AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, Kamu Başdenetçisini Kabul Etti

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, seçimlerde başörtülü vekil çıkartılması konusunda, "Türkiye Büyük Millet Meclisi milletin meclisiyse millet neyse milletin temsilcilerinin de aynı statüde olabilmesi gerekir" diye konuştu.

Bakan Bağış, Kamu Başdenetçisi Mehmet Nihat Ömeroğlu'nu AB Bakanlığında kabul etti. Kabulde, kamu başdenetçiliği kurumunun varlığının bile Türkiye'nin AB yolunda ilerlediğinin göstergesi olarak değerlendiren Bağış, Türkiye'nin AB üyelik sürecinde gereken adımı atarak kamu başdenetçiliği kurumunu oluşturduğunu söyledi.

Bağış, Ömeroğlu ve ekibine, memurların başörtüsüyle çalışması konusunda verdiği tavsiye kararı dolayısıyla teşekkürlerini ileterek şöyle konuştu:

"Kendisine sizlerin huzurunda kamuda kıyafet özgürlüğüyle ilgili attığı adımdan dolayı, aldıkları karar ve verdikleri mesajdan dolayı teşekkür ediyorum. Türkiye'nin AB standartlarında bir ülke olabilmesi için devletin insanların kılık kıyafetiyle uğraşmadığı, insanların yediğiyle içtiğiyle uğraşmadığı, okuduğu kitapla uğraşmadığı ama insanların özgürlüklerinin güvence altına aldığı bir kurum olduğu bilincinin oturması açısından Sayın Ömeroğlu'nun ve kamu başdenetçilik kurumumuzun aldığı bu karar çok önemli. Kendilerini yürekten tebrik diyorum. Bu da bizim Avrupa Birliği'ne daha da yakınlaştırdı."

Bağış, Ömeroğlu'nun göreve başlar başlamaz önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapacağını da duyurarak, 3-4 Eylül'de yapılacak Uluslararası Avrupa Ombudsman Sempozyumu'nda başta Avrupa Birliği'nin kamu başdenetçisi olmak üzere birçok önemli konuğu ağırlayacağını ve kendisinin de açılış törenine iştirak edeceğini ifade etti.

-(Başörtülü vekile ilişkin) "Millet neyse vekili de o olmalıdır"-

Kamu Başdenetçisi Ömeroğlu, Avrupa müktesebatı çerçevesinde, temel referanslarının  uluslararası insan hakları ve temel özgürlükler olduğunu belirterek, bu sonuca varırken hem üst normları, kanunları hem de uluslararası metinleri esas aldıklarını söyledi.

Bağış, seçimlerde başörtülü vekilin çıkıp çıkmayacağına dair bir soru üzerine ise de meclisin milletin her kesimini temsil etmesi gerektiğine vurgu yaparak, şunları kaydetti:

"Ben daha evvel millet neyse vekili de o olmalıdır diye bir cümle kurduğum için anayasa mahkemesinde yargılanmış biriyim. O cümle her ne kadar geçmişte benim yargılanmama vesile olmuşsa da ben o cümleyi bir kez daha kurmak istiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletin meclisiyse millet neyse milletin temsilcilerinin de aynı statüde olabilmesi gerekir. Bu milletin içinde başörtülü olan da var olmayan da var. Mecliste de olmasının karşısında bence olmasında bir engel yok. Ama ben de hukukçu değilim. Benim okuduğum kanunlar, yönetmelikler bunun karşısında bir engel olmadığını gösteriyor. Demokrasimizin belirli prosedürleri var, partilerimizin aday gösterme süreçleri var. Bence şık olur, yakışanı o olur. Ben farklı kesimlerin kendisini özleştirebileceği milletvekillerin olmasını demokrasimizin zenginliği olarak değerlendiririm. İnşallah olur diyorum." - Ankara