Mescid-i Aksa'ya Yönelik İhlaller

Uluslararası Rabia Platformu Koordinatörü Cihangir İşbilir, Kudüs'ün, tek taraflı kararların alınıp istenilen uygulamaların yapılacağı bir şehir olmadığını belirterek, "Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik tehdit ve sınırlandırmalar karşısında, başta Türkiye olmak üzere İslam dünyasını, uluslararası örgütleri, STK'ları daha duyarlı olmaya ve İsrail'in hukuk tanımayan uygulamaları karşısında etkin tavır almaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.

İşbilir, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, İsrail'in, Mescid-i Aksa'nın civarında ve altında yaptığı kazılar ve inşaatlar nedeniyle Müslümanların ilk kıblesi ve ebedi ibadet mekanı olan Mescid-i Aksa'nın tehdit altında olduğunu ve bu tehdidin hergün arttığını bildirdi.

Mescid-i Aksa ve civarındaki uygulamalarla tüm insanlığın sorumlu olduğu tarihi mirasın tahrip edildiğini, bu anlamda Mescid-i Aksa'ya ve Kudüs'ün tarihi mirasına yönelik tehditlerin sadece Müslümanları değil tüm insanlığı ilgilendirdiğini aktaran İşbilir, İsrail hükümetinin diğer bir uygulamasının Müslümanların mescide girişini sınırlandırması olduğunu hatırlattı.

İşbilir, İslam dünyasının Mescid-i Aksa'yı güvenle ve huzurla ziyaretten mahrum olduğunu kaydederek, bu haksız ve vahşice uygulamayla Türk vatandaşlarının karşılaştığını, söz konusu vatandaşların şiddete de maruz kaldığını aktardı.

Kudüs'ün uluslararası hukuka göre işgal altında olduğunu ifade eden İşbilir, Mescid-i Aksa'nın esaret ve tehdit altında olduğunu, bölge ve dolayısıyla dünya barışının kilidinin "Kudüs ve Mescid-i Aksa" olduğunu belirtti.

İşbilir, 1948'den beri Kudüs'ün kültürel kimliğinin ve Filistin halkının haklarının korunmasının BM kararlarıyla tescil edildiğini hatırlattığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"İsrail hükümeti tüm bu kararlara rağmen Kudüs'ün kadim kimliğini tahrip etmek, demografik yapısını bozmak, Kudüs'teki İslam kimliğini, Kudüs'ün yegane barış döneminin yaşandığı Osmanlı izlerini silmek için her türlü karanlık adımı atmaktadır. Kudüs'te yaşayanlar bu işgalin çilesini her yönüyle çekmekte, onlarca karar alındığı ve uygulanmadığı halde uluslararası sistem buradaki adaletsizliği sadece izlemektedir. Kudüs, birilerinin tek taraflı kararlar alarak istediği gibi uygulamalar yapacağı bir şehir değildir. Mescid-i Aksa ve Kudüs'ün geleceği ve muhafazası İslam dünyasının onuru ve namusu olduğu kadar, insanlığın da vicdani sorumluluğundadır. Mescid-i Aksa ve Kudüs'e yönelik tehditler İslam Dünyasına ve insanlığa yönelik tehditlerdir. Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik tehditler ve sınırlandırmalar karşısında, başta Türkiye olmak üzere İslam dünyası kamuoyunu ve uluslararası örgütleri, sivil toplum kuruluşlarını, entelektüelleri daha duyarlı olmaya ve İsrail hükümetinin hukuk tanımayan uygulamaları karşısında etkin tavır almaya davet ediyoruz." - İstanbul