31. İsedak Toplantısı - Son Dakika
Güncel

31. İsedak Toplantısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam coğrafyasının giderek bir ilim, irfan ve medeniyet coğrafyasından bir zulüm ve mazlumiyet coğrafyasına dönüşmesinin en büyük sebebinin, kardeşlik ahlakı ve hukukunun ihlali ve yok sayılması olduğunu belirterek, "Çocukların açlıktan, susuzluktan, yokluktan, en basit ihtiyaçları karşılanamadığı için öldüğü bir dünyada hiç kimsenin huzur bulamayacağı, hiç kimsenin kendini güvende hissedemeyeceği açıktır" dedi.

25.11.2015 11:17
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam coğrafyasının giderek bir ilim, irfan ve medeniyet coğrafyasından bir zulüm ve mazlumiyet coğrafyasına dönüşmesinin en büyük sebebinin, kardeşlik ahlakı ve hukukunun ihlali ve yok sayılması olduğunu belirterek, "Çocukların açlıktan, susuzluktan, yokluktan, en basit ihtiyaçları karşılanamadığı için öldüğü bir dünyada hiç kimsenin huzur bulamayacağı, hiç kimsenin kendini güvende hissedemeyeceği açıktır" dedi.

Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 31. Bakanlar Oturumu'nun açılışında, İSEDAK Başkanı sıfatıyla tüm misafirleri " Türkiye'ye ve İstanbul'a hoşgeldiniz" diyerek selamladı.

Gündemde bulunan ekonomik, sosyal ve ticari meselelerin yanı sıra bölgenin ve İslam dünyasının içinde bulunduğu ahvalin de toplantılar esnasında ele alınacağına değinen Erdoğan, toplantıda yer alan temsilcilerin yapacağı fikir teatisiyle alınacak kararların tüm İslam alemi ve insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Erdoğan, dünya ekonomisinin yaklaşık 7 yıl önce ortaya çıkan küresel krizi hala tam manasıyla atlatamadığını, küresel ekonomik büyüme oranının, kriz öncesi rakamlarla kıyaslandığında oldukça düşük seviyede seyrettiğini, benzer şekilde kriz öncesi düzenli bir artış gösteren küresel ticaretin de son birkaç yıldır neredeyse yerinde saydığını anlattı.

Küresel ekonomide yaşanan tüm belirsizlik ve olumsuzluklara rağmen son 10 yılda İslam ülkelerinin dünya ticaretindeki payında yüzde 40'a yakın artış yaşandığını kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yine aynı dönemde dünya hasılası içindeki payımızda da yüzde 50 civarında bir yükseliş oldu. Şüphesiz bu artışta petrolün ve diğer ham maddelerin önemli payının olduğunu biliyoruz. Bununla birlikte son yıllarda üye ülkelerimizin üretim ve ticaret yapılarında ciddi iyileşmelerin yaşandığını da görüyoruz. Artık pek çok üye ülkemizin ihracatlarında sanayi ürünleri kayda değer bir yer tutuyor. Üye ülkelerimiz arasındaki ticari bağın en somut göstergesi olan teşkilat içi ticaret oranı son 10 yılda hızla yükselerek, hedeflenen yüzde 20 seviyesine yaklaştı. İnşallah atacağımız doğru adımlarla önümüzdeki yıllarda bu tablonun daha da gelişeceğine, bilhassa katma değeri yüksek sanayi ürünlerinin payının artacağına inanıyorum.

Ancak bu müspet tablonun ardında gizlenen, kimi zaman görmezden gelinen gerçeği, acı manzarayı hep birlikte görmek, farkına varmak zorundayız. Bugün İslam İşbirliği Teşkilatı nüfusunun yaklaşık yüzde 21'i yani 350 milyon kardeşimiz, aşırı yoksulluk şartlarında hayata tutunmaya çalışıyor. Fakirliğin yoğun olarak yaşandığı Sahraaltı Afrika ülkelerinde bu oran yüzde 50'ye kadar yükseliyor. Maalesef televizyon ekranlarına yansıyan yürek dağlayıcı açlık, kıtlık ve sefalet görüntülerinin önemli bir kısmı teşkilat üyesi ülkelerde vuku buluyor. Mesela İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerde her bin çocuktan 54'ü daha 5 yaşına varmadan hayata gözlerini yumuyor."

Erdoğan, milli gelir ve gelişmişlik seviyesi açısından da ülkeler arasında çok büyük farklılıklar bulunduğuna işaret ederek, "Bir tarafta asli ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan milyonlarca insan varken, diğer tarafta milyarlarca dolar lüks için, şatafat için harcanabiliyor" dedi.

"Kendi meselelerimize eğilmemiz, onlarla cesaretle yüzleşmemiz gerekiyor"

"Müslümanlar kardeştir ilahi düsturuna ram olan bizlerin, bir hakikati tespit etmesi, buna göre istikametini çizmesi gerekiyor, hayatına istikamet vermesi gerekiyor" ifadesini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:

"Kardeşliğimiz ne kadarsa Müslümanlığımız da o kadardır. Kardeşi kardeşe bağlayan değerler sadece sevgi, ilgi ve muhabbet değil, aynı zamanda bir haktır. Bu sebeple kardeşliği bir söylem, bir retorik ve bir edebiyat konusu olmaktan çıkararak, bir ahlak ve hukuk konusu haline getirmek zorundayız. Bugün giderek İslam coğrafyası bir ilim, irfan ve medeniyet coğrafyasından bir zulüm ve mazlumiyet coğrafyasına dönüşüyorsa bunun en büyük sebebi, kardeşlik ahlakı ve hukukunun ihlalidir, yok sayılmasıdır. Çocukların açlıktan, susuzluktan, yokluktan, en basit ihtiyaçları karşılanamadığı için öldüğü bir dünyada hiç kimsenin huzur bulamayacağı, hiç kimsenin kendini güvende hissedemeyeceği açıktır. Kur'an-ı Kerim'de Rabbimiz bu tehlikeye işaret ederek, kardeşlik hukukunun ihlal edildiği ortamı ateş dolu bir çukurun kenarında beklemeye benzetmiştir.

Bu müessif manzara tüm üye ülkelere ağır sorumluluk yüklüyor. Şunu asla gözden kaçırmamalıyız; merhamet ve adalet sıfatlarından yoksun bir büyümenin, gelişmenin, kalkınmanın bizi götüreceği yer esenlik değil, sorunlar yumağıdır. Bugünümüzü ve yarınımızı teminat altına almanın yegane yolu, dayanışmayı, iş birliğini, paylaşmayı artırmak, dünyanın neresinde olursa olsun kardeşlerimizin dertleriyle hemhal olmayı başarabilmektir. Diğer ülkelerin, başka ülkelerin bizim sorunlarımızla ilgilenmesini beklemeden kendi meselelerimize eğilmemiz, onlarla cesaretle yüzleşmemiz gerekiyor."

- "Müslümanlar olarak beka mücadelesi verdiğimiz ağır bir imtihandan geçiyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İSEDAK çatısı altındaki çok taraflı iş birliğinin son derece kıymetli olduğuna ve Müslümanlara ciddi fırsatlar sunduğuna inandığını ifade ederek, ülkeleri ilgilendiren ticari, sosyal ve ekonomik sorunları tüm yönleriyle derinlemesine ele almayı sağlayan İSEDAK'ın bilhassa içinde bulunulan dönemde kritik rol oynayabileceğini vurguladı.

Tüm ülkelerin bu anlayış ve şuurla meseleye yaklaşmalarını, çaba göstermelerini temenni eden Erdoğan, bu yılki İSEDAK toplantısının bölgesel ve küresel meseleler bağlamında son derece kritik dönemde gerçekleştiğini belirtti. Erdoğan, "Müslümanlar olarak beka mücadelesi verdiğimiz ağır bir imtihandan geçiyoruz" dedi.

Erdoğan, Suriye'de yaşanan iç savaşın 5'inci yılına girmek üzere olduğunu hatırlatarak, salonda bulunanlara şöyle seslendi:

"Muhasebemizi Rabbimize karşı yapmamız gerekir. Hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekmemiz gerekir. Şu ana kadar 380 bin Suriyeli masum, rejimin devlet terörü neticesinde ne yazık ki katledildi. 12 milyon insan, yerini, yurdunu terk etmeye zorlandı. Irak, Yemen, Filistin, Libya, Afganistan, Mısır, Lübnan çok ciddi sıkıntılarla boğuşuyor. Filistin'de kardeşlerimiz Mescid-i Aksa'nın ve Harem-i Şerif'in kutsiyetini hedef alan İsrail saldırıları karşısında insanlık dışı baskı ve şiddete rağmen onurlu, vakur bir mücadele veriyor. 8'inci yılını dolduran abluka, 1,5 milyon insanın yaşadığı Gazze'yi adeta bir açık hava hapishanesine çevirmiş durumda. Arakan'da şiddete maruz kalan, evleri, ocakları yakılan binlerce mazlum Rohingyalı çok zor şartlar altında ya komşu ülkelerde ya da okyanusun azgın dalgaları arasında yaşam savaşı veriyor.

Bu yürek yaralayıcı manzaralar yetmiyormuşçasına, silm dini, barış dini İslam'ı kendi kirli emelleri için araç olarak kullanan bir avuç cinayet şebekesi, her gün masum insanları, en başta da Müslümanları katlediyor. Adına DAEŞ, El Kaide, Boko Haram, Eş-Şebab denilen bu karanlık yapılar, İslam dünyasının başkaları tarafından tanzimine figüranlık yapıyor. Dikkat ediniz, bu terör örgütlerinin en öncelikli hedefi, kendileriyle aynı görüşü paylaşmayan diğer Müslümanlardır. Bu örgütler en büyük zararı İslam ülkelerine, değerlerimize, medeniyetimizin en güzide eserlerine, kütüphanelere, alimlere, ilim ve irfan yuvalarına vermiştir. Haricilerden Haşhaşilere kadar tarihte benzer örneklerini gördüğümüz bu şer şebekelerine karşı hepimizin kararlı bir duruş sergilemesi şarttır."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel 31. İsedak Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement