Almanya'da koruma altına alınan Türk çocuklarına yönelik çalışmalar yapan Umut Yıldızı Derneği, gençlik daireleri tarafından çeşitli gerekçelerle ailelerinden koparılan Türk çocuklarıyla ilgili 16 maddelik dilekçeyi, siyasi partilere iletilmek üzerine Federal Meclis'teki ilgili birime teslim etti.
Berlin'deki Federal Meclis'in önünde gazetecilere açıklamalarda bulunan Umut Yıldızı Derneği Başkanı Kamil Altay, Almanya'daki gençlik dairelerince koruma altına alınan çocukların, çifte vatandaş olsalar dahi resmi evraklara sadece Alman olarak kaydedildiğini söyledi.
Bu çocukların, daha sonra yurtlarda ve Alman koruyucu ailelerin yanında anadilini, kültürünü ve dini değerlerini kaybettiğini vurgulayan Altay, kendilerinin buna itiraz ettiklerini ve 5 yıldır yaptıkları çalışmalarla bu haksızlığı dile getirmeye çalıştıklarını anlattı.
Bugüne kadarki çalışmalar ışığında koruma altına alınan çocuklarla ilgili taleplerini içeren 16 maddelik bir dilekçe hazırladıklarını ve dilekçeyi siyasi partilere ulaştırılması için Federal Meclis'teki ilgili birime teslim edeceklerini dile getiren Altay, şöyle devam etti:
"Ailelerinden, yuvalarından, örfünden, geleneğinden, kültüründen, dininden uzaklaştırılan çocuklarımız konusunda artık bir şeylerin yapılmasını istiyoruz. 1995 yılından bugüne kadar yaklaşık 600 bin çocuk koruma altına alınmış. Bu çocukların ne kadarının Türk olduğu maalesef bilinmiyor. Biz, bugüne kadar binlerce çocuğumuzu kaybetmişiz. Kendi aramızdaki kısır çekişmelerden dolayı bu çocukları gözardı etmişiz. Oysa bugün artık bu çocuklar sahipsiz değildir. Bunları bütün parlamentolara belirtiyoruz. Savaşlarda dahi bu kadar çocuk kaybedilmiyor. Alman gençlik daireleri, her yıl 5 bin çocuğumuzu çeşitli nedenlerle koruma altına alıyor. Bu çocuklarımızın öz değerlerini kimliklerini korumak için bizler her türlü göreve hazırız."
Kamil Altay, Türk çocuklarının Almanya'da kaderlerine terk edildiğini kimsenin düşünmemesi gerektiğini, bu konuda çalışma yapmaktan, sorunları dile getirmekten asla vazgeçmeyeceklerini vurguladı.
Herhangi bir sorun olması durumunda çocuğun koruma altına alınabileceğini, ancak asılsız iddialar ve bahanelerle hiçbir çocuğun ailesinden uzaklaştırılamayacağını belirten Altay, "Bu yüzden böyle bir çalışma yapmaya karar verdik. Kısa zamanda bu konuda mesafe katedeceğimize inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Açıklanan verilerde objektif davranılmıyor"-
Gençlik dairelerinin koruma altına aldığı çocuk sayısına ilişkin açıklanan verilerin doğruyu yansıtmadığını söyleyen Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gençlik daireleri, 2013 yılında 42 bin 143 çocuğu koruma altına almış ve bu çocukların 13 bininin göçmen olduğu kayıtlara geçmiş. 2000 yılında çıkarılan ve ülkede doğan her çocuğun Alman vatandaşı olmasına olanak sağlayan yasaya göre çocuklarımız, zaten Alman vatandaşı olarak kayıtlara geçtiğinden dolayı bu 13 bin çocuk, 14 yaşından büyük. Diğer 0-14 yaş arasında ne kadar Türk ve göçmen çocuğunun koruma altına alındığı hiç bilinmemekte. Açıklanan verilerde objektif davranılmıyor. Biz veriler konusunda objektif olunmasını, doğrunun yansıtılmasını istiyoruz."
Yıllarca bu konunun hep ihmal edildiğini, birkaç yıl önce hükumetin verdiği destekle kendilerinin bu çocukların mağdur ailelerin derdine çare aramaya başladıklarını ifade eden Altay, ilk kez bu konuda somut çalışmaları kendilerinin yaptığını anlattı.
Kamuoyundan yeterince destek görmediklerine de dikkati çeken Altay, "Bugün buraya Türk sivil toplum kuruluşlarıyla, devletimizle gelmeyi çok isterdik ama maalesef bu hassasiyeti ve duyarlılığı yakalayamamak bizi çok üzüyor. Bu konuya maalesef tek sahip çıkan sadece Umut Yıldızı Derneği" diye konuştu.
- "Taleplerimiz net yasalara uyulsun"-
Avukat Mustafa Basun da Almanya'daki gençlik dairelerinin birçok ulusal ve uluslararası hukuk kuralını ihlal ettiğini söyledi. Koruma altına alınan çocukların anadili, dini ve kültürünün korunmadığını vurgulayan Basun, şöyle konuştu:
"Gençlik daireleri, öncelikle Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 20. maddesini ihlal ediyor. Bu maddeye göre çocuk koruma altına alındıktan sonra dini, anadili ve kültürel değerlerinin de koruma altına alınması gerekiyor, ancak bu yapılmıyor. Bu sözleşme, Almanya'da yasalara aktarılmış, ancak uygulanmıyor. Ayrıca Alman Medeni Kanunu, vasilik durumunda çocukların yine dini ve kültürel değerlerinin korunacak şekilde hareket edilmesi öngörüyor. Buna da uyulmuyor. Almanya Anayasası'nın 6. maddesinde de aile ve çocuk haklarını koruyan yasa da ihlal edilmekte. Bu yasada vasilik ya da benzer bir durumunda çocuğun dini ve kültür değerlerine sahip çıkılması öngörülüyor. İhlal edilen en önemli yasalardan biri de Viyana Konsolosluklar Sözleşmesi. Sözleşmeye göre koruma altına alınan çocukların ilgili ülkenin konsolosluğuna bildirilmesi gerekiyor. Bu konuda Alman gençlik daireleri, çocukları kayıtlara Alman olarak geçirdiği için bu bildirimleri yapmıyor. Konsoloslukların haberi olmadığından dolayı da aracı olamıyorlar. Biz bu konuda raporumuzu 16 eyalet parlamentosuna ve Federal Meclis'e ilettik. Taleplerimiz net yasalara uyulsun. Biz ulusal ve uluslararası hukuk kurallarının ihlal edilerek çocuklarımızın asimilasyona maruz bırakılmamasını istemiyoruz."
Altay ve Basun, açıklamaların ardından Federal Meclis'teki görevlilere söz konusu dilekçeyi teslim etti. - Berlin
Son Dakika › Güncel › Almanya'da Çocukların Koruma Altına Alınması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?