Acaba Ben de Bir Gün…"

Tenise ilk olarak ne zaman ve nasıl başladınız? Teşvik eden birileri oldu mu?

Tenise çok küçük yaşlarımda, 4 yaşımda başladığımı söyleyebilirim. Babam ve ağabeyim tenis oynarlardı; ben de onlarla vakit geçirmek için yanlarına giderdim. Paylaşımımızı arttırmak adına raketi aldım elime ve kendi kendime, onlardan gördüğüm kadarıyla topa vurmaya başladım. Zamanla bu daha da gelişti ve nihayetinde onlarla da oynamaya başladıktan sonra tenisten çok daha büyük keyif almaya başladım. Teşvikten ziyade tenisle tanışmamda ve tenise başlamamda babamın ve ağabeyimin büyük rolü olduğunu söyleyebilirim. Sonrasında profesyonel olmam konusunda tüm ailem her anlamda beni destekledi.

Peki, spora ilk başladığınız zamanlarda bu noktaya geleceğinizi tahmin ediyor muydunuz?

Küçük yaşlarda spor bir oyundu benim için. Ailem de maçlarda yenildiğimde hep 'yenmemin ya da yenilmenin' önemli olmadığını, önemli olanın 'keyif almak' olduğunu söylerlerdi. Zaten bu şekilde davranıldığında çocuk olarak hep daha iyi olmak istiyorsunuz. Evde ailecek tenis maçı izlerken kendi kendime 'Acaba ben de bir gün Wimbledon oynayabilecek miyim?' diye düşünürdüm.

Tenis ülkemizde çok bilinen, yaygın bir spor değil. Bu sizin için bir avantaj mı yoksa dezavantaj mı?

Tenis geçmişe nazaran şu an git gide yaygınlaşıyor. Profesyonellik kariyerimde çok bilinen bir spor olmadığı için aldığım başarıların anlamını ve önemini birçok insan anlamadı. Dünyada teniste 52 numaraya gelmek ne demek bilinmiyordu. Bizde Avrupa ya da Dünya Şampiyonası yok diğerleri gibi. Haliyle biraz dezavantajdı. Ancak artık durum farklı… Tenis artık çok takip ediliyor. Bizim de turnuvalarda hedeflediklerimizden biri tenisin anlaşılması, doğru bilinmesi ve buna paralel olarak yaygınlaşması…

Sporcu olmadığınızı farz edelim. Şu anda hangi meslekle uğraşıyor olurdunuz?

Sporcu kimliğimin dışında zaten eğitim hayatımı da sürdürdüm. Üniversite'de Finans ve Uluslararası İşletme olarak çift lisans yaptım. Muhtemelen sporcu olmasaydım turnuvadaki misyonumdan da yola çıkarak eğitim, organizasyon, sosyal sorumluluk alanlarında bir tercihte bulunabilirdim.

Tenis geçmişe oranla artık daha popüler. Bunu sizce neye borçluyuz?

Dünyada yapılan ve her sene daha da çok seyirci kazanan tenis organizasyonlarının ülkemizde televizyon kanalları tarafından yayınlanması çok büyük bir etken. Bunun yanı sıra ülkemizde de tenisle ilgili yapılan organizasyonların çok büyük katkısı oluyor.

En çok kimlerin oyununu beğeniyorsunuz?

Stefi Graf'ın korttaki duruşuna, Kim Clijters'ın atletik fiziğine ve Henin'in backhandine uzun yıllar boyunca hayrandım.

Futbolu da çok sevdiğinizi okudum. Doğru mu? Hangi takımı destekliyorsunuz?

Sporu sadece tek bir alanla kategorize etmenin doğru olduğunu düşünmüyorum dolayısı ile bir sporcu olarak her türlü spor dalını takip ediyorum. Futbol da bunlardan biri… Eskişehir doğumlu olduğum için Eskişehirspor'u destekliyorum. Ağabeyim Galatasaraylı olduğu için kendimi Galatasaray'a da yakın buluyorum ama Türkiye'yi sporda başarılı bir şekilde temsil eden her takımı desteklediğimi söyleyebilirim. Benim için UEFA ya da Şampiyonlar Ligi'nde oynayan bir Türk takımını desteklememek mümkün değil.

İpek Şenoğlu Cup fikri nasıl ortaya çıktı?

İpek Şenoğlu Cup tenisi daha iyi tanıtmak, tenisi yaygınlaştırmak ve senyör tenisi oynayanlara dünya standardında tenis oynayabilecekleri bir platform sağlamak fikri ile doğdu. Bu sene ikincisi gerçekleşen bu turnuvaların gelenekselleşerek her yıl daha da fazla misyonla birçok alanda katkı sağlamasını hedefliyoruz.

Geçen sene katılım nasıldı?

Geçtiğimiz yıl 800'e yakın bir katılım oldu. Bu yıl yani ikinci yılımızda ne mutlu ki bize bu oranın neredeyse iki katında talep gördük ki bu da bizi yaptığımız iş adına çok mutlu etti.

Turnuvanın amacı sporu yaygın hale getirmek mi?

Turnuvanın amacı başta tenis olmak üzere sporu sevdirmek ve insanları spora teşvik etmek… Spor ruhen, bedenen insan için oldukça önemli. Bu yüzden gerek spor alanında geliştirilecek yeni yeteneklere verilecek desteğe teşvik sağlamak, gerek sporu hayatın bir parçası olarak anlatabilmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Sosyal sorumluluklarımızı da yerine getiriyoruz.

Totemspor/ Özge Şen