Emek Sineması'nın durumuna da değinen Bigsby, 'Emek Sineması AVM olacakmış, zaten İstanbul'un da bir AVM'ye daha ihtiyacı vardı' diyerek kentlerin ihtiyaçları olduğunu ancak Emek Sineması'nın İstanbul'un AVM ihtiyacını tek başına karşılayamayacağı gerçeğini ironik bir dille değinmiş oldu.
Son Dakika › Güncel › Şehirler Biyografilere Benzer - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?