AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Üstün Açıklaması

EMRE AYVAZ - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, "PKK şu anda dünya üzerinde var olan en acımasız terör örgütüdür ve bu acımasızlığını da daha çok haklarını savunduğunu iddia ettikleri kendi kardeşlerine de yapmaktadır" dedi.

Üstün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin milli birlik ve kardeşlik projesi olan Çözüm Süreci'ni yaşadığını ve bunun boşa gitmediğini söyledi.

Çözüm Süreci'yle başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki vatandaşlar olmak üzere Türkiye'nin her yerindeki insanların temel insan hakları açısından hak ettiklerini aldıklarını dile getiren Üstün, "Onlara helali hoş olsun diyoruz ve şu anda analarının ak sütü gibi bu hakkı kullanıyorlar. O bakımdan temel, demokratik haklar açısından baktığımızda Çözüm Süreci tam da hedefine ulaşmıştır" diye konuştu.

Üstün, Çözüm Süreci'nin getirdiği ılıman iklimle terör örgütünün yine sinsice bir planla menfez, asfalt ve yolların altına birtakım mayın ve patlayıcıları yerleştirdiğini vurgulayarak, daha sonra da bir bahaneyle Çözüm Süreci ve çözüm masasını devirdiğini, çatışmalı sürece tekrar geçildiğini anlattı.

Bu sürecin kesintiye uğramasında devletin ve hükümetin herhangi bir kusurunun olmadığının altını çizen Üstün, "Bu süreç başladıktan sonra tabii ki terör kendi yandaşlarına işte 'Buyurun sokağa çıkın, hadi siz de ayaklanın' gibi birtakım çağrılarda bulundu ama orada yaşayan vatandaşlarımız bu çağrılara itibar etmedi. Neden itibar etmediler çünkü Çözüm Süreci'nin getirdiği bu haklardan vatandaşlarımız istifade ettiler ve artık hükümetin, devletin bu manada samimi olduğunu, vatandaşını kucakladığını gördüler. Vatandaş sokağa çıkmamaya başladığı zaman artık terör örgütü, vatandaşımızı eskiden olduğu gibi cezalandırmaya başladı" ifadelerini kullandı.

Üstün, terör örgütünün 1980'li yıllarda ilk çıktığında da aynı taktiği yürüttüğünü anımsatarak, yıldırma, korkutma, yok etme, göç ettirme gibi yöntemlerin, terör örgütünün acımasız yöntemleri olduğunu vurguladı.

"Batıdan da yüz bulamadılar"

"Bugün de vatandaşımıza silah çekiyorlar, hendekler kazarak bir mahalleyi, sokağı, evlerde insanları rehin alıyorlar" diyen Üstün, şöyle devam etti:

"Gerekirse roketatarla evini uçuruyorlar. Acımasızca uygulanan bu şiddet yöntemleri PKK'nın yöntemleridir. PKK şu anda dünya üzerinde var olan en acımasız terör örgütüdür ve bu acımasızlığını da daha çok haklarını savunduğunu iddia ettikleri kendi kardeşlerine de yapmaktadır. Güneydoğu ve doğuda yaşayan kardeşlerimize, vatandaşlarımıza yapmaktadır.

Nitekim bu olaylar başladıktan sonra BDP ve HDP'liler yine Türkiye'yi şikayet etmek üzere batıya gittiler. Batıda da makul, olaylara objektif şekilde bakan siyasetçiler dediler ki 'Türkiye elinden gelen her şeyi yaptı. Oradaki temel insan haklarını sağladı, demokratik hakları sundu. Artık silaha, şiddete başvurmanın hiçbir gerekçesi kalmadı' diye ifade ettiler ve batıdan da yüz bulamadılar. Şimdi PKK yalnızlaşınca tekrar döndü kendi halkından intikam almaya kalktı. Nitekim çoluk çocuk demeden sivillere saldırıyor. Terörle mücadele o kadar titiz yürüyor ki güvenlik güçlerinin ateşiyle şu ana kadar ölmüş bir sivil vatandaşımız yok. Bir tek sivil vatandaşımızın kılına zarar gelmeyecek ama devlet, güvenlik güçlerimiz kamu düzenini, vatandaşımızın can güvenliğini sağlama adına teröristlerle de acımasız bir şekilde mücadele edecek. Hukuk içerisinde kalarak terörle mücadelemizi yapacağız, bizim zorumuz orada vatandaşımıza zulmeden terör örgütüdür. Vatandaşımıza şefkat elini uzatacağız, birlik ve beraberliğimizi muhafaza edeceğiz."

Üstün, oradaki vatandaşların PKK'nın zulmünden bıktığını, devletin şefkat elini gördüğünü ifade ederek, "Devletin elini tutmaya çalışıyor. Oradaki havanın değiştiğini, insanlarımızın artık güvenlerinin sağlandığını ve milletimizin de kaynaştığını görüyorum, hissediyorum. Şu anda PKK orada biraz varlığını sürdürebiliyorsa o da tehditledir. Tehdit mekanizmalarını oradan çekin alın orada PKK diye bir şey kalmaz. O PKK'nın uzantısı HDP de o bölgede kesinlikle kalmaz" şeklinde konuştu.

Sandıkların taşınması

Seçimde sandıkların taşınmasına yönelik taleplerin de istisnai bir yöntem olduğunu anlatan Üstün, şunları kaydetti:

"İnsanlarımızın ikamet ettikleri yerde oylarını kullanmalarını arzu ediyoruz ama öyle bir mahalle, sokaklar var ki terör örgütü tarafından rehin alınmış. Böyle alanlarda taşımalı yöntemin kararını verecek olan Yüksek Seçim Kuruludur veya illerdeki, ilçelerdeki seçim kurullarıdır. Bu tamamen yargısal bir karardır. Bunun çok fazla yaygınlaşmasını arzu etmeyiz. O zaman da farklı birtakım söylemler geliştirir kötü niyetli insanlar, bunlara fırsat vermememiz lazım. Öncelikle güvenlik tesis edilmeli, güvenliğin zafiyete uğrayabileceği alanlarda da yakın mahallelere bunu kaydırarak seçimi yapmamız lazım. Vatandaşımız seçme hakkını kullanması lazım, iradesini sandığa yansıtması lazım. Milli iradenin oluşabilmesi için herkesin oy kullanabilmesi gerekir. Seçme hakkı kutsaldır, oy kutsaldır, oy namustur. Öyleyse bu oyun kullandırılacak imkan ve fırsatını vatandaşımıza verilmesi gerekir."