Yemen'de "Filler Tepişir, Çimenler Ezilir" - Son Dakika
Güncel

Yemen'de "Filler Tepişir, Çimenler Ezilir"

DOHA / FATİH OKUMUŞ - Georgetown Üniversitesi Katar Kampüsü Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Birol Başkan, "Filler tepişir, çimenler ezilir, Yemen, Suudi Arabistan ve İran arasında 1979 İran İslam Devrimi'nden sonra başlayan rekabetin yaşandığı ülkelerden biri" dedi.

15.04.2015 14:29
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

DOHA/ FATİH OKUMUŞ - Georgetown Üniversitesi Katar Kampüsü Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Birol Başkan, "Filler tepişir, çimenler ezilir, Yemen, Suudi Arabistan ve İran arasında 1979 İran İslam Devrimi'nden sonra başlayan rekabetin yaşandığı ülkelerden biri" dedi.

Yemen'deki krizin kökeninin Suudi Arabistan ve İran arasındaki bölgesel rekabete dayandığını öne süren Yrd. Doç. Dr. Başkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Filler tepişir, çimenler ezilir, Yemen, Suudi Arabistan ve İran arasında 1979 İran İslam Devrimi'nden sonra başlayan rekabetin yaşandığı ülkelerden biri. Bu rekabet Ayetullah Humeyni'nin ölümüyle küllenmeye yüz tutmuş olsa da 2 binli yıllarda tekrar canlandı. Özellikle ABD'nin Irak'ı işgalinin ertesinde Irak'ta Şiilerin daha etkin konuma gelmeleri Suudi Arabistan ve bütün Arap dünyasında Şiilerin siyasi olarak yükseldiği kaygısını oluşturdu. Bu yükselişi dengelemek adına, Suudi Arabistan, Irak, Suriye ve Lübnan'da İran ile nüfuz rekabetine girişti" diye konuştu.

-İran, Zeydiler arasında taraftar bulmakta başarılı oldu

Yemen'in de söz konusu rekabetin yaşandığı ülkelerden birisi olduğunu belirten Başkan, Yemen Şiilerinin "Beş imamcı Zeydi", İran Şiilerinin "12 imamcı" olduğuna dikkati çekerek şöyle devam etti:

"Buna rağmen görünen o ki, İran, Yemen Zeydileri arasında da taraftar bulmaya çalışmış ve bunda da başarılı olmuştur. Husi hareketinin kurucusu Bedreddin el-Husi İran'da Kum şehrinde bir süre kalıp eğitim almış bir din adamı. Husiler, Kuzey ve Güney Yemen'in 1990'da birleşmesi üzerine Ali Abdullah Salih'in liderliğini kabul etmemiş ve muhalefete başlamıştı. Silahlı bir Husi isyanı ise 2004 yılında Bedreddin'in oğlu Hüseyin tarafından başlatıldı. Hüseyin ilk çatışmada ölünce onun kardeşi Abdulmelik isyanın liderliğine yükseldi."

-Yemen'in Hizbullah'ı mı?

"Önce Hüseyin, sonra Abdulmelik'in liderliği altında Husi hareketinin gittikçe Lübnan'daki Hizbullah hareketine benzediğini" ileri süren Başkan, "Hareketin İran'la ilişkisi ne olursa olsun, Suudi Arabistan, Husi isyanını İran'ın işi olarak görüyor. Son dönemde Husilerin kazanımları da doğal olarak İran'ın kazanımlarıdır" ifadelerini kullandı.

"Uzun süredir Körfez ülkeleri, Husileri İran ekseninden çıkarıp Yemen sistemine dahil etmek için çaba gösterdi, ama son kazanımlar ile artık Körfez, Husilerle alakalı plan değişikliğine gitme ihtiyacı duymuş olsa gerek" diyen Başkan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD)-İran yakınlaşmasının da göz önünde bulundurulması gerektiğini kaydetti.

-ABD-İran yakınlaşması

Suudi Arabistan'ın başını çektiği Arap koalisyonunun Yemen harekatının ABD'yi "müşkül durumda" bıraktığını vurgulayan Başkan, ABD-İran ve Körfez ilişkilerini şöyle değerlendirdi:

"Körfez ülkeleri güvenliklerini ABD'ye havale etmiş ülkeler. ABD'nin İran ile devam eden yakınlaşması Körfez ülkelerini İran karşısında çok daha zayıf bir konuma sokacak ve İran'ın bölgede daha fazla hakim bir duruma gelmesi anlamına gelecek. Körfez ülkeleri, Yemen'e müdahale ederek  ABD'ye İran ve bizim aramızda bir tercih yap mesajı vermek istemiş olabilirler. ABD, Suudilerin liderliğini yaptığı Arap koalisyonuna desteğini ilan etse de aslında önemli bir ikilemle karşı karşıya kaldı. Bu desteğin İran'la nükleer müzakerelere negatif bir şekilde yansıma ihtimali olabilir."

-Yemen el-Kaidesi, Abdülmelik el-Husi'nin başına 20 kilo altın ödül koydu

"Husilerin yükselişi yerel hesapları tamamen değiştirdi" diyen Başkan, Şii Husilere karşı savaşan Sünni el-Kaide'nin bölgedeki rolüne ilişkin ise şunları söyledi:

"Daha da önemlisi el-Kaide. ABD, El Kaide'yle mücadelede uzun yıllardır gerek Suudi hükümetinden gerekse Yemen'deki Salih ve daha sonra Hadi hükümetlerinden önemli destek görüyordu. Husilerin yükselişi yerel hesapları tamamen değiştirdi. El-Kaide, Husilere karşı savaşan önemli bir Sünni yerel örgüt haline geldi. Mesela örgüt, Husilerin lideri, Abdülmelik el-Husi'nin başına 20 kilo altın ödülü koydu. Şu an ki durumda El Kaide'nin DAEŞ benzeri bir evrim geçirme ihtimali var. Zira Husilerin ilerleyişi karşısında kaygılanan Sünni kabileler el-Kaide'ye destek olabilirler. Suudi Arabistan'ın da bu süreçte El Kaide karşıtı bir girişimde bulunacağını sanmıyorum. Hatta Suudi Arabistan gizlice eski destek kanallarını harekete geçirip Yemen el-Kaidesini Husilere karşı güçlendirebilir. Suudi Arabistan ve müttefiklerinin en büyük handikapı Yemen'e asker sokmak. Yerel güçlerin harekete geçirilmesi onlar açısından daha güvenli."

Yemen'de devrik lider Ali Abdullah Salih'le iyi ilişkiler içerisinde olan İhvan'ın gelinen noktadaki durumuna da değinen Başkan, İhvan'ın bir ikilem içerisinde olduğunu ileri sürerek, şöyle devam etti:

"İkilemde kalan sadece ABD değil. İhvan-ı Müslimin de ciddi bir ikilemde. İhvan, Suudi Arabistan'a kaçan devlet başkanı Abdurabbu Mansur Hadi'nin önemli bir müttefikiydi. Yemen'de, Salih sonrası dönemde İhvan'ın önemli kazanımları oldu. Husilerin yükselişi ile birlikte kaybedenler arasında Yemen İhvan'ı da var. O yüzden olsa gerek İhvan Suudi Arabistan liderliğindeki askeri harekete desteklerini açıklamış olsa da garip bir durum ortaya çıktı. Zira aynı askeri harekete İhvan'ın azılı düşmanı Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) de katılıyor. Nitekim Suudi Arabistan da İhvan'ı terör örgütü ilan etmişti. Yemen'de gelişen olaylar kısa vadede İhvan'ın lehine olabilir. Suudi Arabistan yumuşamaya başladı bile. Mısır ve BAE kısa vadede pozisyonlarını değiştirmese bile, daha da sakinleşebilirler."

Georgetown Üniversitesi Katar Kampüsü Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Birol Başkan, sözlerini şöyle tamamladı:

"İhvan'ın Filistin kolu Hamas da ikilem içinde. Son zamanlarda Arap Baharı sürecinde İran'la bozulan ilişkilerini onarma gayreti içindeler. Suriye'de içine düştükleri ikilemi iyi yönetemeyip, İran'ın desteğini kaybetmişlerdi. Hamas şimdi yeni bir ikilemde, İran ve Sünni Arap devletleri arasında kalmış gözüküyor."

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Yemen'de 'Filler Tepişir, Çimenler Ezilir' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement