Halepli Sivillerden Yardım Çağrısı

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :

Halep'teki yıkım ve insan manzaraları

Doğu Halepli Hasan Bozan ile röportaj

Türkmen Hatice ile röportaj

Muhammed Diyab ile röportaj

Ahmed Abu Giyab ile röportaj Suriye'de Beşşar Esed rejimi ve İran destekli Şii milislerin yoğun saldırısına maruz kalan Halepli siviller, insani yardım çağrısında bulunuyor.

Rejim ve destekçilerinin 15 Kasım'dan bu yana muhaliflerin kontrolündeki doğu Halep'e düzenlediği şiddetli saldırılar devam ederken, ölen sivillerin sayısı dün akşam saatlerinde 828'e yükselmişti.

Muhalifler, rejimin ağır bombardımanları nedeniyle geceyarısından itibaren Bab hadid, Bab nasır ve Cub Küba semtlerinden çekilerek 2,5 kilometrekarelik bir alanı Esed ordusu ve Şii milislere bırakmak zorunda kaldı.

15 Kasım'da 45 kilometrekareyi kontrol eden muhalifler, son 23 günde bölgenin yüzde 65'ini kaybederek, 16 kilometrekarelik bir alana çekilmiş oldu.

Halep İl Sivil Savunma Müdürü Necip Ensari, AA muhabirine, onbinlerce sivilin muhaliflerin elindeki çatışma bölgelerinden rejimin hakim olduğu alanlara göç ettiğini, 240 bin sivilin ise hala muhaliflerin kontrolündeki semtlerde kaldığını söyledi.

Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) komutanlarından Muhammed Şeyh de rejimin 18-40 yaş arasındaki erkekleri, Neyrab askeri havaalanında toplandığını ve cephe hatlarına gönderdiğini belirtti. Şeyh, "Rejim tarafından zorla askere alınmamak için 18-40 arasındaki erkekler muhaliflerin kontrolündeki bölgede kalmayı tercih ediyor." dedi.

"Bu gece Halep için iki rekat namaz kılın, dua edin"

Telefon şebekelerinin çalışmadığı ve internetin oldukça zayıf olduğu kuşatma bölgesinden AA muhabirine ses kaydı gönderen Halepli siviller, yardım ve dua çağrısında bulundu.

Doğu Halepli Hasan Bozan, "Halep'in içinden bir Türkmen olarak sesleniyorum. Burada 200 bin kişinin etrafı dört yandan çevrili. Rejim ve Ruslar tarafından. Kafir devlet, bütün Halep'i boğazlayacak. Halep düşerse, ümmetin beli kırılacak. Allah'tan, sizlerin içten duanızdan ümit kesilmez. Bu gece Allah için ve Halep için iki rekat namaz kılın, dua edin." dedi.

Hatice isimli Türkmen bir kadında "Rejim evlerimizi bombaladı. Bir şeyimiz kalmadı. Oğlum hasta ve bakmaya gücüm yok. Dünya beni duysun. Dua edin, yardımcı olun." ifadelerini kullandı.

Muhammed Liyab da su, elektrik, yiyecek olmadığını belirterek, "İki çocuğum var. Gıda ve süte ihtiyaçları var. Süt olsa da çok pahalı. Hasta ve yaralılar için ilaç, bakım yok. İnsanlar can çekişerek, acı çekerek ölüyor. Bir akrabam bombardımanda korkarak beyin kanaması geçirdi. Şimdi hiçbir şey yutamıyor. 15 gündür boğazından bir tek şey geçmiyor." diye konuştu.

Halihazırda çatışmaların sürdüğü Kellese semtinden Salih Ömer, şunları kaydetti:

"Size şuan bomba sesleri arasından sesleniyorum. Esed güçleri burayı havadan, top atışlarıyla, tanklarla her türlü hedef alıyor. Çok sayıda yaralı ve şehit var. Halen enkaz altında çıkarılmayı bekleyen çok sivil var. Kaldırımlar cesetlerle dolu. Su dağıtım şirketini rejim ele geçirdikten sonra suyu kesti. Çalışan fırın ve hastane zaten yok. Doğu Halep'te soykırım yaşanıyor."

Yüzbinlerin insani krizi

Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye'ye sınır Halep ili, başkent Şam'dan sonra ülkenin ikinci büyük kenti konumunda. Kent merkezinin Türkiye sınırına uzaklığı 40 kilometre. Rejim ordusu, Rusya ve İran destekli Şii milisler, 15 Kasım'dan bu yana kent merkezinin doğusunda muhaliflerin elindeki semtlere havadan ve karadan şiddetli saldırılar düzenliyor. Rusya ise Halep'teki hava saldırılarında yer almadığını savunuyor. Buna karşın, rejim hatlarının haberleşmesini dinleyen muhalifler, Rusların kara harekatının her kademesinde boy gösterdiğini bildiriyor. Rejim kuşatmasında yüzbinlerce sivilin bulunduğu doğu Halep'te halk 3 ayı aşkın süredir temel insani ihtiyaçlarını gideremiyor. Son üç hafta içinde kentin doğusundaki tüm hastaneler, sağlık merkezleri, fırın ve okullar rejim saldırılarıyla hizmet dışı kaldı. Baz istasyonlarının büyük kısmının yıkılması ve rejimin telefonu hatlarını kesmesi nedeniyle kentle iletişim sadece kısıtlı şekilde internet üzerinden kurulabiliyor.