Hislerinize Prezervatif Takın!

ManU maçı üzerine ikinci baskı yapamaya mecbur kaldım...

Affedin!

Medyayı okudum, blog yazılarına baktım hala penaltı üzerine geyikler yapılıyor.

Yeter bre!... Hakem penaltıyı vermediyse vermedi!

Her verilen penaltı gol mü oldu sanki?

Alın size Nani'nin penaltısı!

Atabildi mi?

Muslera aslanlar gibi kurtardı...

Ne konuşuyorsunuz siz?

Ya hakem verseydi de biz kaçırsaydık.

Ne diyecektiniz?

Valencia'ya yapılan da penaltıydı ama hakem onu da vermedi!

Nalıncı keseri gibi kendinize yontmayın.

Gerçekleri görün, adil olun.

Siz hala verilmeyen, tartışılır bir penaltıya takmış avunuyorsunuz!

Diyelim ki penaltı verildi ve attık,

Ya onlar da penaltıyı kaçırmayıp atsaydı.

Yine durum 2-1 ManU lehine olmayacak mıydı? Hiç mi içimizde aklı başında biri yok da hep medyanın gazına gelip caz yapıyorsunuz!

Hiç mi aklınızı işin içine sokup hislerinize prezervatif takmıyorsunuz!

Çok itirazla başarı gelmez.

Bilmiyor musunuz! Ürettikleriniz akla zarar, millete zarar.

Biraz akıllın olun arkadaşlar! Provokasyonlara kapılmayın!

Bırakın başkalarının reyting uğruna salladığı lafları...

Eski, hakemler penaltı var demişler...

Halt etmişler biz onları da gördük zamanında.

Biz İngiliz gazetelerini de gördük (The Sun) palavralarla milleti güldüren. Dedikodu yapan! Umut'un pozisyonunda penaltı yok!

Bu kadar aciz olmayın!

Hakemin ianesine muhtaç kalmayın.

Galatasaray UEFA Kupasını alırken hakem mi yardım etti?

Sekiz yenilgisiz maçla UEFA'yı müzesine götürdü!

Saçmalamayın lütfen! Hatırlayın son saniyede Milan aleyhine Ali Sami Yen'de verilen penaltıyı...

Hatırlayın Kopenhag'da son dakikalarda atılan Hagi'den sonra 10 kişi oynanan süreyi ve Arsenal'in kaçırdığı hayati penaltıları...

Daha anlatayım mı?

Penaltı her zaman gol demek değil! Prim yapacak şeyleri yazmak çok kolay! Ben de yazarım. Onlar gaz!

Alman hakeme verip veriştirirsin,

Toplumu gazlarsın,

Aslanım Galatasarayım dersin,

İmparator Terim dersin...

İşte böyle UEFA'dan sonra da bir arpa boyu yol gidemezsin!

Bu millet Tanburacı'ya teşekkür borçlu!

Doğruları saptayıp tek başına yanlışlarla mücadele ettiği için.

Amacım; renk aşkını yüreğe gömüp doğruların peşinden koşmak!

Beni seven benim fikirlerimi benimseyen arkamdan gelir!

Gayrısı olduğu yerde sayar!

Kendinizi aşın biraz! ManU 1-0 galip İngiliz medyası takımını eleştiriyor

İngiliz medyası, galip takımını eleştiriyor.

Rakibin penaltısı verilmedi diyor.

Bizde sıkı mı yenince eleştiri yapılsın.

Bir laf etsen bin hakaret yersin!

İşte onun için ManU maçına giderken Terim tedirgindi.

ManU için ikide bir 'büyük takım, büyük takım' deyip durdu.

Yani;

Yenilirse kendini ibra edecek...

Yenerse böbürlenecek.

Tedbirini alıyor.

Ne diyor Ferguson;

'Penaltıyı Van Persie atmalıydı!' Sonra da dönüp;

'Galatasaray iyi oynadı ama Braga maçı çok önemli' diyor.

Evet Braga maçı çok önemli çünkü Cluj Portekiz'de 2-0 galip!

Galatasaray Cluj'u iki maçta da yenecek ve Braga'ya da asla puan kaptırmayacak.

Bunlar doğrular.

Bahseden Kim?

Alex Ferguson.

Bizimkiler penaltıya takılmış gidiyor!

Biz golü nasıl yedik?

Melo rakibini durduramadı, hamle yaptı popo üstü oturdu Carrick gitti Muslera'ya da bastı çalımı attı golü!

Golü yiyen Galatasaray, golü yediren Melo! Terim de kenardan durmadan Melo'ya bağırarak ve de eliyle işaret ederek rakibe bas diyor.

Nereye basacak?

Melo transfer ayı sonuna kadar üç ay gezip 20 gün idmanla Avrupa'da oynayamaz.

Melo, ManU'da olsa Ferguson onu oynatmaz.

Ama biz 'Pitbull' diye baş tacı ederiz!

Sonra gidip hakemi lanetleriz!

İlk golde de penaltıda da Melo hatalı. Kaseti seyredin lütfen! İşte Ferguson ile Terim arasındaki

Ve de bizimle dünya arasındaki fark! Bazıları da bu gerçekleri görmeyip, görüp yazana saldırıyor.

Ne yapalım;

Kalite meselesi! Burak ve Emre eller başta dövünüyor. Oysa...

ManU-Galatasaray maçından çıkarılacak o kadar ders var ki... Hangisini yazsam acaba? Bunlar futbol dersi niteliğinde. Aynı zamanda insanlık dersleri... Son dakikalarda Burak soldan gidiyor müthiş bir şut...

ManU kalecisi de Gea topu yumrukluyor.

Bir an dönüp Burak'a bakın; kafasını iki elinin arasına almış dövünüyor.

Top Emre'nin önüne düşüyor Emre müthiş çakıyor. Kaleci yine kurtarıyor.

Bu sefer Emre'nin kafası ellerinin arasında... Dövünüyor.

Tekrar Burak'a bakın. Diz çökmüş yerde dövünüyor!.

Ya top Emre'nin vuruşundan sonra Burak'a doğru açılsa... Gol pozisyonu devam etse...

Ne gezer...

Burak kaçırdığını sandığı golden sonra yere çökmüş ağıt yakıyor!

Çünkü Burak'ın kitabında kaleci yok! Sanki onun attığı her top gol olacak!

İşte Avrupalı ile aramızdaki fark budur.

Biz oyunu bırakıp derdimize yanıyoruz.

Carrick şeytan gibi top takip ediyor, golünü atıyor. Bitmedi dahası var. Muslera golü atan Carrick'e ödül vermeli!

Bunu da söyleyen yok!

Bana laf yetiştirenler gözü kapalı maç seyrediyor!

İşine gelmeyeni görmezden geliyor. Şimdi herkese 2 soru;

1-Melo'dan sıyrılan Carrick, Muslera'ya çalımı bastığında yediği çelmeyle kendini yere atsa bakın ne olurdu?

Penaltı

Muslera'ya kırmızı kart.

Takım da 7. dakikadan sonra 10 kişi kalır kaleye de Ufuk geçerdi! Fark da açılırdı... Bunları gören ve söyleyen yok!

Varsa yoksa hakeme sallama! Bu mu deneyimli Galatasaray?

Bu mu Galatasaray'ın büyük kalecisi Muslera?

Doğruyu söyleyenin lafını dinleyeceksin.

Şarlatanları da listeden sileceksin! Galatasaray takımı hırsları önüne katmış gidiyor! Uyaran yok!

Muslera atılsa Galatasaray yanardı.

Terim hiç mi Muslera'ya nasihat etmez. 'Aman atılma, takımda üçüncü kaleci yok' diye...

Hareket daha maçın başında Muslera daha zinde hata yapmaması, hocasının sözünü unutmaması lazım!

Nerdeee... Muslera 7'de oyundan atılsa;

Maç farka giderdi...,

Şampiyonlar Ligi isim listesine iki kaleci ismi yazan Galatasaray yanardı.

Neyse ki yanmadı! Neden?

Carrick'in lugatında gol atmak var da ondan.

Hile ile hakem kandırmak yok!

Adam kendini yere atmadı golünü attı döndü gitti.

Muslera atılmaktan kurtuldu. İkinci soru;

-Carrick'in yerinde Burak olsa kendini yere atar mıydı atmaz mıydı?

Cevabı siz verin.

Ben sadece soruyorum! Bunlar futbol mantalitesi olarak batıyla aramızdaki düşünce farkı.

Onlar pozitif düşünce,

Biz aldatmaya dayalı negatif düşünce.

Manu-Galatasaray maçına bir de bu gözle bakın lütfen. Carrick'lerin takımları devamlı kazanır ve başarılı olur.

Nedeni açık; onların amaçları gol atmak ve takımını riske sokmadan oynamak.

Carrick düşerse penaltı olur ve rakip 10 kişi kalır ama penaltı garanti değidirl kaçabilir.

Garanti olan ne?

Golü anında atmak!

Carrick de öyle yaptı! Düştü ama golünü attı.

Muslera yırttı! Muslera mutlaka Carrick'e ödül vermeli.

Onu ve Galatasaray'ı yakmadığı için! Bu akşam Fenerbahçe- Marsilya maçı var.

Acımasız rekabetin kimseye faydası yok.

Fenerbahçe'ye başarılar diliyorum.