THY Halep'e Sefer Başlattı
THY, Osmanlı'nın İzlerinin Taşa Toprağa Kazındığı Beldelere İlk Uçuşunu Gerçekleştirdi. Halepli Yetkililer, Türkiye'den Giden Grubu Büyük Bir Sevgi Seliyle Karşılayarak Bağrına Bastı.
Türk Hava Yolları (THY), Osmanlı'nın izlerinin taşa toprağa kazındığı beldelere ilk uçuşunu gerçekleştirdi. Halepli yetkililer, Türkiye'den giden grubu büyük bir sevgi seliyle karşılayarak bağrına bastı.
İHA muhabiri Alpay Yalçınkaya'nın Halep izlenimleri şöyle:
"Türk Hava Yolları, tarihte kader birliği yaptığımız Suriye'nin şirin kenti Osmanlı kalelerinden biri olan Halep'e kültür köprüsü kurdu. Bu amaçla düzenlenen ilk sefere THY Genel Müdürü Temel Kotil ve basın mensupları katıldı. Kafileyi taşıyan uçak, akşam saat 23.50'de Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nden havalandı. 1.5 saat sonra Halep Havalimanı'na inen uçağı Halep Vali Vekili Abdülkadir Çizmati, Suriye Havayolları Genel Müdürü Ghaida Abdullatif VIP Salonu'nda törenle karşıladı. Gece saat 02.00 olmasına rağmen Türkiye'den Halep'e açılan kapının yolunu bekleyenler için uzun yıllar süren hasret artık sona ermişti. THY, Osmanlı'nın uzun yıllar hükümran olduğu ve her beldesine izlerini bıraktığı topraklara yolcu taşımanın haklı gururunu ve sevincini yaşadı. Bu sevinci yalnız THY heyeti değil, Suriyeliler de paylaştı. Suriyeliler, Türk heyetini büyük bir sevgiyle karşılayıp bağırlarına bastılar.
HALEP'TE TÜRKÇE KONUŞULUYOR Suriye'nin Şam'dan sonra ikinci büyük kenti olan Halep, 3 milyon nüfusa sahip. Halep'i gezdiğiniz sırada yanınıza biri yaklaşıp sizinle Türkçe sohbet ederse veya bir dükkana girdiğinizde Türk parasıyla alışveriş yapabileceğinizi görünce hiç şaşırmayın. Çünkü esnafın birçoğu Türkçe biliyor ve ayrıca kentte önemli sayılacak bir Türk nüfusu var. Yazın çok sıcak bir kent olan Halep'te binaların içleri sıcağı önleyen Kayşani cinsi bir taşla kaplanıyor. Bazı binaların dış kaplamalarında o taşların ince işçiliklerle süslenmiş halini görmek mümkün. Size zor gelebilir ama Halep halkı Binanın yaşını o binanın renklerine bakarak hesaplayabiliyor. Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli kalelerinden biri olan Halep'in, Doğu-Batı ticaretinde önemli bir yeri bulunuyor.
MEDENİYETLERİN BEŞİĞİ Fırat ile Asi nehirleri arasında uzanan kentin tarihçesine bakıldığında, Hititler gibi Eskiçağ krallıklarından, Ortaçağ'ın Arap ve Roma devletlerine, Memluk, Selçuklu döneminden Osmanlı medeniyetine kadar pek çok uygarlığı içinde barındıran geniş bir yelpaze ile karşılaşıyorsunuz. Birçok devletin hakimiyet alanı olan bu kentin, kimi zaman parlak dönemleri olmuş, kimi zaman da çeşitli hakimiyet mücadeleleri ya da doğal afetler yüzünden buhranlı ve sönük aşamalar yaşamış. Ticaret kervanlarının uğrak noktası haline gelen Halep, bu özelliğinden dolayı Osmanlı İmparatorluğu'nun kervan kenti olmuş. Osmanlı İmparatorluğu zamanında Bursa ve İstanbul'dan sonraki en önemli dokumacılık merkezi olan Halep'te, ipekli dokumalar ve ilgi çekebilecek her şekilde işlenmiş; sabunlar, en önemli ihraç malı olmuş. Halep'te Türklere hürmet hissedilir derecede büyük. Halep sokaklarında gezdiğiniz sırada polis yanınıza gelerek neyi görüntülediğimizi soruyor ve o çekilen kısmın silinmesini istiyor ve sonra ziyaretçilerin Türk olduğunu duyduklarında yüzlerine bir gülümseme düşüyor ve özür dileyerek oracıktan hemen uzaklaşıyorlar.
DÜNYANIN EN ESKİ KALESİ Halep Kalesi, dünyanın en eski ve büyük kalesi olarak biliniyor. 10 bin 500 yıllık bir maziye sahip olan kale, Guinness Rekorlar Kitabı'na girmiş. Halep Kalesi aslında şehrin ilk kurulduğu yerleşim alanı içinde bulunuyor. Kalenin içinde ise binlerce insanın uzun zaman yaşamasına imkan verecek her türlü araç ve gereç mevcut. Tarihi evleri, sokakları, su kuyuları, odaları, camisi ve daha birçok yapısı ile kale yalnız başına bile surlarla çevrili bir kenti andırıyor. Kalenin çevresinde bulunan su bile adeta bir savunma mekanizması gibiymiş ama burası da günümüzde küresel ısınmadan nasibini almış ve bırakın çağlamayı bir damla su bile kalmamış. . M.Ö. 3000'li yıllarda inşa edilen Halep Kalesi'nde çeşitli Mezopotamya devletleri, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Arap Krallıkları, Büyük Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu devirleri yaşanmış. Kent Suriye'nin en canlı ticaret ve üretim merkezlerinden biri olmuş. Halep'i ziyaret eden turistlerin şehri kuş bakışı görmek için en çok gezdikleri yerlerin başında kentin en hakim noktası olan kaleye çıkıyor. Burada hem uygarlıkların izlerine genel bir perspektiften bakıyor, hem de çay ve kahvelerini yudumlayarak yorgunluk atıyorlar.
HAMİDİYE ÇARŞISI Halep'te çarşı pazarı gezerken de mekanlar size hayli tanıdık geliyor. Sultan 2. Abdülhamid Han tarafından 1863'te yaptırılan Hamidiye Çarşısı da bunlardan biri. Çarşı kapısı, süslemeleri ve tavan dekorlarıyla tıpkı İstanbul'daki Kapalıçarşı'yı andırıyor. Tarihi çarşı, yerli ve yabancıların en çok rağbet ettikleri mekanların başında geliyor. Bir kilometre uzunluğundaki çarşıda, ağırlıklı olarak ipek kumaş, kadın giysileri, çeyizlik ve turistik eşyalar satılıyor.
ZEKERİYA CAMİİ Şehir meydanında görkemli bir şekilde yükselen Zekeriya Camii, ilk bakışta muhteşem duruşuyla insanı adeta büyülüyor. Caminin ihtişamı, insanın dilinin tutulmasına, dizlerinin bağının çözülmesine neden oluyor. Mabedin manevi atmosferi insanı cezp ederken, avluya geçildiğinde hissedilen koku ziyaretçileri hemen etkisi altına alıyor. Hazreti Zekeriya'nın kabri, camiinin en güzel yerinde bulunuyor. Sandukanın önünde ise Hazreti Zekeriya'nın Uhud Savanbu kentin, kimi zaman parlak dönemşı'nda kırılan mübarek dişi duruyor. Zekeriya Camii'nin inşasına Emevi Halifesi El Velid Bin Abdülmelik tarafından başlanmış ve 715-717 yılları arasında Halife Süleyman döneminde bitirilmiş. Cami hala bölgede Müslümanların yoğun şekilde ziyaret ve ibadet ettikleri kutsal mekanların başında geliyor.
SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin dedesi Süleyman Şah'ın Suriye'deki türbesinde Türk Bayrağı'nın dalgalanması göğsümüzü kabartıyor. Bu türbede bir manga Taamanında Bursa ve İstanbul'dan sonraki en önemli dokumaürk askeri adeta vatan bekçiliği yapıyor.
Lozan Antlaşması uyarınca Suriye'de, Türk toprağı sayılan, üzerinde Türk bayrağı dalgalanan, 9 dönümlük arazi ve arazideki 916 yıllık türbe, bir manga Türk askeri tarafından korunuyor. Süleyman Şah'ın mezarı daha önce Caber Kalesi'nin içinde yer alırken, 35 yıl önce Tabka Barajı'nın suları Caber Kalesi'nin eteklerine kadar gelmiş. Bunun üzerine Türkiye ile Suriye arasında bir anlaşma yapılmış ve Süleyman Şah'ın kabri Caber Kalesi'nin yakınlarındaki Karakozak mevkiine taşınmış. Burada yeni bir türbe ile bir de karakol binası inşa edilmiş. Dokuz dönümlük arazinin girişinde Mehmetçiğin yanı sıra Suriye askeri de nöbet tutuyor.
HUZUR İÇİNDE YATIYOR Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi'nin dedesi Süleyman Şah, Malazgirt Zaferi'nden sonra 1071'de Ahlat, Erzurum ve Erzincan bölgesinde 7 sene kalıp bu bölgeden güneye inmeye karar verir. Fırat kıyılarını takiben ilerleyip Elbistan ve Halep üzerinden Caber Kalesi önlerine geldiklerinde, Fırat Nehri onlara geçit vermez. Ama cihat aşkıyla yanıp tutuşan Süleyman Şah, yoluna devam edip, nehri geçmek isterken, 2 askeriyle birlikte 5 Haziran 1078 tarihinde azgın sularda boğularak vefat eder. Süleyman Şah'ın ve 2 askerinin naaşı, sudan çıkarılarak Caber Kalesi'nin eteklerine defnedilir..
Şehirden 1.5 saat uzaklıkta, Fırat Nehri'nin kenarında Teşrin Barajı'nın yakınında bulunan Süleyman Şah'ın türbesini günün her saatinde ziyaret etmek mümkün.
(ÖK-ÖK-Y)