64. Hükümet Programı Meclis'e Sunuldu - Son Dakika
Politika

64. Hükümet Programı Meclis'e Sunuldu

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye'de dört buçuk yıldır devam eden ihtilafın gündemlerinde öncelikli konumda olduğunu belirterek, "Bu ülkede, siyasi bir dönüşüm sağlayacak gerçek bir geçiş sürecinin hayata geçirilmesi için çabalarımız kararlılıkla sürdürülecektir" dedi.

25.11.2015 20:41

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye'de dört buçuk yıldır devam eden ihtilafın gündemlerinde öncelikli konumda olduğunu belirterek, "Bu ülkede, siyasi bir dönüşüm sağlayacak gerçek bir geçiş sürecinin hayata geçirilmesi için çabalarımız kararlılıkla sürdürülecektir" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda 64. Hükümet'in programını okuyan Davutoğlu, gelecek dönemde temel önceliklerinin eğitimin her seviyesinde kaliteyi arttırmak olacağını kaydetti. Eğitimi insani kalkınmalarının odağına yerleştireceklerini vurgulayan Davutoğlu, AR-GE ve yüksek teknoloji yatırımlarına da büyük destek vereceklerini söyledi. Davutoğlu, Türkiye'nin teknoloji tüketen değil, üreten bir ülke olacağını belirtti. Niceliksel kalkınmanın niteliksel derinlik kazandıracağını vurgulayan Davutoğlu, eğitim kalitesini yükselten, etkili sağlık hizmeti sunan, nüfusun dinamizmini ve aile yapısını koruyarak geliştiren, kadına, gencine hak ettiği yeri ve önemi veren bir yaklaşımda olmayı benimsediklerini söyledi.

"Şeffaflık paketini süratle geçireceğiz"

Davutoğlu şöyle devam etti:

"Türkiye'nin yüksek insani gelişmişlik kategorisinden, çok yüksek insani gelişmişlik kategorisinde olan ülkeler arasında girmesini hedefliyoruz. Devletin gerçek ve tek sahibi olarak gördüğümüz vatandaşlar adına kamu yönetiminin tüm işlerinin şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir bir biçimde gerçekleştirilmesini sağlayacağız. Bu çerçevede kamu yönetimindeki politika uygulamalarımızda yolsuzlukla mücadeledeki kararlılığımız sürecektir. Halkımızı gerektiğinde en üst siyasi ve bürokratik düzeyde bilgilendirmeyi ve onlara hesap vermeyi, demokratik hukuk devleti anlayışımızın bir parçası olarak görüyoruz. Geçtiğimiz dönemde kamuoyu ile paylaştığımız şeffaflık paketini süratle geçireceğiz. Siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanının şeffaflaştırılmasına yönelik, seçimlerin temel hükümleri ve seçmen kütüklerine ilişkin kanun ile Siyasi Partiler Kanunu'nda değişiklikler yapacağız."

"Ekonomi alanında yeni bir döneme giriyoruz"

Mal bildirimlerinin şeffaf olmasını sağlayacaklarını vurgulayan Davutoğlu, yüksek mahkeme başkan ve üyeleri ile daire başkanlarının, TBMM Başkanlığı'na mal bildiriminde bulunmasını sağlayacaklarını kaydetti. Davutoğlu, her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da yeni bir döneme girileceğini belirtirken, AK Parti hükümetleri olarak, sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma için, ileri demokratik standartları ve evrensel hukuk normlarına dayalı olarak işleyen adil bir yargı düzenini esas aldıklarını söyledi.

"Yargı reformu başta olmak üzere, katılımcı demokrasi ve yönetim alanında sağlamakta olduğumuz ilerlemeler, önemli bir aşamaya gelmiş olan ekonomik dönüşüm sürecimizi sağlamlaştırmak açısından da kritik bir rol oynamaktadır" diyen Davutoğlu, 64. Hükümet döneminde de bir yandan makro ekonomik istikrar ve kazanımları güçlendirirken, diğer yandan da mikro ekonomik ve sektörel dönüşümlere odaklanacaklarını kaydetti. Davutoğlu, son 13 yılda, üst orta gelir grubuna yükseltilen Türkiye'nin, yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmesinin temel amaçları olduğunu vurgulayarak, "Güven ve istikrar içerisinde büyüyecek olan ekonomimizin temelini nitelikli, girişimci ve yenilikçi insanımız; bilgi ve teknoloji ile katma değeri yükselten işletmelerimiz oluşturacaktır" dedi. Davutoğlu, yeni dönemde de ekonomide temel prensiplerinin enflasyonun kalıcı bir biçimde düşük ve tek haneli oranlara çekilmesi olduğunu kaydetti.

Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Para politikalarının temel amacı fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir. Bu dönemde para politikası finansal istikrarı gözetecek ve fiyat istikrarı sağlamak amacıyla çelişmemek kaydıyla uygulayacağımız büyüme ve istikrar politikalarını destekleyeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mülkiyet hakkı ve girişim özgürlüğünü koruyacağız. Kazanılmış hakların korunmasını temin edeceğiz. Kamunun etkin olarak işletilmesini ve öngörülebilirliği sağlayacağız. Özel sektörün ihtiyaç hissettiği hizmetlere yönelik fiziki altyapıyı sunacağız. Üretken alanlarda, yenilikçi ve girişimci özel sektör öncülüğünde büyüyeceğiz. Dışa açık bir ekonomi olarak her alanda rekabetçiliği geliştirecek, küresel yatırımları ve nitelikli insan gücünü cezbedeceğiz."

Davutoğlu, bir diğer reform alanının ise reel sektörde olacağını kaydetti. Bu sektörde köklü değişimler gerçekleştirmenin ana hedefleri arasında yer aldığını belirten Davutoğlu, üreten, istihdam oluşturan, ihracatını arttıran bir ülke olma yolunda, reel sektörün yatırım ve işletme aşamalarında güçlü ve rekabetçi olması için gerekli tedbirleri alacaklarını söyledi.

Günümüzde ekonomik gelişmenin ana dinamiğini bilgi üretimi ve bilginin katma değere dönüşümünün oluşturduğunu vurgulayan Başbakan Davutoğlu,  doğal kaynaklara ve geleneksel üretim biçimlerine dayalı ekonomik yapıların sürdürülebilir olmadığını vurguladı.  Geleceğin dünyasını, insana ve insanla var olan bilim ve teknolojiye, bunların ticarileşmesine ortam hazırlayan, bilgi tabanlı bir ekonomi inşa eden ülkelerin kuracağını söyleyen Davutoğlu, "64. Hükümet olarak kalkınma stratejimizin özünü; daha donanımlı, daha yenilikçi ve girişimci, bilgi üreten ve bunu yüksek katma değere dönüştüren insanımız ve işletmelerimiz oluşturmaktadır" dedi.

"Güçlü bir sanayi ve üretim kültürünün destekleyicisi olacağız"

Ahmet Davutoğlu şöyle devam etti:

"Büyük ekonomiler arasına girme hedefimize ulaşmak için, teknolojiler üreterek katma değeri yüksek ürünler ihraç eden bir konuma hızlı bir şekilde ulaşmayı planlıyoruz. Bunun için bilgi üreten ve bunu ticari değere dönüştüren etkin işleyen bir AR-GE ve yenilik eko sistemini oluşturacağız. Dışa bağımlılığın yüksek olduğu sektörlerde yerli ürün ve teknolojilerin geliştirilmesine yönelik araştırma programlarını destekleyerek etkinleştireceğiz. Küresel kriz, sanayisi güçlü olan ülkelerin dayanıklılığını bir kez daha ortaya koymuştur. Sanayi başta olmak üzere, üretken alanlara yatırım yapan ülkeler, zor dönemlerde gerekli esneklikleri gösterebilmekte, yeni üretim biçimleriyle krizleri aşabilmektedir. Sanayinin geliştiği ülkeler aynı zamanda işgücü donanımının ve iş yapma disiplininin yüksek olduğu ülkelerdir. Sanayisi yükselen bir ülke olarak, gelecekte de güçlü bir sanayi ve üretim kültürünün destekleyicisi olacağız."

Davutoğlu, gelecek dönemde büyük çaplı ve yatırım niteliğindeki kamu alımlarında, alıcı kurumların yerli sanayiyi geliştirecek yönde kamu alım sürecini yönetme kapasitesini geliştireceklerini kaydetti. Kamunun oluşturduğu uygun ortamda girişimciliğin güçlendirilmesinin de temel politikaları olduğunu vurgulayan Davutoğlu, 64. Hükümet'in hızlı büyüyen yenilikçi KOBİ'leri desteklemeyi istikrarlı ekonomik büyümenin önemli bir gereği olarak gördüğünü belirtti. Çevreyi gelecek nesillere karşı bir sorumluluk bilinciyle ele almakta ve bir emanet olarak görmekte olduklarını söyleyen Davutoğlu, dünyada giderek artan oranda nüfusun şehirlerde yaşadığı, zenginliğin ve kültürün şehirlerde geliştiğini dikkate aldıklarında, yaşanabilir şehirler oluşturmanın temel öncelikleri olduğunu belirtti. Davutoğlu, şehirlerin altyapısı sağlam, afetlere dayanıklı ve çevreye duyarlı bir biçimde gelişmesini hedeflediklerini kaydetti.

"İmar mevzuatını günün ihtiyaçlarına uygun revize edeceğiz"

Bölgeler arası farklılıklara değinen Davutoğlu şunları söyledi:

"64. Hükümet olarak, ülkemizin bölgeleri arasındaki farklılıkları azaltarak, yaşam standartlarını birbirine yaklaştırarak topyekun kalkınmayı sağlama anlayışını sürdürmekteyiz. Önümüzdeki dönemde başta kadim şehirlerimiz olmak üzere tüm mekanlarımızda politikamız, dikey değil yatay bir yapılaşma olacaktır. Şehirlerimizi tabiat ve kültür ile iç içe yaşanacak ortamlar olarak korumak ve geliştirmek en önemli önceliklerimiz arasında yer alacaktır. Hedefimiz, şehirlerimizi insan dostu, çevre dostu, estetik, katılımcı ve müreffeh marka şehirler haline getirmektir. Bu doğrultuda, imar mevzuatını günün ihtiyaçlarına uygun olarak revize edeceğiz. Kentsel tasarım ilkelerini ve uygulamalarını, engelli, yaşlı, hareket kısıtlılığı olanlar gibi özel ilgi bekleyen kesimlerin hizmetlere erişimini kolaylaştırmak üzere geliştireceğiz."

"Perspektif üreten bir dış politikaya kavuştuk"

AK Parti iktidarları olarak ilk günden itibaren adaleti siyasette ve dış politikada da tesis etmeyi görev bildiklerini belirten Davutoğlu, bu görev bilincini iç ve dış şartlar ne olursa olsun hiç bırakmadıklarını kaydetti. Davutoğlu, dış politikalarını hakkaniyet üzerine oturttuklarını, geçmiş hükümetlerle mukayese götürmeyecek şekilde dış politikaya etkinlik kazandırdıklarını söyledi. Başbakan Davutoğlu, dış politikada süreklilik ve değişimi esas aldıklarını belirterek, Türkiye'nin bağımsız, etkin ve perspektif üreten bir dış politikaya kavuştuğunu kaydetti.

Davutoğlu şöyle devam etti:

"Bölgemizde krizlerin yoğunlaştığı bir dönemde krizlere dirayetli bir şekilde muhatap olmaktan imtina etmedik. Siyasi istikrara dayalı güçlü sivil yönetimimiz diğer alanlarda olduğu gibi dış politikada da büyük bir avantaj oluşturdu. Dış politika alanında Türkiye, pasif bir izleyici değil, inisiyatif ve sorumluluk alan bir ülkedir.

Bölgemizdeki gelişmelere cevap üretmenin ötesine geçerek, küresel meselelerde pozisyonlarını belirlemiş olan Türkiye, insanların hak ve hukuk taleplerini merkeze koyan, ahlaki ve vicdani yaklaşımı samimiyetle içselleştiren çok boyutlu dış politikasıyla, son derece çalkantılı bir dönemde unutulmuş veya dışlanmış mazlum halklar için bir ümit ışığı olmuştur. Türkiye'yi öncü bir ülke haline getirmeyi hedefledik. Gücümüzü şefkat, merhamet ve adalet ekseninde büyütme ilkesinden hareket ettik. Dünyadan kopuk değil, her alanda dünyayla bütünleşen bir ülke olmayı şiar edindik. Dış politikamız vizyona dayalı ve çok boyutlu olmuştur, çok boyutlu olmaya devam edecektir. Yeni dönemde de al bayrağı, dünyanın her köşesinde dalgalandırabilmek için, Türkiye'nin çevresindeki bütün havzalarda etkin ve sonuç alıcı, vicdani bir dış politika takip etmek için gece gündüz çalışacağız. Ümitlerini bize bağlamış hiçbir kardeş halkı yalnız bırakmayacağız. Küresel çapta, bölgesel etkinlikte uyguladığımız politikalarımız; oluşturduğumuz bölgesel ve ulusal işbirlikleriyle önümüzdeki dönemde de ülkemizin itibarını artırmayı ve küresel kalkınmaya daha fazla katkı vermeyi sürdüreceğiz."

Davutoğlu, dış politikada elde edilen kazanımların, öncelikli olarak ticareti ve uluslararası doğrudan yatırımları artırarak ekonomik refahı ileriye taşımakta ve karşılıklı etkileşime dayalı olarak sosyal gelişimi beslediğini belirterek, "Adil bir dünya tasavvurumuz dış politikamızı hem güçlendirmiş, hem de zenginleştirmiştir" dedi. Davutoğlu, Türkiye'nin dünyanın her tarafındaki mazlumların, mağdurların, mültecilerin ve muhtaçların yardımına koşmasının temelinde tarihi misyonu olan adalet ve yardımlaşma ilkelerinin yattığını vurguladı. Ahmet Davutoğlu, G20 Liderler Zirvesi'nde de bu yöndeki çabalarının güç kazandığını bütün dünyanın gördüğünü kaydetti.

- "KKTC'nin refahının artırılması için kararlılıkla attığımız adımlara devam edeceğiz"

Dış politikaya ilişkin hedefleri anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"64. Hükümet döneminde de uzun dönemli bir perspektifle sağlam değerlere dayalı olarak geliştirdiğimiz dış politikamızı önümüzdeki dönemde de dünya ve ülke şartlarını da dikkate alarak geliştirmeye devam edeceğiz.

Tarih önünde doğru yerde bulunuyoruz. Doğru yerde durmaya da devam edeceğiz. Bu duruşumuzu daha geniş, etkili ve fazla çaba ile önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz. Kıbrıs'ta müzakere edilmiş bir çözüm ve Kıbrıs Türk halkının uluslararası toplum içerisindeki haklı yerini alabilmesi, temel önceliklerimizden biridir.

KKTC'nin ekonomik altyapısının güçlendirilmesi ve refahının artırılması için bugüne kadar kararlılıkla attığımız adımlara devam edeceğiz. Yakın zamanda ana vatanla yavru vatanı su boruları ile birleştirip, ana vatandan yavru vatana aziz Anadolu suyunu götürdük. Kıbrıs'ta, her iki halkın asli kurucu iradelerini, siyasi eşitliklerini ve Ada'nın ortak sahibi olmalarını temel alan, müzakere edilmiş, adil ve kalıcı bir çözüm için garantör ülke olarak yapıcı katkımızı sürdüreceğiz ve Birleşmiş Milletler'in bu yöndeki çabalarını destekleyeceğiz."

2011 yılından bu yana sancılı bir dönüşüm sürecinden geçmekte olan Kuzey Afrika ve Ortadoğu coğrafyasında, geçmiş iktidarları döneminde olduğu gibi, birleştirici ve yapıcı bir rol oynamaya devam edeceklerini söyleyen Davutoğlu, bölgedeki kriz ve çatışmalara adil, kalıcı ve sürdürülebilir siyasi çözümler üretilmesi yönündeki çabalarının süreceğini kaydetti.

Ortadoğu'da etnik ve mezhebi ayrılıklara dayalı çatışmaların ve dışlayıcı yaklaşımların karşısında sosyal bütünleşmeyi ve kapsayıcı siyasi birliği destekleyeceklerini söyleyen Davutoğlu, Suriye'de dört buçuk yıldır devam eden ihtilafın, her geçen gün daha da derinleşen insani yıkıma ilave olarak, bölgesel olarak başlayan ve giderek küresel bir hal almakta olan güvenlik ve istikrar açısından oluşturduğu tehditler bakımından da gündemlerinde öncelikli konumda bulunmakta olduğunu kaydetti.

"Suriyeli ve Iraklı kardeşlerimizin yanında yer almaya devam edeceğiz"

Davutoğlu konuşmasının devamında şunları vurguladı:

"Bu ülkede, siyasi bir dönüşüm sağlayacak gerçek bir geçiş sürecinin hayata geçirilmesi için çabalarımız kararlılıkla sürdürülecektir. 64. Hükümet olarak da insani ve vicdani sorumluluk gereği, rejimin zulmünden ve terörden kaçarak ülkemize sığınan Suriyeli ve Iraklıların yaralarının sarılması için gerekli yardımı sağlamaya, zor günlerinde Suriyeli ve Iraklı kardeşlerimizin yanında yer almaya devam edeceğiz.

Ortadoğu'da kalıcı istikrarın sağlanmasının en önemli koşullarından birisi olan Filistin sorununun adil, kapsamlı ve yaşayabilir bir çözüme ulaştırılması amacına yönelik gayretlerimiz sürecektir. Filistin Ulusal Birlik Hükümeti'ne yönelik güçlü desteğimiz de devam edecektir. Tarihi bir miras ve emanet olarak gördüğümüz Mescid-i Aksa ve Kudüs'ün özgürleştirilmesi için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz. Köklü tarihi bağlarımızın bulunduğu Balkanlar'da barış ve istikrar ortamının korunması hükümetimizin öncelikleri arasında yer almaktadır."

"AB ile yürütülen müzakerelerin amacı tam üyeliktir"

Davutoğlu, Avrupa Birliği'ne (AB) tam üyeliğin stratejik hedefleri arasında yer aldığını vurgulayarak, hükümet olarak AB müktesebatına uyum sürecini hızlandıracaklarını kaydetti. Davutoğlu, hükümet programını sunduktan sonra pazar günü Türkiye-Avrupa Birliği zirvesini gerçekleştirmiş olacaklarını belirtti. Ahmet Davutoğlu, hükümetin gösterdiği samimiyete karşın AB kurumlarının ve üye ülkelerin de gerekli karşılığı vermesi gerektiğini söyledi. AB müktesebatına yüksek oranda uyum sağlandığı halde, belirli fasılların siyasi mülahazalarla açılmamasının AB'nin temel ilkeleriyle bağdaşmadığını söyleyen Davutoğlu, gelecek dönemde AB ile uyum sürecini devam ettirirken Meclis'teki tüm partilerin desteğini göreceklerine inandıklarını vurguladı.

Son dönemlerde Suriye'de yaşanan iç çatışmaların etkisiyle artan mülteci akınının, bölge ülkelerini aşarak başta AB olmak üzere uluslararası ölçekte bir meseleye dönüştüğünü belirten Ahmet Davutoğlu, "Bu alanda AB ile Türkiye diyaloğu ve işbirliğinin önemi giderek artmaktadır. AB ile sürdürdüğümüz ilişkiler bütünlüğü içinde bu alanda da yeni inisiyatifler geliştirilmesi önem arz etmektedir. Bu çerçevede AB sürecine yeni bir ivme kazandırmak amacıyla hazırlanan AB Katılım İçin Ulusal Eylem Planı'nı titizlikle hayata geçiriyoruz. Hükümetimiz AB üyeliği konusunda kararlı ve istikrarlı politikasını sürdürecektir. Tüm zorluklara rağmen bizim için AB ile yürütülen müzakerelerin amacı tam üyeliktir" dedi.

Davutoğlu, ABD ile ilişkileri ve işbirliğini karşılıklı saygı ve güven temelinde geliştirmeye devam edeceklerini söyledi. Davutoğlu, "Önemli bir ortağımız ve bölgesel işbirliği bakımından önem taşıyan bir komşumuz olan Rusya ile ilişkilerimizin dinamiği merkezinde bulunduğumuz geniş coğrafyayı yakından ilgilendirmektedir. Önümüzdeki dönemde enerji ve ticaret başta olmak üzere Rusya ile ilişkilerimizi karşılıklı hassasiyetlere saygı içerisinde ve müşterek menfaatler doğrultusunda güçlendirmeye gayret edeceğiz" diye konuştu.

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika 64. Hükümet Programı Meclis'e Sunuldu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement