İklim Değişikliği İki Yıllık Raporu Projesi-Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Dökmeci: -"İklim değişikliği sorunuyla mücadele, hayatın devamı, tüm dünyanın refahı ve sürdürülebilir kalkınma için tüm toplumların bir bütün olarak önlem almasıyla mümkün olabilir"-BM Kalkınma Programı Mukim Temsilci Yardımcısı Dimovska: -"İklim değişikliği küresel çözümler gerektiriyor. Küresel çözümler ancak ulusal ve yerel düzeylerde daha fazla yakınlaşma ve işbirliği sayesinde mümkün olacaktır" Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Sebahattin Dökmeci, "İklim değişikliği sorunuyla mücadele, hayatın devamı, tüm dünyanın refahı ve sürdürülebilir kalkınma için tüm toplumların bir bütün olarak önlem almasıyla mümkün olabilir" dedi.Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonu, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı yürütücülüğü ve Küresel Çevre Fonunun desteğiyle başlatılan "İklim Değişikliği İki Yıllık Raporu Projesi"nin açılış toplantısı yapıldı.Dökmeci, yaptığı konuşmada, iklim değişikliğinin insanlığın karşılaştığı en önemli ve acil önlem alınması gereken küresel sorunlardan biri olduğunu söyledi.İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine maruz kalındığını belirten Dökmeci, önlem alınmadığı takdirde bu olumsuz etkilerin artacağına işaret etti. Bu sorunla mücadelenin, hayatın devamı, tüm dünyanın refahı ve sürdürülebilir kalkınma için tüm toplumların bütün halde önlem almasıyla mümkün olabileceğini dile getiren Dökmeci, tüketim alışkanlıkları, sanayileşme, orman alanlarının azalması, fosil yakıt tüketimi ve atık miktarının artması sonucu atmosfere salınan sera gazı emisyonlarının günden güne arttığını kaydetti.İklim değişikliğiyle mücadele çalışmalarının sürdüğünü anlatan Dökmeci, şöyle devam etti: "Ancak gelişmekte olan bir ülke olarak temiz kalkınma sürecinin geliştirilmesi için ülkemiz finansman ve teknoloji bağlamında desteğe ihtiyaç duymaktadır. Türkiye'deki azaltım potansiyelini hayata geçirecek finansman ve teknoloji desteği, küresel manada emisyonların azaltımı açısından önem arz etmektedir. Ülkemiz kalkınma göstergelerine baktığımızda, Türkiye son 10 yılda ortalama yüzde 5'lik büyüme oranı yakalamıştır. Bununla birlikte aynı dönemde karbon yoğunluğumuzu yüzde 6 azaltarak iklim dostu bir büyüme süreci yaşadık. Bununla birlikte atık yönetimi, iklim dostu teknoloji ve enerji kaynaklarının kullanımı, hava, su ve toprak kalitesinin geliştirilmesi yönünde önemli gelişmeler kaydettik."Türkiye'nin bundan sonraki iklim rejiminde de üzerine düşeni yerine getirme konusunda kararlı olduğunu anlatan Dökmeci, "Ancak iklim değişikliğiyle mücadele için 2020 sonrası iklim rejimine ilişkin anlaşmanın, şeffaf, kapsayıcı, adil ve eşitlikçi olmasının yanı sıra günümüzdeki ve gelecekteki sosyoekonomik gerçekleri göz önünde bulundurması gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.Dökmeci, sosyoekonomik etkileriyle hayatı her alanda tehdit eden iklim değişikliğiyle mücadele için uluslararası alanda da çabalarının sürdüğünü sözlerine ekledi.-"Türkiye çözümün bir parçasıdır" BM Kalkınma Programı Mukim Temsilci Yardımcısı Matilda Dimovska, bugün yalnızca uluslararası iklim değişikliği müzakereleri açısından değil aynı zamanda Türkiye'nin iklim değişikliği rejimindeki ulusal konumu açısından kritik bir dönemeçte bulunduklarını söyledi.Bu yıl, 2015 sonrası kalkınma gündemi üzerine 3 küresel anlaşmanın yapılmasının planlandığını belirten Dimovska, bunların afet riski azaltımı için yeni bir çerçeve ve iklim değişikliği konuları üzerine olacağını ifade etti. Aşırı yoksulluğu ortadan kaldırma, afete karşı direnç geliştirme ve karbon emisyonunu azaltmanın el ele gitmesi konusunda mutabakat oluştuğuna dair işaretler bulunduğunu da anlatan Dimovska, sürdürülebilir kalkınmanın, bunlar arasında ilişkinin kurulabilmesi durumunda daha yüksek başarıya ulaşacağını vurguladı.İklim değişikliği sorununun çözümünde tüm ülkelerin katkılarının çok önemli rol oynadığını kaydeden Dimovska, şöyle konuştu: "İklim değişikliği küresel çözümler gerektiriyor. Aynı zamanda küresel çözümler ancak ulusal ve yerel düzeylerde daha fazla yakınlaşma ve işbirliği sayesinde mümkün olacaktır. İklim değişikliği müzakerelerden edindiğimiz deneyimde, önemli dersler çıkardık. Tüm taraflar bu konuda hemfikir ki 2020 sonrası iklim değişikliği rejimi ortak ama farklılaştırılmış sorumluluklar ve kapasiteler ilkesi etrafında dönmelidir. Kapsayıcı olmalı ve ülkenin küresel azaltım ve uyum çabalarında kendi katkılarını yapabilmesine müsaade etmelidir."Dimovska, "Türkiye iklim değişikliğine bağışıklığı olan bir ülke değil tersine çok hassas, kırılgan. Dolayısıyla Türkiye'nin yalnızca uyum değil aynı zamanda azaltım konularında somut adımlar atmış olmasından çok memnunuz. Türkiye çözümün bir parçasıdır ve gelecekte çok daha büyük bir rol oynayacağını görmeyi heyecanla bekliyoruz" ifadelerini kullandı.Türkiye'nin G20 dönem başkanlığına değinen Dimovska, Türkiye'nin, enerji sürdürülebilirliği ve iklim değişikliği konularını 2015'in kilit öncelikleri olarak görmesinden memnuniyet duyduklarını kaydetti.-İklim Değişikliği İki Yıllık Raporu ProjesiProje, Türkiye tarafından Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında sunulacak, ülkenin iklim değişikliğiyle ilgili faaliyetlerinin yer alacağı "İklim Değişikliği İki Yıllık Raporu"nun hazırlanmasını destekleyecek.Raporun hazırlanması, teknik raporlama için ulusal kapasitelerin güçlendirilmesini, birçok "Ulusal Programlara Uygun Azaltım Eylemi" hazırlıklarına başlanmasını, ölçme, raporlama ve doğrulama ile sektörel değerlendirme alanlarında ulusal kapasitenin geliştirilmesini, iki yıllık rapor kılavuzlarına uyumlu şekilde sağlayacak. ..
Son Dakika › Güncel › İklim Değişikliği İki Yıllık Raporu Projesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?