Küresel Isınma Etkileri ve Ege Bölgesi İçin Projeler Paneli
İzmir Milletvekili Adayları, Küresel Isınma Etkileri ve Ege Bölgesi İçin Projeler Panelinde, Küresel Isınmaya Karşı Projelerini Anlattılar. Panele, AK Parti Manisa Milletvekili Adayı Hüseyin Tanrıverdi, CHP İzmir Milletvekili Adayı Kemal Anadol, Dp İzmir Milletvekili Adayı Burhan Özfatura ile MHP İzmir Milletvekili Adayı Ahmet Kenan Tanrıkulu Katıldı. Ege Belediyeler Birliği'nin Katkılarıyla ...
İzmir Milletvekili adayları, Küresel Isınma Etkileri ve Ege Bölgesi İçin Projeler panelinde, küresel ısınmaya karşı projelerini anlattılar. Panele, AK Parti Manisa Milletvekili adayı Hüseyin Tanrıverdi, CHP İzmir Milletvekili Adayı Kemal Anadol, DP İzmir Milletvekili Adayı Burhan Özfatura ile MHP İzmir Milletvekili adayı Ahmet Kenan Tanrıkulu katıldı. Ege Belediyeler Birliği'nin katkılarıyla düzenlenen panelin başkanlığını Prof. Dr. Zerrin Toprak Karaman üstlenirken, İl Çevre ve Orman Müdürü Osman Tatar, Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü'nden Kimyager Rezzan Katırcıoğlu ile DSİ İzmir Bölge Müdürü Ayhan Sarıyıldız da konuşmacı olarak katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Manisa Belediye Başkanı Bülent Kar, "Küresel ısınmanın etkileri dünyanın her yerinde hissediliyor. Hayvan populasyonları giderek azalıyor. Tarımda verim düşüyor, iklemler ve mevsimler değişiyor. Burada en büyük sorumluluk yerel yönetimlere düşüyor" şeklinde konuştu.
Panelde konuşan AK Parti Manisa Milletvekili Adayı Hüseyin Tanrıverdi, küresel ısınmanın da etkisiyle yakın bir gelecekte insanların filmlerde izlediği fanus gibi mekanlarda yaşamak zorunda kalacağını belirtti. İnsanların tükenmek bilmeyen ihtiyaçları, sınır tanımayan egosu ve kimyasal silahları üretmekten vazgeçmemesi sebebiyle, dünyanın da insanoğluna karşı acımasız olacağını ifade eden Tanrıverdi, "Tüm bu konularla ilgili olarak meclis araştırma komisyonu kuruldu. İklim değişikliği çerçevesi projesine de 2003 yılında katılım gerçekleşti. Bundan sonra gelişmiş ülkeler ve Birleşmiş Milletler'e görev düşmektedir. Başta ABD olmak üzere, emperyalist ülkeler hala Kyoto Protokolü'ne imza atmadı. Türkiye ise imza atmadığı halde, sözleşmenin amacını, genel prensiplerini desteklemesiyle burada üzerine düşenleri yerine getirmektedir" dedi. Ülkeler arasındaki sıkı pazarlıkların ve yaşanan gerilimlerin altında enerji olduğunu vurgulayan Tanrıverdi, "Politikaları oluştururken bu gerçeği ıskalarsak yarınlar Türkiye için çok iyi olmayabilir. Türkiye'de bu yönde önemli çalışmalar yapılıyor. Enerji Bakanlığı bu konuda diğer bakanlıklarla koordineli şekilde çalışıyor. Özellikle Ege Bölgesi jeotermal enerji kaynakları bakımından büyük önem taşımakta. Bu kaynaklar da en güzel şekilde değerlendirilmelidir." dedi. Tarım alanında da çalışmaların son hızla sürdüğünü belirten Tanrıverdi, damla sulama sistemine geçecek olan çiftçilerin de kredi başvurusunda bulunabileceklerini ifade etti. CHP İzmir Milletvekili Adayı Kemal Anadol ise yaptığı konuşmada, küresel ısınma ve kuraklık sonucu, bundan sonraki yıllarda su savaşlarının ve büyük göçlerin ortaya çıkabileceğini belirtti. Bu kadar önemli bir konuyu seçim yarışına alet etmek istemediğini ifade eden Anadol, "İzmir ölçeğinde bakarsak, Küçük Menderes Havzası'nın iyileştirme çalışmaları, Beydağ Barajı'nın bitirilmesi, toplu taşıma araçları dolaylı olarak etkili olduğundan yanlış ulaşım politikalarının değiştirilmesi, Menderes- Aliağa Hattı'nın daha da genişletilerek Ödemiş- Bayındır hattına dönüştürülmesi gibi önerilerde bulunabiliriz. Küresel ısınma sorununu ulusal politika haline getirmeliyiz." dedi. Panelde konuşan Demokrat Parti İzmir Milletvekili Adayı Burhan Özfatura, Kyoto Protokolüne kesinlikle karşı olduğunu, protokolün asla imzalanmaması gerektiğini ifade etti. Kyoto Protokolü'nün imzalanması için ülkedeki tüm su kaynaklarının tüketilmiş olması gerektiğini vurgulayan Özfatura, "Türkiye birşeyleri yapabilmek için tam bağımsız olmalı. Biz şu an tam bağımsız şekilde hareket edemiyoruz. Bir emir komuta zinciri söz konusu." dedi. Sit alanları konusunda da başarısızlık yaşandığını belirten Özfatura, "Zenginlikleri elbette sevip koruyacağız ama sürdürülebilir kalkınma diye bir şey var. Hiçbir şeyi putlaştıramazsınız. Ben burada bir tuzak ve istismar kokusu alıyorum. AB ya da BM'den de bir şey beklemeyin. Çünkü onlar ABD'nin dümen suyunda hareket eder." diye konuştu. Panele konuşmacı olara katılan MHP İzmir Milletvekili Adayı Ahmet Kenan Tanrıkulu ise, Türkiye'nin her zaman gelişmekte olan bir ülke olarak ele alındığını, ancak Kyoto Protokolü kapsamında gelişmiş ülkeler sınıfına sokulduğunu belirtti. Bu sorunlar çerçevesinde hukuki sınırlamalara sıkışmamak gerektiğini vurgulayan Tanrıkulu, "Bu mesele sadece hukuki bir mesele değil. mutlaka imza atmalıyız diye düşünülmemeli. Kendi menfaatlerimiz neyse o açıdan düşünülmeli" dedi.
Gerek yağış gerekse sıcaklık açısından tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de farklılıklar olduğunu belirten Tanrıkulu, bu konuda devletin ve vatandaşın eski alışkanlıklarından vazgeçmediğini ifade etti. küresel ısınma var diye feryat etmektense çözümler üretilmesi gerektiğini vurgulayan Tanrıkulu, "Her zaman su zengini bir ülke olduğumuzu iddia ettik ancak bir baktık ki öyle değilmiş. O zaman su kaynaklarının yeniden kazanılması için çalışmalar yapılmalı. Tarım sektöründe sulama verimli ve etkin şekilde kullanılmalı. Bizler barajların su tutmasına yönelik çalışmaları öngörüyoruz. İzmir milletvekili olmaya adayız ancak merkezi yönetimle İzmir arasındaki köprüyü de kurmak önemlidir" dedi.
(YB-YK)
29.06.2007 18:30 TSİ