ABD'nin Başkenti Washington'da Türkiye Paneli

Son Güncelleme:

ABD'nin başkenti Washington'da Center for American Progress adlı düşünce kuruluşunda "Obama'nın İkinci Döneminde Türkiye" başlıklı panel düzenlendi.

ABD'nin başkenti Washington'da Center for American Progress adlı düşünce kuruluşunda "Obama'nın İkinci Döneminde Türkiye" başlıklı panel düzenlendi.


Panelde, daha çok Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğü, demokratikleşme süreci, yeni Anayasa yazım çalışmaları gibi konular konuşuldu.


AB Türkiye Delegasyonu'nun eski Başkanı Marc Pierini, Türkiye'nin basın özgürlüğü konusunda "resminin kötü olduğunu" ve bu durumun Türkiye'nin imajını zedelediğini söyledi. Hükümetin, cezaevlerindeki gazetecilerin mesleki nedenlerle cezaevlerinde olmadığı şeklindeki açıklamalarının ikna edici olmadığını öne süren Pierini, Türkiye'nin, özgürlükler konusundaki adımları öncelikle kendi içerisinde atması gerektiğini ifade etti.


CNN Türk Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav, Türkiye'nin ilk kez sivil Anayasa yazmaya çalıştığını ve bu süreçte "laikliğin yeniden nasıl tanımlanacağı", "etnik kimliklerin tanımı", "bireysel özgürlükler" ve


"başkanlık sistemi tartışmaları" gibi 4 temel konunun ön plana çıktığını söyledi.


Türkiye'de askeri denetim artık ortadan kalkmış olmasına rağmen bu kez sivil idarenin müdahale etme eğilimlerinin görüldüğünü belirten Boratav, demokrasi ve refah yolunda ilerlemek için hangi taraf olursa olsun, sivil alana müdahalenin son bulması gerektiğini kaydetti.


Siyasetçilerin Güney Amerika'ya bile ihraç edilecek kadar popüler hale gelen Türk dizilerine karışmasını örnek veren Boratav, "Eğer Türkiye, dizilerini başka ülkelere ihraç etmek istiyor ve bu dizilerin dünyadaki 'yumuşak gücü'nün önemli parçasını oluşturduğunu düşünüyorsa, bu dizilerin başarısının arkasındaki yaratıcı süreç özgür olmalı" dedi.


Boratav, "Bugünün Türkiyesi ile 1980-90'ların Türkiyesi'nin birbiriyle mukayese edilemeyeceğine katılıyorum, ancak bugünün Türkiyesi ile 2004 Türkiyesi'ni karşılaştırırsak neredeyiz- Kritik soru bu. Önemli olan, Türkiye'yi tekrar reform kulvarına döndürüp, son 10 yılın ortalarında bıraktığımız yerden tekrar devam etmek" diye konuştu.


-Türkiye'deki özgürlükler...-


Zaman gazetesi köşe yazarı Abdülhamit Bilici, demokratikleşmenin Türkiye için seçim değil, yükümlülük olduğunu belirterek, Türkiye'de sadece Batı'nın değil, Ortadoğu'nun da takdirini toplayan ve bölgesinde önemli yumuşak güç haline getiren, Fas'tan Endonezya'ya kadar birçok ülkede örnek alınmasına neden olan süratli reform sürecinin son iki yılda yavaşlamasının üzücü olduğunu söyledi.


Bunda Türkiye-AB ilişkilerinde yaşanan sorunların da etkili olduğunu belirten Bilici, her ne kadar Türkiye'nin ekonomik dönüşümü açısından eski önemini yitirmiş olsa da AB'nin demokratikleşme sürecinde sunduğu "yol haritası"nın hala çok önem taşıdığını kaydetti.


Bilici, Türkiye'nin bugün, çok daha çoğulcu ve canlı demokrasisi, Kürt meselesinden azınlık haklarına, hatta 1915 olaylarına kadar her konunun rahatlıkla tartışılabilmesiyle, 20-30 yıl öncesiyle karşılaştırılamayacak konuma geldiğini, ancak hala normal demokrasi olma yolunda daha atılacak çok adımlar bulunduğunu ifade ederek, Türkiye'nin "yumuşak güç" konumunu sürdürebilmesi için demokratikleşme ve sivil Anayasa'nın şart olduğunu söyledi.


Cezaevlerindeki gazetecilerle ilgili olanlar başta olmak üzere uluslararası raporların Türkiye'nin bugünkü gerçek konumunu doğru yansıtmadığını ifade eden Bilici, "Türk demokrasisinin İran ya da Çin'den bile daha kötü olduğu gibi imaj var ve bu adil değil" dedi.


Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer ise Türkiye'de hükümetin gazetecilere türlü baskılar uyguladığını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eleştiriye tahammülsüzlüğünün giderek arttığını ve hükümeti eleştiren yazarların hükümete yakın gazetelerde çalışsalar bile işlerinden atıldığını iddia etti.


Bu konularda Obama yönetimini "sessiz" kalmakla eleştiren Çakırözer, konunun Obama ile Erdoğan arasındaki gündemde yer almadığını, bunun kaygı verici olduğunu savundu. Çakırözer, "Obama, bu konuda sessiz kalmayı sürdürerek, aslında kendi ülkesinin üzerine inşa edildiği demokrasi, ifade özgürlüğü gibi temel ilkelere ters düşüyor" dedi.


Milliyet gazetesi köşe yazarı Aslı Aydıntaşbaş da Türkiye'de cezaevlerindeki gazeteciler, ifade özgürlüğüyle alakalı sorunlar, uzun gözaltı süreleri gibi


"demokrasi noksanlıklarının" son yıllarda Türkiye ile ABD arasındaki diyalogda ağırlıklı yer kaplamadığını, bu durumun Obama'nın ikinci döneminde de değişeceğini sanmadığını belirterek, zaten Türkiye'nin bu sorunları, hem kendi içerisinden gelen talepler hem de bölgesel rol oynama iddiası nedeniyle kendisinin çözmesi gerekeceğini söyledi.


Türkiye'nin Ortadoğu'nun lideri olmak istediğini ifade eden Aydıntaşbaş,


"Birinci Cumhuriyet, son 10 yıl içerisindeki bir zamanda artık sona erdi, İkinci Cumhuriyet aşamasına girdik. Birinci Cumhuriyet, bir ulus devlet inşasıyla ilgiliydi. İkinci Cumhuriyet ise bence, Türkiye'nin Ortadoğu ve bölgesindeki etkisinin genişlemesiyle ilgili olacak" dedi.


Aydıntaşbaş, bu süreçte, Türkiye'nin "kendi evini düzene sokması" gerektiğini, örneğin Türkiye'nin Irak'ta, Suriye'de, yakın coğrafyasında önemli rol oynayabilmesi için, Kürt meselesinin çözüme kavuşturulmasının önemli olduğunu söyledi.


Muhabir: Mehmet Toroğlu


Yayıncı: Şermin Coşkun - WASHINGTON

Kaynak: AA