İçişleri Bakanı Ala (2) Açıklaması

İçişleri Bakanı Efkan Ala, terör örgütü üyelerine seslenerek, "Bu gidişat gidişat değil, bu yol yol değildir. Derhal kendinizi gözden geçirin ve millete eziyet etmekten vazgeçin" dedi.

İçişleri Bakanı Efkan Ala, İdareciler Günü dolayısıyla Vilayetler Evi'ndeki programda konuştu.

Ala, Güneydoğu'da devam eden terör operasyonları konusunda, "Silopi ile ilgili birkaç gün içinde netice alacağız. Yüzde doksanların üzerine çıktı bu barikatların, hendeklerin temizlenmesi ve terörden arındırılması. Diğer iki ilçemizde Sur ve Cizre'de bir müddet daha devam ediyor ama hızlı mesafe alacağız" ifadesini kullandı.

Sokağa çıkma yasağı bulunan üç yer olduğunu hatırlatan Ala, bu kararların vatandaşların zarar görmemesi için alındığını belirtti.

"Bu iş hiç olmasın arzu ederiz" diyen Ala, şöyle devam etti:

"Ama ne eksik varsa gideririz. Vatandaşlarımızın hayatlarını korumak, onların geleceklerini karartmamak için sokağa çıkma yasaklarını ilan ediyoruz. Silopi ile ilgili birkaç gün içinde netice alacağız. Yüzde doksanların üzerine çıktı bu barikatların, hendeklerin temizlenmesi ve terörden arındırılması. Diğer iki ilçemizde Sur ve Cizre'de bir müddet daha devam ediyor ama hızlı mesafe alacağız. Başka yerlerde olanları da temizleyeceğiz. Oradaki kardeşlerimizi teröristlerin ve terörden beslenenlerin inisiyatifine asla terk etmeyeceğiz. Biz 78 milyon kardeşiz."

"Yol yakınken geri dönün"

Terör örgütü üyelerine seslenen Ala, "Onlara da çağrı yapıyorum: Bu gidişat gidişat değil, bu yol yol değildir. Derhal kendinizi gözden geçirin ve millete eziyet etmekten vaz geçin biz zaten bize düşeni yapacağız ve sonuç da alacağız. Yol yakınken geri dönün. Bu anlayış anlayış değil" ifadesini kullandı.

Terörden zarar gören bölgelerde vatandaşların ihtiyaç ve sıkıntılarının giderilmesi için gerekli çalışmaların yapıldığına vurgu yapan Ala, dört koldan kalkınma ve gelişmenin sağlanması için tedbirler alındığını bildirdi.

Teröre prim vererek, teröristin arkasında durarak alınacak bir mesafe olmadığına değinen Ala, "İnsanları sokağa çağırıp, şiddete çağırıp sonra da bakın neler oluyor diyerek fotoğraf göstermenin akılla izahı yoktur. Onu sokağa çağırırsan eline silah verirsen devlet güçleri seyredecek mi? Bu toplum merhametlidir, devlet de merhametlidir ama merhametten maraz doğmasına asla izin vermez. O merhametini, o iyi niyetini kötüye kullananlara da haddini bildirir. Onun için 600 yıl bu coğrafyada dünyaya adalet ve insanlık götürdü" dedi.

Mardin'de 50 bin olan turist sayısının 1 milyona çıktığına işaret eden Ala, şu ifadeleri kullandı:

"Yönetim diyordunuz belediyeyi seçtiniz. Sandıkta millet kimi seçerse o iş başına geliyor. O rakamları daha yukarı çıkartman gerekmez mi? Bütün bunlar, hizmet ederseniz diye bu imkanlar veriliyor. Millete eziyet etmeye başladığınız anda bütün milleti karşınızda devletle birlikte bulursunuz. Hizmetin yerini eziyetin almasına asla fırsat vermeyiz. Oradan sağduyulu insanların evlerine el koyup oradan göç etmelerini sağlamak... Onlardan başka hiç kimsenin de barınmamasını sağlayacak terör eylemlerine asla izin vermeyeceğiz. Bu anlayışı hak ettiği yere göndereceğiz. Böyle şey olmaz. Oralardan arındırılacak. Bu anlayışın yerleşmesine asla izin verilmez. Hendekler de arındırılacak, arındırılıyor da zaten. Barikatlar da kaldırılacak, bombalar da o tuzaklar da yok edilecek, ediliyor."

Bakan Ala, cenazeleri defnetmek için almayan belediyeleri de eleştirdi. Ala, çocuklardan sonra cenazelerin de istismar edildiğini, sözün ve insanlığın bittiği yerde olunduğunu söyledi.

"Sivil anayasaya ihtiyacımız var"

Sivil anayasaya ihtiyaç duyulduğunun da altını çizen Ala, ülkenin darbe ürünü anayasadan kurtulması gerektiğine değindi.

Ala, şunları kaydetti:

"Ruhu bir kere problemli. Ruhu milletin iradesini zaptu rapt altına almaya çalışan bir anlayışı yansıtıyor. Öyleyse sivil bir anayasa elbette uzlaşma ile mutabakatla, toplumun genel isteğiyle örtüşen bir yaklaşımla bir anayasa düzenlemesinden bahsediyoruz. Öyleyse bir ciddi anayasa değişikliğine ihtiyacımız var. Ülkeyi yöneten aynı zamanda AK Parti'nin üyesi olarak tercihlerimizi ortaya koyuyoruz. Türkiye'de koalisyonlara ebediyen hayır diyecek, koalisyon ihtimalini dahi ortadan kaldıracak, istikrarını sağlayacak, demokratik biçimde yapılacak bir başkanlık sistemini tercih ediyoruz. Ama Türkiye bunları tartışıyor. Parlamenter sistemi, başkanlık sistemini, karma sitemi tartışıyor. Türkiye'nin en büyük kazanımı bunları tartışıyor olmasıdır."

(Bitti)