Sahte Tahliye Kararıyla Firara Dava

Doğan Alagöz'ün "uyuşturucu imal etmek" suçundan kesinleşmiş 12,5 yıl hapis cezasını çektiği Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu'ndan sahte tahliye kararıyla firar etmesine ilişkin 9 şüpheli hakkında 1 yıldan 23 yıla kadar değişen hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Silivri 4 No'lu Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda hükümlü olarak bulunan Alagöz'ün, 16 Ocak 2015'te faks yoluyla gönderilen ve sonradan sahte olduğu anlaşılan tahliye müzekkeresiyle aynı gün tahliye edildiği anlatıldı.

Tahliye müzekkeresiyle ilgili olarak savcılık tarafından şüphe oluşması nedeniyle Yargıtay 10. Dairesi'nden bilgi istendiği, daire tarafından tahliye müzekkeresi yazılmadığının anlaşıldığı bildirilen iddianamede, olay günü tahliye müzekkeresinin teyidi için İstanbul Adliyesi'nde görev yapan Salih Yılmaz isimli bir kişinin cezaevindeki infaz bürosunu aradığı ve faksı kendisinin gönderdiği aktarıldı.

İddianamede, "İnfaz koruma memuru Ahmet Ak'ın kendisini Salih Yılmaz olarak tanıtan şahısla görüşmesine istinaden faks teyidini gerçekleştirerek, tahliye müzekkeresini nöbetçi kurum ikinci müdürü Kadir Demirel'e ulaştırdığı, Demirel'in tahliye müzekkeresi üzerinde bulunan faks teyidine binaen tahliye işlemi yapılması yönünde talimat verdiği, Alagöz hakkında tahliye fişi düzenlenmesinin ardından kurum güvenlik ve gözetim servisinde görev yapan infaz koruma memuru İzzet Kurnaz'a teslim edildiği, Kurnaz'ın da tahliye fişine istinaden Alagöz'ün tahliye işlemini gerçekleştirdiği belirlenmiştir" denildi.

Alagöz'ün ceza infaz kurumunda kaldığı süre içerisinde ziyaretine gelen avukat, noter, yakınları ve diğer üç ziyaretçisine ait kimlik ve telefon bilgilerinin incelendiği kaydedilen iddianamede, kurumca düzenlenen tutanakta sahte tahliye müzekkeresinin İbrahim Zeyrekce, Kazım Avşar ve avukat E.B. tarafından planlanıp organize edildiğinin tespit edildiği ve Silivri Ceza İnfaz Kurumları kampüsünün ana nizamiyesinde bulunan güvenlik kameralarının tadilat nedeniyle 9-20 Ocak'ta çalışmadığı anlatıldı.

Sahte tahliye müzekkeresinin oluşturulmasına dayanak teşkil eden belgenin ne şekilde temin edildiğinin araştırıldığı ifade edilen iddianamede, UYAP sistemi üzerinde yapılan araştırmada, konuya ve kişiye dair herhangi bir işlem yapması gerekmediği halde infaz koruma memuru İlhan Ayhan'ın 9 Ocak 2015'te UYAP sistemine giriş yaptığı, Alagöz'ün tutuklanma evrak bilgisine ulaştığı, bir suret aldığı ve ayrıca başka bir hükümlünün tahliye evrakından da bir örnek aldığının tespit edildiği kaydedildi.

Villa satışından firar parası

İddianamede, şüpheli Ayhan'ın bilgisayarında yapılan araştırmalarda, " İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 23 Aralık 2014 tarihli havale yazıları ile Doğan Alagöz'ün tahliye edildiği evrakın altında yazılı bulunan havale yazısı ile UYAP bilişim sisteminde yer alan dokümana erişim kodu kısmındaki UYAP şifre yazısının büyük oranda benzerlik gösterdiğinin ve bir başka tutuklunun tahliye müzekkeresinin havale kısmından kopyala yapıştır işlemi yapılmış olabileceği ihtimalinin bulunduğu" anlatıldı.

Hükümlü Doğan Alagöz'ün şüpheli Kazım Avşar ile yaptığı telefon görüşmelerine yer verilen iddianamede, bu iki kişi arasında yapılan konuşmalardan, Avşar'ın Alagöz'ün firarını organize eden ve tahliyeden sonra kalacağı yer konusunda ayarlama yapan kişi olduğunun tespit edildiği kaydedildi.

İddianamede, Alagöz'ün kendisine ait olan ancak gelini adına kayıtlı bulunan Beylikdüzü'ndeki villasının satılması sonrası satış bedelinin avukat E.B'nin hesabına aktarıldığı ve bu hesaptan elden nakit para çıkışı bulunduğunun tespit edildiği, bu nedenle Alagöz'ün firarından dolayı ilgili kişilere nakit para şeklindeki menfaatlerinin elden teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği belirtildi.

Elde edilen HTS raporlarına göre, şüpheliler Kazım Avşar ile Erkan Akçay'ın 3 Aralık 2014 ile 1 Mart 2015 arasında 543 kez görüştüklerinin tespit edildiği anlatılan iddianamede, Alagöz'ün cezaevinden firarından sonra Akçay'ın annesi Hayriye Gönül Akçay'ın Zeytinburnu'ndaki evinde İsmail Yenisu adına düzenlenmiş sahte kimlikle 24-28 Ocak 2015'te konakladığı, konaklamanın Avşar tarafından tertiplendiği kaydedildi.

İddianamede, firari Alagöz hakkında "resmi belgede sahtecilik", "rüşvet verme" ve "hükümlünün kaçması" suçlarından 6,5 yıldan 18 yıla kadar, tutuklu şüpheliler Ayhan ve Zeyrekce hakkında "resmi belgede sahtecilik" "rüşvet almak ve vermek", "hükümlünün kaçmasına imkan sağlama" suçlarından 8 yıldan 22 yıla kadar ve şüpheli Kazım Avşar hakkında "resmi belgede sahtecilik", "rüşvet alma ve verme", "hükümlünün kaçmasına imkan sağlama" ve "hükümlüyü bildirmeme" suçlarından 8 yıldan 23 yıla kadar hapis cezası istenirken, diğer 5 şüphelinin de çeşitli suçlardan 1 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Davanın duruşması, önümüzdeki günlerde Silivri Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılacak.