Solingen Faciasının 21. Yılı

Almanya'nın Solingen kentinde 1993'te aşırı sağcıların kundakladığı evde 5 Türk'ün hayatını kaybettiği olayın 21. yıl dönümünde Türk sivil toplum kuruluşları, ülkedeki ırkçılık tehlikesine

karşı somut ve daha güçlü önlemler alınmasını istedi.

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Genel Başkanı Süleyman Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Solingen faciasıyla ilgili 21 yıldır çok şeyler söylendiğini hatırlatarak, "Önemli olan söylenenleri dikkate almaktır, bunların bir daha yaşanmamasıdır" ifadesini kullandı.

Solingen faciasının ardından yabancı düşmanı ve ırkçı saldırıların son bulmadığını belirten Çelik, "Solingen vakasından sonra yine bizleri şok eden, Almanya'yı şok eden, bizleri dışarıda dünyada utandıran olaylar oldu. Özellikle günahsız, suçsuz insanları hedef alan NSU cinayetlerinin yıllar sonra ortaya çıkması, Almanya için utanç vericiydi" dedi.

Almanya'dan yabancı düşmanlığı ve ırkçılığa karşı somut adımlar atılmasını beklediklerini vurgulayan Çelik, "Bu tür olayların tekrarlanması için önlemleri daha da güçlendirmek lazım. Her yıl Solingen'in yıl dönümünde anma törenlerinde bu konu bir kez daha gündeme geliyor. Almanya gibi güçlü bir ülke, güçlü bir ekonomisi, güçlü bir demokrasisi güçlü bir istihbaratı olan bir ülke bu tür olayları artık yaşatmaz diye umut ediyoruz" şeklinde konuştu.

İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Mustafa Yeneroğlu ise 1993 yılında Durmuş Genç ve eşi Mevlüde Genç'in evinin kundaklandığı ırkçı saldırının ardından yabancı düşmanlığıyla mücadele konusunda birçok söz verildiğini ancak bunların tutulmadığını kaydetti.

Almanya'daki göçmenlerin, Solingen saldırısının yıl dönümünde verilen sözleri bir kez daha hatırladıklarını belirten Yeneroğlu, "Elem verici saldırının ardından, bu tarz olayların tekrarlanmaması için her şeyin yapılacağı sözü verilmişti. Verilen sözler ise, ne yazık ki yerine getirilmedi" diye konuştu.

Yeneroğlu, "Bu yaşananlara rağmen, uyum içinde ve barışçıl bir yaşama dair inancını hiçbir zaman kaybetmeyen ve bunun için sürekli dua eden Genç ailesi saygıyı her zamankinden daha fazla hak etmektedir. Allah, kendilerine sabır versin ve dualarını kabul buyursun" ifadesini kullandı.

Almanya'da Solingen faciası sonrasında da yabancı düşmanı ve ırkçı saldırıların sürdüğünü, 2000-2007 yılları arasında 8'i Türk 10 kişiyi öldüren aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünün cinayetlerinin bugüne kadar aydınlatılamadığını belirten Yeneroğlu, bunun Türk göçmenler arasında kuşkulara yol açtığına işaret etti.

Mustafa Yeneroğlu, şunları kaydetti:

"NSU cinayetlerinin açıklığa kavuşturulması ihtimalinden her geçen gün daha çok uzaklaştıkça ve güvenlik birimlerinin şüpheli hareketleri gün yüzüne çıktıkça Solingen'in vicdanlarımızda bıraktığı acı hatıralar daha da pekişiyor. Elem verici saldırının ardından, bu tarz olayların tekrarlanmaması için her şeyin yapılacağı sözü verilmişti. Verilen sözler ise, ne yazık ki yerine getirilmedi. Şansölye Angela Merkel'in, NSU kurbanlarını anma töreninde verdiği sözü yerine getireceğine dair inanç da giderek kaybolmaktadır. Kamuoyunda güvenlik güçlerinin sakladığı sırlar, olayların açıklığa kavuşturulmasından daha önemliymiş gibi bir intiba oluşmuştur. Bu durum ise zedelenen güvenin yeniden tesisine kesinlikle yardımcı olmayacaktır."

'Geçmişten ibret alındığı söylenemez'

Avrupa Türk-İslam Birliği (ATİB) Genel Başkanı İhsan Öner ise ırkçılık tehlikesinin sürdüğünü, geçmişte yaşananlardan dersler alınmadığını belirterek, "Bir toplumda azınlıklara karşı ön yargı, dışlama ve ötekileştirme olmasa, orada Solingen, Mölln ve Rostock benzeri facialar olmaz, NSU teröristleri gibi caniler yetişmezdi. İstatistiklere ve kamuoyu araştırmalarına bakıldığında, bunlardan pek ibret alındığı söylenemez" şeklinde konuştu.

NSU terör örgütünün geçmişinin ve bağlantılarının bugüne kadar aydınlatılamadığına işaret eden Öner, şöyle devam etti:

"Irkçı ve özellikle Türk düşmanı NSU teröristleri tarafından planlı bir şekilde katledilen insanların şu anda kanları yerde kalmıştır. Giderek karmaşık bir hal alan davaya, Alman devletinin güvenlik ve istihbarat birimlerinin ne kadar karıştığı hala açıklığa kavuşmadı. Bizi niçin öldürdüklerini ve öldürmek istediklerini, en yetkili ağızlardan bilmek istiyoruz! Son yapılan AB seçimlerinde, özellikle göçmen alan Avrupa ülkelerinde ırkçılık ve yabancı düşmanlığının yeniden güç kazanması, en fazla Türk ve Müslüman göçmenler olarak bizleri endişelendirmektedir."

Almanya'da yabancı düşmanı ve ırkçı saldırıların son bulması için toplumun geniş kesimlerine görev düştüğüne işaret eden Öner, "Biz, Türkleri ve diğer Müslümanları yıllardan beri hedef alan toptan karalama ve hedef gösterme kampanyalarına sadece faşist-ırkçı gruplar değil, bunlara bazı siyasiler ve eli kalem tutan sözde aydınlar da dahildir" diye konuştu.

İhsan Öner, "Giderek artan Türk ve Müslüman karşıtlığı ancak kalıcı tedbirlerle ve zihinlerdeki dışlamaların kalkmasıyla önlenebilir.  Kültürel farklılığımıza karşı tahammülsüzlük artık son bulmalı ve kabul görmelidir" ifadesini kullandı. Almanya'daki göçmenlerin Solingen faciasını unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını belirten Öner, "Bir daha yaşanmaması için Solingen faciası hafızalarda canlı tutulmalıdır" dedi.

Solingen kentinde 29 Mayıs 1993'te aşırı sağcılar tarafından Genç ailesinin evi kundaklanmış, yangında Gürsün İnce, Hatice, Hülya ve Saime Genç ile Gülistan Öztürk hayatını kaybetmişti. - Berlin