1915 Olaylarına İlişkin Ermeni İddiaları - Son Dakika
Güncel

1915 Olaylarına İlişkin Ermeni İddiaları

Türkiye'nin Paris Büyükelçisi Hakkı Akil, dünyanın pek çok yerinde Ermeniler için yapılan anma törenlerinin, Türkiye ve Türk toplumuna karşı nefret söyleminin desteklendiği organizasyonlara dönüşmemesi gerektiğini belirtti.

23.04.2015 18:04
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Türkiye'nin Paris Büyükelçisi Hakkı Akil, dünyanın pek çok yerinde Ermeniler için yapılan anma törenlerinin, Türkiye ve Türk toplumuna karşı nefret söyleminin desteklendiği organizasyonlara dönüşmemesi gerektiğini belirtti.

Fransız Le Figaro gazetesinde 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları konusunda makalesi yayımlanan Akil, Türkiye ve Ermenilerin ortak tarihi, geçmişi ve kültürü bulunduğunu, Osmanlı İmparatorluğu döneminde iki toplumun bin yıl beraber yaşadığını hatırlattı.

Ermeni ailelerin Osmanlı Devleti'ne büyük katkılar sağladığının altını çizen Akil, 20. yüzyılın başlarının Osmanlı için çok zor bir dönem olduğunu, bu zor dönemden de en çok Ermenilerin etkilendiğini kaydetti.

Akil, o dönem çekilen acıları paylaştıklarına vurgu yaparak Türkiye'nin artık bu meseleye karşı "açık" bir tavır sergilediğine işaret etti. Büyükelçi şunları kaydetti :

"Bugün artık Başbakan hayatını kaybedenler için başsağlığı dileyebiliyor, hayatını kaybedenler anısına törenler düzenleniyor. Türkiye'de, Fransa'da dünyanın her yerinde Ermeniler için anmalar yapılıyor. Ancak bu törenler, Türkiye ve Türk toplumuna karşı nefret söyleminin desteklendiği organizasyonlara dönüşmemeli. Yaşananlarla ilgili 'Yahudi Soykırımı' benzetmesi yapmak ise asla kabul edilemez. İki toplum arasında husumet yaratmanın kimseye faydası yok. Fransa'daki Ermeni ve Türk asıllı vatandaşların arasındaki olası yeni bir husumet Fransa'nın en son isteyeceği şeydir."

Büyükelçi Akil, Türkiye'nin bir süredir yaptığı Türk, Ermeni ve diğer ülkelerin tarihçilerinden oluşan ortak komisyon kurulması önerisini hatırlatarak, böylesi bir çalışmadan en çok ve ilk başta Ermeni asıllı Fransızlar ile Türk asıllı Fransızların faydalanacağı görüşünü paylaştı.

Akil, makalesini "Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın 28 Ocak'ta Ermenilere dediği gibi vakit artık tabuları yıkma ve her iki toplum için de yeni bir başlangıç yapma vaktidir" ifadeleriyle sonlandırdı.

Makalenin yayımlanmasının ardından Türk basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Akil, makaleyi kaleme almaya Fransız basınında Ermeni iddialarıyla ilgili yer alan yanlış ifadeleri gördükten sonra karar verdiğini dile getirdi. Yazısında, Türkiye'nin insani yaklaşımının yer aldığının altını çizen Akil şöyle konuştu:

"Benim ümidim 2015 yılının Türk ve Ermeni toplumları arasında barış ve dostluğun yeniden tesisi için bir vesile teşkil etmesiydi. Ama maalesef bazı militan Ermeni çevreler bu dostluğun yeniden tesis edilmesi bir yana bu tür vesileleri adeta Türk düşmanlığı için bir fırsat olarak değerlendirmektedirler. Ben de Fransız kamuoyuna Türkiye'nin bu konudaki görüşlerini aksettirmek için böyle bir makaleyi kaleme aldım."

1915'te ne oldu ?

Osmanlı Devleti'nin 1914'te başlayan 1. Dünya Savaşı'na Rusya ile farklı saflarda katılmasını fırsat bilen Ermeni milliyetçileri, bağımsız Ermenistan devletini kurmak gayesiyle Rus güçleriyle işbirliği yaptılar.

Rus ordusu, Doğu Anadolu'yu işgal ettiğinde gönüllü Osmanlı ve Rus Ermenilerinden büyük destek gördü. Osmanlı ordusunda görev yapan bazı Ermeniler de Rus ordusuna katıldı. Ermenilerin oluşturduğu birlikler ordunun lojistik kanallarını tahrip ederek Osmanlı ordularının ilerlemesini yavaşlatırken, Ermeni çeteleri de işgal ettikleri yerlerde sivillere yönelik katliam ve zulümlere girişti.

Osmanlı Hükümeti, bu gelişmelerin önüne geçmek için Ermeni temsilcileri ve kanaat önderlerini ikna etmeye çalıştı. Ancak başarılı olamadı. Ermeni komitalarının saldırıların artması üzerine hükümet, 24 Nisan 1915'te Ermeni devrimci komitelerin kapatılması ve bazı Ermeni ileri gelenlerin tutuklanmalarına ve sürgün edilmelerine karar verdi. Daha sonra, her yıl "Ermeni soykırımını" anmak amacıyla düzenlenen etkinlikler için bu tarih seçilecekti.

Tedbirlere rağmen saldırıların sürmesi nedeniyle 27 Mayıs 1915'te Ermeni nüfusunun savaş bölgesinde olanları ve Rus işgal ordusuyla işbirliği yapanlarının göç ettirilmesi kararı alındı.

Osmanlı Hükümeti, göç edenlerin insani ihtiyaçları için planlamalar yaptıysa da savaş koşulları, iç çatışmalar, intikam peşindeki yerel gruplar, eşkıyalık, açlık ve salgın hastalıklar nedeniyle göçler sırasında çok sayıda Ermeni hayatını kaybetti.

Tarihi belgeler, hükümetin, söz konusu trajik olayların yaşanmasını amaçlamadığı gibi göç eden Ermenilere karşı işlenen suçları cezalandırıldığını açıkça ortaya koymakta. Nitekim, henüz savaş son bulmamışken yaşanan insani trajedi sırasında olaylara karışarak suçlu bulunanlar yargılanarak idam edildi.

1917 Bolşevik Devrimi üzerine savaştan çekilen Rusya, bölgeyi Ermeni çetelere bırakırken, Rus ordusunun geride bıraktığı silah ve cephaneyle komitalar pek çok Osmanlı yerleşim yerini işgal etti. Savaşın sonlarına doğru toparlanan Osmanlı Ordusu, Ermenileri Doğu Anadolu'dan çıkarmayı başardı.

Osmanlı Devleti'ne, imzalamak zorunda kaldığı Sevr Antlaşması'nda Doğu Anadolu'da bir Ermeni devleti kurulması dayatıldı. Ancak antlaşma hayata geçmedi. Bunun üzerine Ermeni birlikleri yeniden Doğu Anadolu'yu işgal etti. Aralık 1920'de bu birlikler de püskürtüldü. Daha sonra imzalanan Gümrü Antlaşması ile de bugünkü Türkiye-Ermenistan sınırları çizildi. Ancak Ermenistan'ın Rusya'nın parçası olması nedeniyle antlaşma uygulanamadı. Antlaşmadaki hususlar, 1921'de Rusya ile imzalanan Moskova, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'la imzalanan Kars Antlaşması ile kabul edildi. Ermenistan, SSCB'den bağımsızlığını elde ettiği 1991'de, Kars anlaşmasını tanımadığını açıkladı.

-Adil hafıza ve empati ihtiyacı

Ermenistan ve Ermeni diasporasının genel beklentisi, Türkiye'nin 1915 tehciri sırasında yaşananları soykırım olarak tanıması ve tazminat ödemesi.  "Soykırım" kavramı, 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nde ulusal, ırksal, etnik veya dinsel bir grubu kısmen veya tamamen yok etme eylemi olarak tanımlanıyor.

Söz konusu olayların soykırım olarak tanımlanamayacağına dikkati çeken Türkiye, 1915 olaylarını her iki taraf açısından da bir "trajedi" olarak niteliyor. Türkiye, konunun siyasi çatışmalardan uzak, tarihe tek taraflı bakmadan, tarafların birbirlerinin neler yaşadığını anlama ve birbirlerinin hafızalarına saygı duyma şeklinde özetlenen "adil bir hafıza" perspektifinden çözülmesi gerektiğini vurguluyor.

Türkiye, tarafların arşivlerinin yanı sıra üçüncü ülkelerdeki arşivlerde de 1915 olayları konusunda araştırma yapılmasını, Türk ve Ermeni tarihçilerle diğer uluslararası uzmanlardan oluşan bir ortak tarih komisyonu kurulmasını teklif ediyor.

Erivan ilişkileri normalleştirme fırsatını değerlendiremedi

İki ülke ilişkilerin normalleştirilmesi için en önemli gelişme Ekim 2009'da yaşandı. Taraflar, İsviçre'nin Zürih kentinde diplomatik ilişkilerin yeniden tesisi ve ikili ilişkilerin geliştirilmesine yönelik iki ayrı protokol imzaladı.

Protokollerde karşılıklı güven tesisi ve mevcut sorunların çözülebilmesi için tarihsel kaynak ve arşivlerin tarafsız, bilimsel incelenmesi konusuna yer verilirken, sınırların da karşılıklı olarak tanınması ve ortak sınırların açılması öngörülüyordu.

Turizm, ticaret, ekonomi, ulaştırma, iletişim, enerji ve çevre konularında işbirliği yapılması, üst düzey siyasi istişarelerden öğrenci değişim programlarına ilişkilerin normalleşmesini tesis edecek adımlar da protokolde yer almıştı.

Türk hükümeti protokolü onaylanmak üzere doğrudan TBMM'ye gönderdi. Ermenistan hükümeti ise metinleri Anayasa Mahkemesi'nin incelemesine sundu. Mahkeme, protokollerin Anayasa'nın lafzına ve ruhuna uymadığına hükmetti. Gerekçe olarak, Ermenistan Anayasası'nın, "Soykırımının uluslararası alanda kabul edilmesi için çabaların sürdürülmesini" gerekli kılan Bağımsızlık Bildirisi'ne atıfta bulunduğu hatırlatıldı. Bu bildiri aynı zamanda, Türkiye'nin doğusunu Ermeni vatanının bir parçası olan "Batı Ermenistan" olarak adlandırıyor.

Ermenistan hükümeti protokollerin onay sürecini dondurduğunu Ocak 2010'da açıkladı. Bundan 5 yıl sonra da, Ermeni hükümeti tarafından geçen Şubat ayında geri çekildi. Bu arada Aralık 2013'te Ermenistan'ı ziyaret eden dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, sorunun çözümü için tek taraflı yaklaşımlardan ve konjonktürel değerlendirmelerden uzak, adil ve insani bir tutum sergilenmesi gerektiğine, tarihin ancak adil hafızayla inşa edilebileceğine dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da başbakanlığı döneminde yaptığı 23 Nisan 2014 tarihli açıklamada, 1. Dünya Savaşı şartları altında hayatını kaybeden, başta Ermeniler olmak üzere tüm Osmanlı yurttaşlarına taziye diledi, barış ve uzlaşma çağrısı yaptı.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel 1915 Olaylarına İlişkin Ermeni İddiaları - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement