"Sürgündeki Kürt Parlamentosu" davası -

''Sürgündeki Kürt Parlamentosu'' ile ''Kürdistan Ulusal Kongresi''nin oluşumunda yer aldığı gerekçesiyle yargılanan Necdet Buldan, Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin hakkındaki yakalama kararını kaldırmasıyla memleketi Yüksekova'ya geldi.

Uzun yıllar yurt dışında yaşadıktan sonra Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "tutuklanmama güvencesi" üzerine 20 yıl aradan sonra Türkiye'ye dönen ve 9 Eylül'de hakim karşısına çıkan eski Yüksekova Belediye Başkanı Necdet Buldan, serbest bırakıldı.

Ankara'daki işlemlerinin ardından bugün memleketi Yüksekova'ya gelen Buldan, gazetecilere yaptığı açıklamada, yurt dışında geçen süre zarfında ülke hasreti çektiğini belirtti.

Verilen mücadele doğrultusunda Türkiye'ye bir gün döneceklerine inandığını ve bugün bunun gerçekleştiğini görmenin mutluluğunu yaşadığını belirten Buldan, "Yıllar sonra kendi halkımla, ailemle buluşmam bende duygu yoğunluğu yaşattı. Bu 20 yılın verdiği sonuçtur. Bugün çevremden sadece 50 yaş üstü olan yüzleri tanıyorum ama aile renginden ya da geliş şeklinden insanları tahmin ediyorum. Bugün benim açımdan mutlu bir gün" dedi.

Buldan, Türkiye'ye dönüşüyle ilgili herhangi bir sorunla karşılaşmadığını bildirerek, "Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen, Avrupa'da yaşan 65 kişiye yönelik bir dava var. Mahkeme yaklaşık 8 ay önce, Türkiye'ye dönmemiz halinde tutuklanmayacağımız yönünde bir karar verdi. Bizler de gerekli yasal prosedürü yerine getirdikten sonra bulunduğumuz ülkenin konsolosluğundan yol belgesi alarak 9 Eylül'de Ankara'ya gelerek duruşmaya katıldık. Türkiye'de 20 yılda birçok şey değişti. Havaalanına geldiğimizde oradaki güvenlik güçlerinin bize yaklaşımı da birçok şeyin değiştiğine işarettir. Mahkemede gerekli görüşlerimizi ilettik. Mahkeme tarafından hakkımızdaki yakalama ve Interpol kararının kaldırıldığı belirtildi" ifadesini kullandı.

Çözüm sürecini, Türkiye'de çatışmasızlık ortamı oluşturduğu ve dönüşüm olanağı yarattığı için olumlu bulduğuna dikkati çeken Buldan, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Çözüm süreci, Türkiye'nin kendisini yeniden gözden geçirme olanağı verdiği için oldukça olumlu. Hükümetin şu ana kadar izlediği tavır ve siyaset, bundan sonra da önemli adımların atılacağını gösteriyor. Ben bunu mahkemede de söyledim. Bu bir siyasi süreçtir. Bizim davamız da siyasi bir davaydı. Şu an burada olmamız da bu sürecin bir sonucudur. Bu olumlu havanın devam etmesi sadece bize ya da sürgünde olan birkaç Kürt insanına değil, bütün Kürt halkının ulusal ve demokratik anlamdaki isteklerini asgariye indirmek adına faydalı olacaktır. Çözüm süreci Kürt halkının da devletin de yararınadır."