Sermaye Piyasaları Kongresi - Son Dakika
Ekonomi

Sermaye Piyasaları Kongresi

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, mevduat faizlerine ilişkin, "Burada bir köpük, şişkinlik var." dedi.

04.11.2016 15:51

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, mevduat faizlerine ilişkin, "Burada bir köpük, şişkinlik var." dedi.

Canikli, Sermaye Piyasaları Kongresi kapsamında gerçekleştirilen "Güçlü Sermaye Piyasaları Güçlü Türkiye" panelinde BloombergHT TV Genel Yayın Yönetmeni Cüneyt Başaran'ın sorularını yanıtladı.

Aşırı rekabet, mevduat bulma ve çekme yarışı nedeniyle mevduat faizlerinde yüksekliğin söz konusu olduğunu vurgulayan Canikli, "Burada bir köpük, şişkinlik var. Onun da nedeni, biraz sermaye de yetersiz, tasarruflar da yetersiz ve bankalar yetersiz olan bu sermayeyi çekmek için yarışıyorlar. Yüksek mevduata yüksek faiz veriyorlar." diye konuştu.

Mevduattaki aşırı rekabetin ortaya çıkardığı faizin düşürülmesinin talep edildiğini ifade eden Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu ne kadardır? Bize göre 2-2,5 puanlık bir marj burada vardır. Doğrudan kredi faizlerine yansıyacak bir marjdır. Bu rakam da maliyetlerin düşürülmesi anlamında ciddidir. Bunu yaparken de oyunun kurallarını değiştirmiyoruz, müdahale etmiyoruz, serbest piyasa ekonomisinin imkan sağladığı çerçevede, rekabet kurallarını ihlal edemeyiz. Bunlara sadık kalmamız gerekiyor. Konuşarak, görüşerek, bu meseleyi çözmeye çalışıyoruz. Önemli bir mesafe aldığımızı söylememiz gerekiyor. Bankalarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Faizi indirme noktasında bir süreç başladı, bir irade ortaya koydular. Bu devam edecektir, etmelidir de... Bu performans nedeniyle bankalarımızı tebrik ediyorum."

- "Yeni bir finansal araç..."

Nurettin Canikli, Cüneyt Başaran'ın "Rekabetten ortaya çıkan köpüğün zaman içerisinde, yine piyasa şartları içerisinde geri gelmesini beklediğinizden bahsettiniz" demesi üzerine, "Birtakım araçlarımız da var ama bunu açıklamak erken olabilir. Mevzuat çalışmalarımız devam ediyor. Muhtemelen önümüzdeki hafta ya da ondan sonraki hafta bu konuda önemli bir rahatlama sağlayacak yeni bir finansal araç… Türkiye'nin çok kullanmadığı, türev menkulleştirme anlamında etkili olabilecek bir aracı devreye sokacağız. Tabii ikazımızı yapalım, türev deyince bu konuda çok fazla genişlemek istemiyoruz. İkinci türev, üçüncü türev özellikle tasvip etmediğimiz genişlemeler, ona da çok müsaade etmeyeceğiz. Gelişmiş piyasalarda bankaların en büyük sıkıntısı bu. Aktifleri fiktif türevlerle dolu. Türkiye piyasasının tercih edilmesinin sebeplerinden biri de bu." ifadelerini kullandı.

Türkiye'deki fiktif alanın neredeyse sıfıra yakın olduğunu belirten Canikli, Türk bankacılık sistemindeki aktif varlıkların kalitesinin gelişmiş ülkelerdeki bankaların aktif kalitesinden çok daha sağlıklı ve güçlü olduğunu vurguladı. Canikli, onların düştüğü hataya Türkiye'nin düşmemesi gerektiğini, bu nedenle bu ikazı yaptığını belirterek, "Ama türev piyasasının risk oluşturmayacak tarzda kullanılması gerekiyor." dedi.

- " Ziraat Bankası'nın fonlarını, kredisini satın almak istiyor"

Başbakan Yardımcısı Canikli, Bireysel Emeklilik Sistemi'nde (BES) sürecin öngörüldüğü gibi gidip gitmediğine ilişkin bir soru üzerine, otomatik katılımla ilgili bütün altyapıyı tamamladıklarını, ocak ayından itibaren sistemin yürürlüğe gireceğini hatırlattı.

Bu konuda herhangi bir sorun beklemediklerini ifade eden Canikli, gönüllü BES'te ciddi bir kaynak oluştuğunu, burada katılımın daha da fazla olacağı için 100 milyar liranın üzerinde bir kaynak beklediklerini kaydetti. Canikli, kaynağın ilk yıldan itibaren ortaya çıkacağını ve bütün oyunculara belli oranlarda dağıtılacağını, Türkiye Varlık Fonu da dahil herkesin bundan faydalanacağını, böylece yetersiz tasarruf nedeniyle ortaya çıkan piyasalardaki baskının da ciddi ölçüde azalacağını vurguladı.

Canikli, "Türkiye Varlık Fonu, bugün özellikle bankaların fonlama yaptığı alanlarda ciddi bir kaynak aktarımı imkanı ortaya çıkaracağı için yine bankacılık sektörünün baskısını büyük oranda azaltacak ve bankalar kaynaklarını daha değişik alanlara plase etme imkanı bulacaklar. Bankalar, güçlü aktiflerini menkulleştirerek içeride ve dışarıda varlık oluşturmak için kullanabileceği için bu da başka bir rahatlama sağlayacak." diye konuştu.

Kamu bankalarının büyük projelere finansman sağladığını ifade eden Canikli, başlangıçta bankaların bu projelere katkı sağlama konusunda çok istekli olmadığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Fakat daha sonra, şu anda mesela Ziraat Bankası'nın fonlarını, kredisini satın almak istiyorlar. Yurt dışından da talep söz konusu. Bu çok önemli bir gelişmedir. Bunun için de uygun bir finansman modeli ve aracının devreye sokulması gerekiyor. Bunlar şu anda biraz zor. Geleneksel yöntemlerle uygulanır ama menkulleştirme yöntemi ile çok daha rahat içeride ve dışarıda buna kaynak sağlayabilir. Dolayısıyla bankalar bu projelere başka kaynaklardan finansman aktarabilirlerse, oluşacak olan bu kaynakları reel sektöre daha düşük maliyetle aktarma imkanı ortaya çıkar."

- "Esas itibarıyla net artı oluşturabilecek kaynak oluşturulmasına bakıyoruz"

Nurettin Canikli, Türkiye Varlık Fonu'nun yeni kaynak oluşturmak amacıyla kurulduğunu, mevcut fonların bir yerleri finanse ettiğini belirterek, esas itibarıyla net artı oluşturabilecek kaynak oluşturulmasına baktıklarını, bunun yeni fonların ya da duran varlıkların menkulleştirilerek içeride ve dışarıda kaynak sağlanması yöntemi ile olacağını söyledi.

Bu konuyla ilgili çalışmaların birkaç hafta içerisinde netleşeceğini, çok ciddi kaynakların ortaya çıkacağını, bunları uzun vadeli stratejik yatırımlara yönlendireceklerini ifade eden Canikli, piyasaların genelde uzun vadeli dönüşü olan yatırımlara finansman sağlama noktasında biraz çekingen davrandığını, esasında bankacılık sisteminin mevduat yapısının da buna imkan sağlamadığını kaydetti.

Türkiye Varlık Fonu'nun bütün piyasa işlemlerini yapabileceğini belirten Canikli, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) para politikasına ilişkin de, yüksek finansman maliyetinin aşağı çekilmesi konusunda öncülüğü TCMB'nin yaptığını, TCMB'nin politika faizinde aşağı yönlü bir trende imza attığını, bu düşüşün belli oranlarda kredi faizlerine yansıdığını söyledi.

Öncü rolün TCMB'de olduğunu ve TCMB'nin, bu rolü son dönemde çok olumlu bir şekilde ifa ettiğini belirten Canikli, şunları kaydetti:

"Para politikasını maliye politikasından ayrı düşünemezsiniz. Elbette TCMB'nin temel hedefi fiyat istikrarı... Buna odaklanması gerekir ama bu hedefe ulaşırken büyüme, istihdam, yatırım hedefleriyle de uyumlu bir şekilde bunu götürmesi gerekir ki TCMB Kanunu'nda da bu açık bir şekilde zikredilmiştir. Ayrıca, yüksek enflasyon bugün ekonomilerin birincil problemi değildir. Esas problem şu anda daralma, küçülmedir, hatta bazı ülkelerde resesyondur. Bu küresel problemdir. Dolayısıyla merkez bankaları da para politikalarını uygularken bu gerçeği dikkate almak zorundalar. Yani sanal bir dünyada yaşamıyor Merkez Bankası. Sonuç itibarıyla içinde bulunduğumuz şartların getirdiği sıkıntıları da önceleyen, onları da modele katan bir politika izlemesi gerekiyor. Bu açıdan bakıldığında Merkez Bankamız son dönemde son derece başarılı ve sonuç alıcı bir politika izliyor. TCMB'nin aynı zamanda piyasayı fonlama politikalarında da olumlu noktada bir gelişme söz konusu. Bugün bankalarımızın faizleri düşürme noktasında bir çalışması varsa, bir sonuç ortaya çıkmışsa, bunda TCMB'nin bu politikasının da önemli bir payının olduğunu kabul etmemiz gerekiyor."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Ekonomi Sermaye Piyasaları Kongresi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement