Bakan Akdağ Danıştay Kararını Eleştirdi
Sağlık Bakanı Akdağ: Doktorlar Muayenehane Açıyorsa, Hakimler Hukuk, Polisler Dedektiflik Bürosu Açsın
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, düşman saldırısı karşısında sınırları korumaları için silah verilenleri eleştirerek "Bizi korusunlar dediklerimiz silahı bize çevirdi" dedi. Sağlık Bakan Akdağ, Danıştay'ın "Her doktor muayehane açabilir" kararına karşılık olarak da "Doktorlar muayenehane açıyorsa, hakimler hukuk, polisler de dedektiflik bürosu açsın" diye konuştu.
Memur-Sen Konfederasyonuna bağlı Sağlık- Sen'in Doğu Anadolu Kültür Merkezinde verdiği iftar yemeğine Sağlık Bakanı Recep Akdağ, AK Parti Erzurum Milletvekili Fazilet Dağcı Çığlık, Vali Yardımcıları Ömer Hilmi Yamlı, Özgür Arslan, Hakan Şen, Sağlık -Sen Genel Başkanı Mahmut Kaçar, İl Sağlık Müdürü Serhat Vançelik, AK Parti İl Başkanı Murat Kılıç ile sendika üyeleri katıldı. İftarın ardından bir konuşma yapan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 1980 ihtilalinde sağ ve solcularla birlikte herkesin sıkıntı çektiğini bildirdi. Sıkıntıların temelini, milletin iradesinin elinden alınmış olmasına bağlayan Akdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"12 EYLÜL, DEMOKRATLARLA, DARBECİLERİN OYLAMASI OLACAKTIR"
"Eline silah verdiklerimiz bizi korusunlar, sınırlarımızı korusunlar. Allah korusun ülkeye düşman saldırısı olursa, 'bizi korusunlar' dediklerimiz silahı bize çevirdi. İhtilal bu demektir. Bakmayın siz birilerinin o darbe dönemlerinde, 'şu şartlar vardı, bu şartlar vardı' diye meşru gösterme gayretlerine. Hiçbir darbe meşru olamaz. Darbe, ihtilal, milletin namusunu, milletin savunmasını eline teslim ettiği kişilerin buna ihanet etmesidir. Silahı kendi milletine, kendi halkına döndürmesidir. Bunu maalesef bu ülke yaşadı. Bunun bir benzerini de ülke 28 Şubat'ta yaşadı. 'Cadı avı' başlatmışlardı. 'Baban kim, anan kim, eşin nasıl yaşar, nasıl giyinir. Sen nereden geldin, nasıl yaşıyorsun' anlamında bir cadı avı başlattılar 28 Şubat'ta. Üzülerek ifade etmek gerekir ki, bu ülkede yargıçlar, bu ülkede yüksek öğrenim kurumu üyeleri, benzeri bir takım kişiler askeri kararğahlara gittiler, brifingler aldılar. Aslına bakarsanız değerli meslektaşlarım bir anlamda oralardan talimatlar aldılar. Sonra da dediler ki, 'bu bin yıl devam edecek.' Halbuki bin yıl değil, 5 sene bile devam etmedi. Bu milletin basireti, feraseti, 2002 yılında yepyeni bir siyasi örgütlenmeyi hayata geçirdi. Milletin huzuruna çıkardı. Beş sene sonra bu süreç tarihe gömülmeye başladı. 12 Eylül'de yapılacak bu oylama Türkiye'de demokratlarla, darbecilerin oylaması olacaktır. Bu ülkenin üzerindeki yargıç vesayetini ortadan kaldırmak zorundayız. Yasama, yürütme, yargı birbirinden ayrı erklerdir. Ama Türkiye'de maalesef yargı, özellikle son zamanlarda darbelerden getirdiği alışkanlıkları iyice pekiştirerek hem TBMM'nin hem de yürütmenin bu hususdaki hukukunu ihlal etmektedir. Buna müsaade edemeyiz. Buna müsaade edersek milletin iradesini zayi etmiş oluruz. HSYK, bir bürokratik mekanizma olarak siyasete soyunmuş durdumda. Biz AK Partililer olarak anayasa değişikliğini meclisten getiren kişiler olarak bu şekilde davranan yargıya nasıl itimat edeceğiz?"
"DOKTORLAR MUAYENEHANE AÇIYORSA, HAKİMLER HUKUK, POLİSLER DEDEKTİFLİK BÜROSU AÇSIN"
Türk Tabipleri Birliğinin 'Tamgün' Yasası'nda kısmi iptal kararına uymadığı için Sağlık Bakanlığına karşı açtığı davada Danıştay 5'inci Dairesinin verdiği "Her doktor muayehane açabilir" kararını eleştiren Bakan Recep Akdağ, hukuk kararlarına uyacaklarını belirtti. Bakan Akdağ, ardından da şu eleştirilerde bulundu:
"Bu kararlar yanlıştır. Bu kararlar aslında hukuksuzdur. Devlet hastanesinde, devletin üniversitesinde çalışan bir doktorun illaki muayenehane de açma hakkının olması gerektiği anayasının neresinde yazılıyormuş? O zaman bütün devlet memurları da muayenehane, iş yeri açsınlar. Mesela polisler dedektiflik bürosu açsın. Hakimler,0 savcılar hukuk bürosu açsınlar. Devlet memuru mühendisler dışarda gitsin proje bürosu açsınlar. Böyle bir mantık, böyle bir anlayış kabul edilemez. Ancak bu meseleyi biz kafamızda bitirmiş durumdayız. Doktorlar da bitirmiş durumda. Çok az sayıda doktor dışında. Erzurum'da Sağlık Bakanlığına bağlı 300'ün üzerinde uzman hekim var. Bu uzman hekimlerden sadece 4'ünün muayenahanesi var. Bu çaba nedir? Dört kişi için mi Anayasa mahkemesi, Danıştay bu işin peşine düşüyor? Bu haksız ve hukuk dışı kararları alıyorlar. Bu kararlar tamamen sayıları çok az olan tuzu kuru doktorların işini görmek içindir, Muayenehanesi açık olabilir. Ancak bunun anlamı, vatandaşı muayenehanesine çağırmak, buraya veya çalıştığı özel hastaneye yönlendirmek olamaz. İşin bu tarafını takibe devam edeceğiz ve vatandaşı bu istismara bırakmayacağız."