"Derin Devlet Yapılanması" Hakkında İlk Kez Bir Yargı Kararı Verildi - Son Dakika
Güncel

"Derin Devlet Yapılanması" Hakkında İlk Kez Bir Yargı Kararı Verildi

5 Ağustos 2013 günü karara bağlanan ve aralarında eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Gazeteci Tuncay Özkan ve Danıştay Saldırısı faili Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 275 sanıklı Ergenekon Davası'nın gerekçeli kararı 8 ay sonra açıklandı.

03.04.2014 12:34

5 Ağustos 2013 günü karara bağlanan ve aralarında eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Gazeteci Tuncay Özkan ve Danıştay Saldırısı faili Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 275 sanıklı Ergenekon Davası'nın gerekçeli kararı 8 ay sonra açıklandı.

Davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi dün gerekçeli kararı UYAP'a yükledi, bugün de sabah saatlerinde onay işlemini gerçekleştirdi. Onayın ardından davanın tarafları UYAP üzerinden gerekçeli karara ulaşabiliyor.

Gerekçeli kararın önsözünde şu dikkat çekici ifadelere yer verildi:

"20 Ekim 2008'de duruşmaları başlayan Ergenekon Silahlı Terör Örgütü Davası 5 Ağustos 2013'te sona ermiştir. Bu yargılama sonunda, Ergenekon diye bir örgüt olduğu, bu örgütün yapısı, eylemleri ve belgeleri dikkate alındığında mevcut yasalara göre silahlı bir terör örgütü özelliği taşıdığı, bu silahlı terör örgütünün bir derin devlet yani Gladyo/Kontrgerilla yapılanmasına karşılık geldiği ve esas olarak Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yasadışı olarak oluşturulup faaliyet gösterdiği, mensupları arasında asker-sivil toplumun her kesim ve statüsünden insanların bulunduğu sonucuna varılmıştır. Toplumda geçmişten bu yana Ergenekon ismi dahil değişik isimlerle bilinen, kabul edilen ve eylemleri şikayet edilen "derin devlet yapılanması' hakkında ilk kez bir yargı kararı verilmiştir. Yapılan yargılamada sanıklar hakkında, gerek Ergenekon Terör Örgütü¨ üyeliği gerekse işledikleri sair suçları nedeniyle cezalandırılmalarına karar verilmiştir. Sanıkların islediği sabit görülen sair suc¸ların en o¨nemlisi, 'cebir ve s¸iddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya go¨revlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye tes¸ebbu¨s etme (hu¨ku¨meti cebren ıskat veya vazife go¨rmekten cebren men etme)' suc¸udur."

Kararda, askeri darbelerin öncesinde toplumun buna hazırlandığı ve büyük mağduriyetler yaşanmasına neden olduğunun altı çizildi.

-"SANKİ HİÇ DARBE OLMAMIŞ"-

Yapılan savunmalarda, Ergenekon Tero¨r O¨rgu¨tu¨'nün faaliyetlerinden dolayı sanıkların suc¸landıkları hususu go¨rmezden gelinerek, "Tu¨rk ordusuna bu¨yu¨k bir buhtan yapıldıgˆı"nın iddia edildiği kaydedilirken, "Sanki Tu¨rkiye'de hic¸ darbe olmamıs¸ ve hu¨ku¨metlerin go¨revi sekteye ugˆratılmamıs¸ gibi bir yaklas¸ım sergilenmis¸tir" ifadelerin kullanıldı.

Ülkeyi darbeye go¨tu¨ren su¨rec¸te gelis¸en acılarla dolu olaylar ve bu olayların ardından gerc¸ekles¸en mu¨dahalelerin izleri hala tam olarak silinemediği kaydedilen gerekçeli kararda, şunlar kaydedildi:

"Bu gerc¸ekligˆi kim go¨rmezden gelebilir? Buna kars¸ın sanıkların o¨zellikle belli bir kısmının gerek telefon konus¸malarında, gerek yazılarında ve gerekse savunmalarında 1960 askeri darbesini, bir devrim olarak degˆerlendirdikleri, bu tu¨r bir mu¨dahalenin gerc¸ekles¸mesini ac¸ıkc¸a ifade ettikleri, ordu millet el ele biraraya gelmesiyle ordunun gidis¸ata dur demesi gerektigˆinden bahsettikleri go¨ru¨lmu¨s¸tu¨r. Bunun yanında Ergenekon Tero¨r O¨rgu¨tu¨'nu¨n gerek yo¨netici ve gerekse u¨ye konumundaki hemen hemen tu¨m mensupları u¨lkede bir askeri mu¨dahale veya darbe ortamının olus¸masını istemekte, hatta memleketin kurtulus¸u ic¸in bunun olmazsa olmaz oldugˆunu du¨s¸u¨nmekte ve yaptıklarını bir Kuva-yı Milliye Harekatı olarak degˆerlendirmektedirler. Dosyada bu tu¨r yu¨zlerce delil mevcuttur. Sanıklar bu kastlarını, hem nefret ve s¸iddet ic¸eren so¨ylemleri hem de eylemleriyle ac¸ıkc¸a ortaya koymaktadırlar. Hatta bazı sanıklar so¨zkonusu bu yo¨ndeki istegˆin 'du¨s¸u¨nce ve ifade o¨zgu¨rlu¨gˆu¨' kapsamında degˆerlendirilmesi gerektigˆini belirtmis¸lerdir. Oysa Avrupa I·nsan Hakları Mahkemesi, ifade ve o¨rgu¨tlenme o¨zgu¨rlu¨gˆu¨nu¨n s¸iddete ve nefrete c¸agˆrı olarak kullanılması durumunu korumamıs¸ ve hatta degˆil s¸iddete c¸agˆrıyı, ifadeler s¸iddete c¸agˆrı ic¸ermese dahi, yapılmıs¸ bir tero¨r eylemini dogˆru bulmayı ifade etmenin de ifade o¨zgu¨rlu¨gˆu¨ kapsamında degˆerlendirilemeyecegˆini belirtmis¸tir."

-"POLİSİN ALEYHTE DELİL ÜRETTİĞİ İDDİASI DOĞRULANMADI"-

Mahkeme heyeti gerekçeli kararı makul sürede tamamladıklarını savunurken gerekçeli kararda dikkat çeken diğer cümleler ise şöyle oldu:

"Yapılan yargılamada sanıklar hakkında Ergenekon terör örgütü nedeniyle cezalandırmalarına karar verilmiştir. Örgüt, Ecevit, Gül, Erdoğan hükümetlerini hedef aldı. Örgütün bazı hücrelerine ulaşılamadığı görüldü. Ortaya çıkarılamayan hücreler için soruşturma devam etmeli. Uzmanlık alanlarına göre örgüte katkı sağlanan bir yapı var oldu."

Terör örgütüne Türk gladyosu "Ergenekon' adını verdi. Mehmet Ersöz'ün internet andıcını organize ettiği, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'dan onay aldığı ortadadır. Bazı internet siteleri Başbuğ'dan onay alınarak yayın yaptı. İlker Başbuğ, terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket etmiştir. Örgütün yöneticisi olarak kabul edilmiştir.

Sarıkız, Ayışığ gibi darbe planlarıyla hükümet men edilmek istendi. Harp okulu öğrencileri Genelkurmay Başkanı'na karşı kışkırtıldı.

Cumhuriyet ve Danıştay saldırıları örgütün ikinci dönemi.

Azınlık, cemaat ve Alevi toplum önderlerine eylem hazırlığı yapıldı. Azınlıklara karşı sistematik bir nefret söylemi gerçekleştirildiği açıktır.

Hurşit Tolon'da TSK'ya ait "Psikolojik Harp' adlı dosyalar ele geçirildi.

Bugüne kadar yasama ve yürütmeye karşı işlenen suçlar cezasız kaldı.

Örgütün PKK gibi örgütlerle ilişkisi belgeler kapsamında anlaşılmaktadır.

Polisin aleyhte delil ürettiği iddiası doğrulanmadı.

Mahkeme, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında kullanılan "terörist" ifadesinin eleştirilmesi hakkında da açıklama yaptı.

Mahkeme, "Terörist kelimesi hukuki değil, basının kullanmayı tercih ettiği bir kavramdır. Hukukta terör suçlusu kavramı tercih edilir. Terör örgütü içinde faaliyet göstermiş bir kişi için terör suçlusu denir" denildi.

Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel 'Derin Devlet Yapılanması' Hakkında İlk Kez Bir Yargı Kararı Verildi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement