Avrupa'da İsviçre Şoku

Avrupa'nın AB üyesi olmayan küçük ülkesi İsviçre'de göçmenlere yıllık kota getirilmesini öngören teklif için pazar günü yapılan halk oylamasında halkın yüzde 50,3'ünün 'evet' oyu kullanması, İsviçre ile AB arasında gerginliğe neden oldu. Refedandum ile 1999'da Avrupa Birliği ile serbest dolaşım anlaşması imzalayan İsviçre'ye Avrupa Birliği vatandaşları herhangi bir kısıtlama olmadan bu ülkeye seyahat edebilmesine kısıtlama getirilmesi oylandı. Pazar günü yapılan referandumda işte ülkeye bu kitlesel göçe hayır sonucu çıktı.

Alman medyasının gündeminde ilk sırada yer alan ve tartışma programlarında tüm boyutları ile ele alınan halk oylamasına sunulan teklifin, İsviçre'de iş arayabilen AB üyesi ülkelerin vatandaşlarını da kapsadığı vurgulandı. Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle, İsviçre'ye yönelik en sert tepkilerden birini gösteren Fransa'nın Dışişleri Bakanı Laurent Fabius'un, 'İsviçre ile olan ilişkilerimizi gözden geçireceğiz' diyerek komşu ülkeye gözdağı verdiğini anlatırken İsviçre'nin dış ticaretinin yüzde 60'ını AB ülkeleri ile yaptığını hatırlattığı ve bu nedenle kararın tam bir paradoks teşkil ettiği belirtildi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in değerlendirmesini aktaran Hükümet sözcüsü Stefan Seibert, halk oylaması sonucunun çok ciddi sorunlar doğurduğunu anlatırken, İsviçre'nin AB ile zorlu müzakereler yürütmesi gerektiğini söyledi. Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier ise sonuçta en büyük mağlubun bizzat İsviçre olacağını söyledi.

Referandumdan istedikleri sonucu alan aşırı sağcı İsviçre Halk Partisi'nin milletvekili Lukas Reimann, İsviçre'ye yılda 80 bin yabancının geldiğini, bu kadar yüksek oranda bir göçü 8 milyon nüfuslu bir ülkenin kaldıramayacağını söyledi.

YORUMLAR

Berlin'de bulunan Avrupa Politikası Enstitüsü'nden siyaset bilimci Dr. Katrin Böttger, aşırı sağcı partilerin, göç tartışmasını odağa alarak hareket edebileceğine dikkat çekTİ.

Referandum sonucuna ilişkin yayınlanan yorumlarda şöyle denildi:

Corriere della Sera (İtalya): İsviçre AB'ye anlaşmalarla bağlı ve Brüksel ile müzakerelerde bulunmadan referandumun uygulamaya konulması mümkün değil. Bu konu genelde Avrupa'yı ilgilendiriyorsa, o zaman kriz dönemlerinde insanların serbest dolaşım hakkı üzerine de konuşmak gerekir.

L'Alsace (Fransa): İsviçreliler diğerlerinin aklından geçirdiği şeyleri yüksek sesle dile getirdi. Avrupa'nın ekonomiyi düze çıkartmayı becerememesi ve göç hareketlerini de kontrol edememesi yüzünden hem İsviçre'de hem de başka ülkelerde artık bir bıkkınlık hakim. İsviçre'de ve Avrupa'nın kalanında Avrupa'ya güven, son derece sınırlı.

El Mundo (İspanya): AB İsviçre'nin bu ayıbını durdurmalıdır. İsviçre'nin AB'den göçmen işçi dalgasını sınırlandırma yönünde attığı adım, ortak Avrupa'nın inşası sürecinde geriye doğru atılmıştır. Brüksel diplomatik çabalar başlatıp bu ayıbı sona erdirmelidir.?

Basler Zeitung (İsviçre); Egemenliğimizi oluşturan her hususu, ki buna göç politikaları da dahildir, bazı ekonomik çıkarlar uğruna Avrupa'nın entegrasyonu olgusuna kurban edemeyiz.

Süddeutsche Zeitung (Almanya); İsviçre, ülkeye gelecek göçmenler konusunda ikiyi bölünmüş durumda. Her ne kadar halk oylamasının sonucunda kıl payı bir fark rol oynamış olsa da, bu sonuç 'kitlesel göçe' karşı olanların başarı hanesine yazılmıştır.

Hannoversche Allgemeine Zeitung (Almanya): Avrupa karşıtı bu sonuç, biraz kabaca söyleyecek olursak, ilkel ve geriye dönük. İsviçreliler kendi anlayışları uyarınca bu tür bir sınırlamaya giderken, diğer Avrupalıların dostane bir biçimde çeşitli ürünler ve hizmet sektörü için sınırlarını onlara açmaya devam etmelerini bekleyemez.

Stuttgarter Zeitung (Almanya): Bu halk oylamasından sonra İsviçre hakkında dar görüşlü, egoist dağ halkı şeklinde yanlış birtakım önyargılar gündeme yeniden gelebilir. Ama bu işin kolayına kaçmak olur. İsviçre'nin yaklaşık 8 milyonluk nüfusunun yüzde 23'ü yabancı. Almanya'da bu oran yüzde 9 civarında. Ülkeye kitlesel göçün endişelere, özellikle de ekonomik açıdan korkulara yol açtığını kim inkar edebilir ki?