Yozgat - Bakan Tezcan: Baykal'ın Yurt Dışı Programını Iptal Etmesi Demokrasi Dersidir

Bakan Tezcan: Baykal'ın yurt dışı programını iptal etmesi demokrasi dersidir

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, 'Antalya Milletvekilimiz Deniz Baykal, yurt dışı programını iptal etti. Bu bir demokrasi dersidir. 'Sen benim ülkemin bakanının evet propagandası yapmasına müsaade etmezsen, ben de oraya hayır propagandası yapmaya gelmiyorum' dedi. Şimdi bu dersi sadece biz almayacağız. Ben İktidar yetkililerinin de, hükümetin de bu dersi iyi okuması gerektiğini hatırlatmak istiyorum' dedi.

HAYIR DİYENLERE BÜYÜK SALONLAR VERİLMİYOR

Bülent Tezcan, partisinin Yozgat Gençlik Kolları tarafından düzenlenen toplantıyda yaptığı konuşmada, referandum sürecinde halkın sağ duyusu ve milletin ferasetinin hakim geleceğini söyledi. Tezcan, 'Meclis dönemini milletten kaçırarak gizli kapaklı yürüttüler, şimdi kampanya dönemini de böyle yürütmeye çalışıyorlar. Türkiye'de haberlere bakın, gazeteler bakın. 'Evet' demenin serbest, 'hayır' demenin yasak olduğu bir Türkiye. 'Hayır' diyenlere büyük salonlar verilmiyor, küçük salonlar tahsis ediliyor. 'Hayır' diyenlere valilik yasak getiriyor, 'toplantı yapamazsın' diyor. 'Hayır' diyenlerin afişini asan belediyelere valilikler toplatıyor, 'kaldır bu afişleri' diyor. Dün Nevşehir'deydim, bugün Yozgat'tayım. Bakıyorum bugün bütün belediyelerin bilboardlarına, 'sayın Başbakan'ın afişiyle birlikte 'evet' diyoruz' afişleri var. 'Evet' demek serbest, hayır demek OHAL şartlarında direnene direne, itiraz ede ede, mücadele ede ede söylenecek bir şey. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, halkın sağduyusu, milletin feraseti hakim gelecek. Hayırlı bir sabaha uyanacağız" diye konuştu.

ALMANYA VE HOLLANDA'YA İTİRAZ EDECEK YÜZÜNÜZ KALMAZ

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın yurt dışı programını iptal etmesiyle ilgili de konuşan Tezcan, "Biz herkesin her yerde düşüncesini özgürce ifade edebilmesini, halka derdini rahatça, serbestçe anlatabilmesini istiyoruz. Türkiye'de de, yurt dışında da 'evet' diyenin de, 'hayır' diyenin de özgürce, serbestçe derdini anlatabilmesini istiyoruz. Referandumun amacı budur. Öyle olursa millet anlayacaktır. Şimdi sayın Adalet Bakanı, Yozgat milletvekilidir. Kendisi Almanya'da bir toplantı yapacak, 'Evet' propagandası yapmak üzere, yurt dışındaki vatandaşlara. Yasak getirildi, sonuna kadar kınıyoruz, sonuna kadar reddediyoruz. Yani yurt dışında bunun engellemesinden bizim memnun olmamız mümkün değil. Hollanda'da benzeri bir yasak, bir başka Bakan Nihat Zeybekçi için getirildi. Bunu da kabul etmiyoruz. Onun için Antalya milletvekilimiz önceki dönem genel başkanlarımızdan sayın Deniz Baykal yurt dışı programını iptal etti. Bu bir demokrasi dersidir. 'Sen benim ülkemin bakanının evet propagandası yapmasına müsaade etmezsen, ben de oraya 'hayır' propagandası yapmaya gelmiyorum' dedi. Şimdi bu dersi sadece biz almayacağız. Ben İktidar yetkililerinin de, hükümetin de bu dersi iyi okuması gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Siz valileriniz eliyle 'Hayır' broşürü dağıtan gençleri toplayıp göz altına alırsanız, siz 'hayır' afişi asanlardan kalkıp da soruşturma başlatıp, afişleri kaldırtırsanız, valiler eliyle 'hayır' toplantılarını yasaklarsanız Almanya ve Hollanda'ya itiraz edecek yüzünüz kalmaz, onlara benzersiniz. Nasıl oraya itiraz ediyorsak, burada da aynı şekilde serbestçe propaganda yapılmasının önünü açacağız" diye konuştu.

MAĞDURİYET HİKAYESİ YARATMA PEŞİNDESİNİZ

Almanya ve Hollanda'nın kararları sonrası yine mağdur edebiyatı yapılmaya başlandığını ifade eden Bülent Tezcan, "Buradan da bir mağduriyet üretmeye başladılar. Çıkmış sayın bakan diyor ki; 'bize izin vermiyorlar. Bunun için her şeyden önce evet demek lazım'. İnsaf. 81 vilayette 'hayır' demeyi yasak ettiniz. Bir tane, iki tane ülkede, ki biz sizinle beraber itiraz ediyoruz. Buradan bir mağduriyet hikayesi yaratma peşindesiniz. Aklıma şu gelmiyor değil. 'Almanya hükümeti ile Hollanda hükümeti de mi 'evetçi' acaba.?' Niye diyeceksiniz. Bunlarda mı, 'bunların eline bir mağduriyet malzemesi verelim de 'evet' propagandası için ellerinde başka bir malzeme kalmadı. Bu sefer de bu malzemeyi kullansınlar diye işbirliği mi yapıyorlar diye aklıma gelir oldu. Niye öyle diyorum. Yöntem aynıb. Buradaki 'hayır'ı yasaklıyor, orada ki 'evet'i yasaklıyor. Farkınız yok ki. 15 sene mağdur edebiyatı ile geçti. Mağduriyet konusu tükenince yine mağduriyet konusu aradılar. Memleket başörtüsü konusunu tartışmazken, tartıştırmaya çalışıyorlar. Kimse ağzını açmıyor. Baktılar ağzını açan yok. Bırakın insanların giyim kuşamı ile uğraşmayın, bunun üzerinden siyaset yapmayın. Örten örtsün, örtemeyen örtmesin. Kimsenin bir şey dediği yok. Ama devletin tepesindekiler yine vatandaşın meşgul olmadığı gazete haberini tersine çevirip, oradan bir mağduriyet üretme peşine düştüler" dedi.

MİLLET, MEMLEKET VE VATAN MESELESİ

Referandum sonunda sandıktan çıkan sonuç ne olursa olsun herkesin anayasal sınırlar içerisine çekileceğini ifade eden Tezcan, "Bir referandum sürece yaşıyoruz. Bu bir siyasi parti sorunu değildir. İktidar-muhalefet sorunu değildir. Biz bu konuya CHP'nin sorunu, Ak Parti'nin sorunu, MHP'nin sorunu., ya da Saadet Partisi'nin sorunu diye bakmıyoruz. Biz soruna millet ve memleket meselesi, vatan meselesi diye bakıyoruz. Çünkü, 17 Nisan sabahı sandıktan çıkan sonuç ne olursa olsun, yine bu ülkede aynı şekilde İktidar hükümet etmeye, muhalefet muhalefet etemeye devam edecek. Herkes anayasal sınırları içerisine çekilecek. Toplum huzura kavuşacak, gerilim bitecek. Herkesin görevinin, yetkisinin ne olduğu Anayasa'da yazıyor, ona göre hareket edecek. Bundan sonra kimse 'ben şuradan geldim, buradan geldim, bu yetkiyi kullanırım' diyemeyecek" dedi.