Cinsel Tacizden 235 Yıl Hapis Cezası İstendi (2)- Yeniden
İZMİR'in Menderes İlçesi'nde 3 yıl önce, yaşları 6 ile 11 arasında değişen 6 kız öğrencisine 'porno film izlettiği' ve 'istismarda bulunduğu' suçlamasıyla tutuklanan emekli öğretmen Adil Ş.'nin yargılanmasına 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.
İZMİR'in Menderes İlçesi'nde 3 yıl önce, yaşları 6 ile 11 arasında değişen 6 kız öğrencisine 'porno film izlettiği' ve 'istismarda bulunduğu' suçlamasıyla tutuklanan emekli öğretmen Adil Ş.'nin yargılanmasına 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. 15'inci celsede, duruşma savcısı Özlem Eğridere, sanık Adil Ş. hakkında toplam 235 yıl hapis cezası istedi. Mahkeme heyeti, duruşmayı karar için 13 Temmuz'a erteledi.
Davaya konu olan olay, 17 Mayıs 2014 tarihinde jandarmaya gelen telefon ihbarında, Sancaklı Mahallesi'nde bulunan ilkokulda, 22 yıl öğretmen ve vekil müdür olarak görev yapan, evli ve 2 çocuk babası emekli Adil Ş.'nin 6 kız öğrenciye porno film izletip, cinsel taciz ve istismarda bulunduğu öne sürüldü. Jandarma, yaşları 6 ile 11 arasında değişen öğrencilerin ifadelerini psikolog eşliğinde aldı. İfadelerin ardından gözaltına alınan Adil Ş. suçlamaları kabul etmedi, ancak tutuklandı. İzmir 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 15 Ekim 2015 yılında yapılan duruşmasında, toplam 102 yıl hapis cezası istemiyle yargılanan tutuklu emekli öğretmen Adil Ş. hakkında mahkeme heyeti, delillerin büyük ölçüde toplanmış olmasını ve tutukluluk süresini de dikkate alarak tahliyeye karar verip, duruşmayı erteledi.
Bitme aşamasında olan dava, aynı okulda görev yapan öğretmen Saadet Özkan'ın BİMER'e şikayeti ile tekrar gündeme geldi. Geçen yıl 26 Haziran'da görülen davanın duruşmasında mahkeme heyeti, sanık Adil Ş.'nin tutuklanmasına karar verdi.
Mahkeme başkanı hakim Süleyman Mutlu, 9 Şubat'ta yapılan duruşmada Adli Tıp Kurumu 6'ncı İhtisas Dairesi'nden gelen raporu okudu. Mutlu, raporda 6 mağdurun da, olaydan dolayı ruh sağlıklarının bozulduğunu, çocukların ruh sağlıklarının kalıcı şekilde bozulup bozulmadığının tespiti için Adli Tıp Genel Kurulu'ndan yeniden rapor alınmasına karar verip, duruşmayı mayıs ayına erteledi. Davaya müdahil olarak katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili Avukat Hülya Yazar Günay, 22 Şubat'ta mahkemeye dilekçe verip, çocukların ikinci kez rapora gönderilmeleri durumunda psikolojilerinin daha çok bozulacağını, travma yaşayacaklarını, çocukların ve dosyanın gönderilmeden rapor düzenlenmesi için İstanbul Adli Tıp Genel Kurulu'na müzekkere yazılıp sorulmasını talep etti. Mahkemenin bu talep yazısına 15 Mart'ta Adli Tıp Genel Kurulu cevap yazıp gönderdi. Kurum mahkemeye gönderdiği yazıda, dava dosyasının ve mağdur çocukların gönderilmeksizin ek mütalaa düzenleneceğini bildirdi. Bunun üzerine Adli Tıp Genel Kurulu'ndan gelen cevap yazısına istinaden mahkeme 20 Mart'ta resen duruşma yaptı. 14'üncü duruşmaya taraflardan kimse katılmadı. Duruşma savcısı, mağdur çocukların muayeneye gönderilmesi için 9 Şubat'ta yapılan duruşmada verilen ara karardan vazgeçilmesi yönünde mütalaa verdi.Mahkeme heyeti de talep doğrultusunda, karar verip, duruşmanın 25 Mayıs'ta saat 13.45'e bırakılmasına karar verdi.
'BENİM PSİKOLOJİK PROBLEM YARATACAK DURUMUM YOKTUR'
Bugün görülen 15'inci duruşmaya tutuklu yargılanan Adil Ş., avukatı Atilla Ertekin, İzmir Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü avukatı Pınar Melli, Bakanlığın avukatı Hülya Yazar Günay, İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi sorumlusu İlke Erol, Baro Yönetim Kurulu Üyesi Nuriye Kadan ile mağdurların avukatları katıldı. Duruşmada İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan ve yardımcısı Mustafa Çetin ile STK üyeleri gözlemci olarak hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Hakim Süleyman Mutlu, Adli Tıp Genel Kurulu'ndan gelen heyet raporunda, mağdur çocukların kalıcı olarak ruh sağlıklarının bozulduğu belirtti.
Bunun üzerine söz alan sanık Adil Ş, "Ben bu raporları kabul etmiyorum. Ben ayrıldığımda çocuklar cıvıl cıvıldı. Psikolojik problemleri yoktu. Dolayısıyla benim psikolojik problem yaratacak durumum yoktur. Bu nedenle suçlamaları kabul etmiyorum. Kulaklarım pek duymuyor, bunun için ek süre istiyorum" dedi.
'SAVUNMA HAKKIMIZ KISITLANMIŞTIR'
Sanık avukatı Atilla Ertekin ise, Adli Tıp Genel Kurulu'ndan gelen raporun usüle aykırı olduğunu iddia ederek, " Ege Üniversitesi'nce hazırlanan raporda çocuk ve ergen psikolojisi üzerine eğitim görmüş iki tane profesörün imzası vardır. Ege Üniversitesi çocuklar üzerine uzun testler yapmıştır. Bizce itibar edilmesi gereken rapor, iki tane uzman doktorun imzası olan ve gerekli incelemelerin uzun süre yapıldığı Ege Üniversitesi'nden alınan raporlardır. Az önce savunmanın eşitliği ilkesine ilişkin bir karar verilmiştir. Usülün ne kadar önemli olduğu ortadadır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili celse arasında talepte bulunmuş, onun talebi doğrultusunda, celse açılıp eski karardan rücu edilmiştir. Bu konuda bizim görüşümüz alınmamıştır. Bu kararın usüle aykırı olduğu kanaatindeyiz. Savunma hakkımız kısıtlanmıştır" dedi.
ALKIŞLI PROTESTO
Mağdur ve bakanlık avukatları sanığın en üst sınırdan cezalandırılmasını talep etti. Duruşma Savcısı Özlem Eğridere, verdiği mütalaasında sanık Adil Ş.'nin 4 kız öğrenciye yönelik 'zincirleme cinsel istismar' ve 'müsthecen yayın izletmek' suçundan 170 yıl, 2 mağdur için ise 'cinsel istismar' suçundan 65 yıl olmak üzere toplam 235 yıl hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.
Sanık avukatı Atilla Ertekin'de mütalaaya karşı diyecekleri için süre verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti de talep doğrultusunda karar vermek için duruşmayı 13 Temmuz'a erteledi. Sanık jandarmalar tarafından elleri kelepçeli olarak duruşma salonunudan çıkarılırken, salonda bulunan izleyeciler "Sapık" ve "Yuh sana" diyerek alkışla protesto etti.
SAADET ÖĞRETMEN: GÖZYAŞLARIMIZI TUTAMADIK
Duruşma öncesi Saadet Özkan'a sahip çıkan bazı sivil toplum kuruluşu üyeleri ve Özkan ile birlikte İzmir Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) adına açıklama yapan avukat Gamze Suznak Kızılırmak, toplumsal, ahlaki ve manevi değerlerin, aşağılık zihniyetlerin gölgesinde yıpranmasına izin vermemek için bu tür davaları takip ettiklerini ifade ederek, çocuk ve ailelerinin yanında bulunmayı kendilerine görev biçtiklerini söyledi. Kızılırmak, "Masum çocukların değil, sapıkların utanç halinde yaşayacağı bir dünya için kamuoyunu bu davada teyakkuz halinde olmasının, çocuk ve ailelerinin adalet arayışında yanlarında durmasının önemine dikkat çekiyor, herkesi mücadeleye ortak olmaya davet ediyoruz" dedi. Duruşma sonrası konuşan Saadet Özkan, "Dört senedir çocuklar adına verdiğim mücadelede bugün savcı mütalaasını verdi. Tüm mahkeme salonu gözyaşlarımızı tutamadık. Çocukların yaşadıkları korkunç durumu duymuş olmak çok zordu. Savcının mütalaasını duymadığını söyleyen fakat diğer konuşulan her şeyi gayet iyi duyan sanık ek süre istedi. O salonda insan olanın duymaya tahammül edemeyeceği kötülükleri duyduk. 13 Temmuz 2017 de yargının kararını ve adaletin tecellisini bekliyoruz" dedi.
- İzmir