Başbakan Erdoğan: 'Sabrımız Taştı Taşıyor'
Başbakan Erdoğan, Irak'a Sınır Ötesi Operasyonun Haber Verilerek, Davul-zurna Çalınarak Yapılamayacağını Belirtti, Terör Konusunda; 'Sabrımız Taştı Taşıyor' Açıklamasında Bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak'a sınır ötesi operasyonun haber verilerek, davul-zurna çalınarak yapılamayacağını belirterek, iş tavına geldiğinde bu adımın atılacağını söyledi. Erdoğan, sınır ihlalinden dolayı ABD'ye nota verildiğini hatırlatarak, "Bu, 'tekrar etmesin' uyarısıydı. Tekrarı halinde zaten ne olacağı belli" dedi.
Başbakan Erdoğan, NTV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları cevapladı. Erdoğan, sınır ötesi operasyonu gerekli görüp görmedikleri sorusu üzerine bu olayın iki boyutu bulunduğunu, birinin askeri teknik boyutu, diğerinin ise siyasi diplomatik boyutu olduğunu kaydetti. Erdoğan, "İki taraf bu çalışmaları yapar, müzakereler yapılır ve atılması gereken adımlar atılır" dedi. Ön adımlar noktasında müzakerelerin sürdüğünü ifade eden Erdoğan, her an terörle iç içe yaşadıklarını kaydederek, "Sınır
ötesi operasyon yapacağız, yapmayacağız bunlar konuşulmaz. Yapılması gerekiyorsa yapılır. Bunu ilgili, yetkili arkadaşlarımız takip eder. İş tavına geldiği anda karar verilir ve adım atılır" diye konuştu.
Türkiye'nin terörden çok sıkıntı çektiğine işaret eden Erdoğan, on binlerce şehit verildiğini hatırlattı. Anafartalar Çarşısı'nda en hareketli saatte vatandaşların alışveriş yaparken, evliliğe hazırlanırken ebediyete intikal ettiğini kaydeden Erdoğan, yaralılar arasında 6 Pakistanlı'nın da bulunduğuna işaret etti. Erdoğan, bunların meydana getirdiği bir üzüntüyü yaşadıklarını ifade etti. Teröre karşı sadece o ulusta bir mücadelenin sürdürülmesiyle bu işin önlenemediğine dikkat çeken Erdoğan, uluslararası
mücadelenin şart olduğunu söyledi. ABD ve Irak'la bir müşterek adım atmak için yola çıktıklarını kaydeden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Beklentilerimiz vardı, bunlar karşı tarafa iletildi. Başından beri makul karşıladılar. Bundan bir netice almamız lazım. Bir süreç başladı ve devam ediyor. Bu süreç nerede noktalanır, ne zaman neticelenir onu burada açıklamam yanlış olur. Bu stratejik gizlilik anlayışı içinde süren bir süreçtir. İlgili olan arkadaşlarımız bunu takip ediyor. Ben de bunun hassasiyeti içinde bunu sürdürmek zorundayım. Tek hedefimiz terörle bu mücadeleyi sürdürmek ve sonucu almaktır."
"TERÖR ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAK ÇİRKİN"
Başbakan Erdoğan, "Sabrımızın sınırı ne kadar?" sorusuna şu karşılığı verdi:
"Şu anda sabrımız taştı, taşıyor bunlar söylenir. Bunu söylemekten öte aslolan bir neticeyi almaktır. Sabrın taşmaması diye bir şey yok. Her bir şehidin gelmesi bizim sabrımızı zaten test ediyor. Ama her şehit geldiğinde kalkıp 'bir şey yapalım' diye açıklama yapamayız. Burada atılması gereken adım atılacaktır. 3 ayda, 6 ayda sonuçlandırırım diyenler var. Bu ülke terörle bir yıldır tanışmış değil. Mazisi 1978'e dayanıyor. On binlerce insanını kurban verdi. Bürokrat olarak, siyasi olarak görev yapanlarını
da gördük. Dünyada da ABD başta bununla ilgili mücadelede ne durumlara düştükleri belli. Terörün zamanı, zemini, niçini, nasılı bunlar belli değil. Burada bizim üzüntümüz şu; terör üzerinden siyaset yapmak. Çirkin olan bu. Terör üzerinden siyaset yapılmaz. Gittiğimiz bazı yerlerde çirkinlikler görüyoruz. Şehidimizin cenazesine gidiyoruz, birileri bunu siyasi istismar meselesi yapıyor. Şehit üzerinden rant elde edilmez. Cenazenin adabına terstir, şehide de saygısızlıktır. Bunu yaşamak beni bir Başbakan
olarak da, bir vatandaş olarak da üzmektedir."
Hükümetin ABD'den beklentilerine ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, Türkiye'nin terör konusundaki beklentisinin belli olduğunu ifade etti. Türkiye'de bölücü terör örgütünün hala devam eden bu faaliyetlerinin son bulması, minimize olması beklentisinde olduklarını kaydeden Erdoğan, bu konuda ABD ve Irak'tan beklentilerinin terör örgütünün Kuzey Irak'taki kamplarının yok edilmesi olduğunu dile getirdi. Erdoğan, "Ya teslim eder ya da başka bir yere gönderir. Kendilerine hedef olarak söylediklerimiz var.
Bunları konuşmayalım, doğru değil. Hayali senaryolar yazılıyor ya da kafalar karıştırılıyor. ABD 'tek taraflı operasyonu doğru bulmuyoruz' derken, beraber yaparız, üçlü olarak yapmamız mümkün ifadesini de çıkarmak mümkün. Zaten bu koordinatörlük kurumunu onun için kurduk. Bu çalışmaları ön hazırlık süreci olarak görüyoruz. Temenni ediyoruz ki bu çalışmaları bitirir, ona göre adımları atarız" şeklinde konuştu.
Erdoğan, ABD'ye sürekli olarak bu süreci hızlandırmaları konusunda uyarı yaptıklarını belirtti. ABD uçaklarının Türk hava sahasını ihlal etmesine ilişkin soru üzerine Erdoğan, "Olay kaza veya değil, işin bu yanında değilim. Uluslararası, stratejik bir müttefikimiz olması nedeniyle olayla ilgili Dışişleri Bakanlığımız ABD'ye notayı verdi. Bu konularda hassasiyetleri istendi. Süreçle ilgili onlar bundan sonraki durumu değerlendirecek. Bu tür şeyleri medyada çok fazla konuşmak doğru değil. Bu bir 'tekrar
etmesin' uyarısıydı, bu uyarı yapıldı. Bunun tekrarı halinde ne olacağı zaten bellidir. Öyle 'korkuttuk, ürküttük şu oldu, bu oldu'. Türkiye'de siyasisiyle, askeriyle yapılacak olan bellidir" değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, "ABD'ye, PKK'ya sınır ötesi operasyon yapılmayacağı konusunda vaatte bulundunuz mu?" sorusuna, "Asla. Kuzey Irak'la ilgili böyle bir şey yok. Gerektiğinde ne yapılması gerekiyorsa yapılır. Taviz verilmesi mümkün değil. Zamanlaması önemli. Haber verilerek, davul zurnayla yapılmaz. Şu ana kadar Genelkurmay'la görüş alışverişimiz olmuştur. Bu konuda bir kopukluk söz konusu değildir. Nihai karar noktası geldiğinde karar verecek olan siyasi otoritedir" karşılığını verdi.
Genelkurmay'dan kendilerine bir talep gelmesi halinde onun değerlendirmesini yapacaklarını ifade eden Erdoğan, olayın teknik boyutu, siyasi boyutu ve diplomatik boyutu bulunduğunu kaydetti. Aralarında bunları müzakere ettiklerini anlatan Erdoğan, her MGK'da da terör konusunun gündeme geldiğini bildirdi.
Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül'ün Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt ile yaptıkları görüşmede bazı konularda mutabakata vardığını söylediğinin hatırlatılması üzerine Abdullah Gül'e bu görüşmeyle ilgili bir şey söylemediğini belirtti. Yapılan görüşmenin neticesinde açıklanabilecek olan ne varsa Başbakanlık Basın Müşavirliği ile Genelkurmay arasında mutabakat sağlanarak açıklamada bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "Yaptığımız görüşmeden ben bir şeyler açıklarsam ona saygısızlık yapmış olurum. Oradan
gelirse o bana saygısızlık yapmış olur. Allah'tan başka bilen yok. En yakınlarıma bile bir şey söylemedim" diye konuştu.
"MEDYA ACABA DEVLETİN EN ÜST KURUMLARINI BİRBİRİNE VURDURMAKLA MI GÖREVLİ?"
Erdoğan, Genelkurmay Başkanı ile aralarında bir sorun bulunmadığını, buralardan bir şey çıkarma gayretlerinin kendisini üzdüğünü ifade etti. Erdoğan, İzmir'deki tatbikatta Cumhurbaşkanı Sezer'le 4 saat boyunca hiç konuşmadıkları iddiasına ise şöyle cevap verdi:
"Türk medyası devletin en üst kurumlarını acaba birbirine vurdurmakla mı görevli? Nasıl hiçbir şey konuşmayız. Herhalde 4 saat aralıksız konuşmak diye de bir şey olmaz. Orada bir tatbikat izliyoruz. Bunlar çirkin şeyler. Bundan medya ne kazanıyor, anlamak mümkün değil. Genelkurmay Başkanı ile anlaşamadığımız noktalar var. Ben 4.5 senede devletin tepesinde olanları yaşatmama gayreti içinde oldum. Hiç olmazsa anayasaların fırlatıldığını duymadınız. Benim gönderdiğim birçok şey iade edildi, ama kalkıp da
bunu medyayla paylaşmadım. Anayasa paketi 15 günlük sürenin bitimine yarım saat kala gönderildi. Ben kalkıp da yorum yapmadım. Cumhurbaşkanı la'yüsel değil, ben la'yüsel değilim. Biz bu ülkede la'yüsel insanlar ve kurumlar meydana getirmeye çalışmıyoruz. Orda 550 insanın düşünceleri var. 550 insanın düşüncelerini nasıl yok farz ederiz? Bunlar üzerinden bir kaos meydana getirme gayreti içine girmek çok yanlıştır."
Erdoğan, Anayasa değişiklik paketine ilişkin soru üzerine Başbakan, Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı'nın aynı partiden olması halinde rejimin tehlikeye gireceği yaklaşımının çok yanlış olduğunu vurguladı. Bunun kabul edilebilir bir yanı bulunmadığını söyleyen Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Halk 3 kurumun değil 2 kurumun seçimini yapıyor. Meclis Başkanı'nı halk seçmiyor. Bu beton bariyerler koymaktır. Biz Anayasal olarak ne gerekiyorsa, bugüne kadar uygulama neyse bunu yaptık. Bunun dışına çıkmadık. Kimse bize Anayasa'nın dışına çıktınız diyemez. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karar çok konuşulacak. Bitmedi. Bu yargı için talihsizliktir, yüzkarasıdır. Açık net her şey ortada. Sayın Demirel'in, sayın Özal'ın seçimi ortada. Nerdeydi o zaman bu siyasi partiler, bu ilgili kurumlar, yargı
organları? Bu Anayasa hazırlanırken yine bu anayasacılar hazırladı. Zorlamayla, dayatmayla bu karar verilmiştir. Bundan sonra aynı şeyle karşı karşıya kalmayalım. Bizim adayımızın ülkemizi temsil noktasında neyi eksikti. Kariyerinden karizmasına kadar neyi eksikti. Her şey art niyetli."
Erdoğan, CHP'nin başka isimlere teveccühü bulunduğu hatırlatılması üzerine ise, "Onların hepsi blöftü. Gerçek değil. Bu, parti grubumun kendi inisiyatifiyle olmuştur. Siz bu isme hayır derkseniz o, grubu da parçalar. Niçin CHP bu oylamalarda grubunu serbest bırakamadı, hani demokrattı bunlar. Serbest bıraksalar Abdullah Bey'e destek verenler vardı. Kapıları kapadılar. Gerçek ortada" dedi.
Erdoğan, "Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçilirse cumhurbaşkanının yetkileri azalacak mı?" sorusuna şöyle karşılık verdi:
"Parlamenter sistem mi diyorsunuz, yarı başkanlık mı diyorsunuz, başkanlık mı diyorsunuz? Hangisini istiyorsanız biz onda varız. Şu an tıkanmaya giden bir yol var. Türkiye'ye bu faturayı ödetmeye kimsenin hakkı yok. Kimsenin bu faturayı AK Parti'ye çıkarmaya da hakkı yok. Parlamento seçimlerinden sonra bu yine yaşanır. Bu ülkenin bu kadar sokağa atacak parası mı var. Yasama organını bu kadar tıkamaya kimsenin hakkı var mı? Gidelim millete böyle bir tıkanma olmasın. En güzel uzlaşma burada. Yetkiler
üzerinde bir sıkıntı yok. Şu andaki sistemle yetkilerin azaltılmasına gidebiliriz. Aramızda bu konuda mutabakat var. Bunları yapabiliriz. Yarı başkanlık sistemi istiyorlarsa buna da varız. Ama şu anda Türkiye başkanlık sistemine hazır değil. Ama cumhurbaşkanının bugünkü yetkileriyle yarı başkanlık sistemini yaşıyoruz. Parlamenter sistem değil bu. Eğer halk seçerse kalkarız bütün Anayasa'daki yetkileri konusunda değerlendirmeleri yaparız. AK Parti bu konuda ön hazırlıklarını da yapmış vaziyette."
(ZÇ-CC-CC-Y)