Türk İstatistik Sisteminin Geliştirilmesi Programı

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Türkiye İstatistik Kurumunu polemiklerin olabildiğince dışında tutmak ve dar eleştirilerin dışında tutmak önemli diye düşünüyorum" dedi.

Yılmaz, Türk İstatistik Sisteminin Geliştirilmesi Programı 3. Aşaması kapanış toplantısında, istatistiklerin, hesap verme, hesap sorma sorumluluğunun ifa edilmesi anlamında dayanak oluşturduğunu söyledi. Bu işlevlerin sağlıklı şekilde yerine getirilmesinin güvene bağlı olduğuna dikkati çeken Yılmaz, güvenilir istatistik kurumu olmazsa hesap sorma görevinin yerine getirilemeyeceğini bildirdi.

Güven inşa edilen ortamda bütün aktörlerin geleceği daha iyi planlayabildiğinin altını çizen Yılmaz, Türkiye istatistik sisteminin ve Türkiye İstatistik Kurumunun 2005 yılından itibaren son derece önemli atılım gerçekleştirdiğini dile getirdi.

Türkiye İstatistik Kanunu'nun çok önemli hukuki düzenleme olduğunu belirten Yılmaz, "Hukuki düzenlemeler gerekli ama yeterli değil. Avrupa Birliği'ne uyum sürecinde de bunu çok net görüyoruz. Müktesebata uyum süreci sadece kanun süreci değil, zihniyet gelişimine kadar giden bir süreç" diye konuştu.

Bakan Yılmaz, Avrupa Birliği sürecinin son derece anlamlı bir süreç olduğunu dile getirerek, AB'nin Türkiye'nin demokratikleşmesine, ekonomik gelişimine, kurumsal yenileşmesine önemli katkılarda bulunduğunu dile getirdi. Bunun en somut yansımalarından birini istatistik alanında gördüklerinin altını çizen Yılmaz, şunları kaydetti:

"İstatistik kurumları biraz zor kurumlardır. Herkes kendince bu istatistikleri değerlendirmek ve siyasi olarak bunları kullanmak ister. İktidar partileri, muhalefet partileri, sivil toplum kuruluşları, özellikle demokratik ortamlarda medya, bir çok taraf istatistikleri kendi hedefleri doğrultusunda değerlendirmek ister. Kendi hedeflerine amaçlarına uygun bir istatistik yayımlandığında herkes bunu alkışlar dile getirir. Hoşuna gitmeyen bir istatistik olduğunda da bunu eleştirir. Buna da artık alışmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Halbuki, aynı kurum değişik zamanlarda bir istatistiği överken bir başka istatistikte aynı kurumu eleştirebiliyor. Bunu yaşayarak görüyoruz, demokratik ortamın bir gereği gibi kabul ediyoruz. Ancak, şunun da altını çizmek isterim. Bu kurumlar hepimizin kurumları. Özellikle Türkiye İstatistik Kurumu'nu polemiklerin olabildiğince dışarıda tutmak ve dar eleştirilerin dışında tutmak önemli diye düşünüyorum. Bu teknik olarak eleştirilmeyeceği anlamına gelmiyor elbette."

İstatistik kurumlarının gelişim sürecinin açık olduğunu anlatan Yılmaz, şöyle devam etti:

"Daha ileriye gitmek mümkün o anlamda bütün eleştirilere de açık olduğumuzu belirtmek istiyorum. Ancak bazen medyada siyasi tartışmalarda hiçbir şekilde temeli olmayan bir takım eleştiriler ile istatistik kurumumuzun yıpratılmasını da doğru bulmuyoruz. İşsizlik rakamı örneğin, bir miktar yüksek çıktığında muhalefet bunu dile getirirken, düşük çıktığında 'bu istatistik kurumu işsizliği yanlış hesaplıyor' şeklinde bir takım eleştiriler gelebiliyor. Bunları samimi bulmak mümkün değil. İstatistik kurumlarımıza bütün kesimlerin destek olması lazım. Bunu eleştiriden uzak tutmak anlamında değil ama eleştirileri olabildiğince azaltalım anlamında söylüyorum"

-16 dönüşüm programı bu ay içinde ilan edilecek

İstatistiğin en önemli şartlarından birinin uluslararası standartlara uygunluk olduğunu belirten Yılmaz," Kendi içinizde standart koyup hazırladığınız zaman uluslararası alanlarla mukayese edilebilir istatistikler üretemezsiniz. Bizim temel ilkelerimizde TÜİK'in ürettiği tüm istatistiklerde uluslararası standartları AB standartları sağlamaktır. Bu anlamda kalitenin önemli ölçüde arttığını da görüyoruz. Bir çok alanda AB standartlarını yakaladık" değerlendirmesinde bulundu.

İstatistiğin AB ile müzakere edilen fasıllardan biri olduğuna dikkati çeken Yılmaz, şöyle konuştu:

"Bizim ulusal reform gündemimizde de istatistik çok önemli bir yere sahip. Son dönemlerde Onuncu Kalkınma Planı kapsamında 25 öncelikli dönüşüm programı belirledik. Bunun 9 tanesini Başbakanımız ilan etti, 16 tanesi de bu ay içerisinde ilan edilecek. 2 ayrı paket halinde. Bu öncelikli programlardan biri de istatistik programımız. Türkiye daha ileri bir ülke hedefine doğru yürürken istatistik alanında da modernleşme ve daha ileri gitme çabalarını aralıksız devam ettirecek."

Yılmaz, AB'ye uyum amacıyla atılan her adımın aslında Türkiye'nin kendi ihtiyaçlarını karşılamaya dönük adımlar olduğunu söyledi.

Yapılan projelerle kurumsal altyapının geliştiğini anlatan Yılmaz, "Bugün TÜİK eskisinden çok daha itibarlı ve güçlü bir kurum. Uluslararası alanda itibarımızı çok rahat bir şekilde gözlemleyebiliyoruz. TÜİK Başkanımız şuanda uluslararası bazı kurullarda üye olarak, sadece Türkiye'nin değil dünyanın istatistik gündemine ve tartışmalarını katkıda bulunuyor. TÜİK artık kendi tecrübesini bilgi birimini başka ülkelere aktaran bir kurum haline geldi" diye konuştu.

TÜİK'e gerekli her türlü desteği sağlamaya çalıştıklarını ifade eden Yılmaz, bundan sonraki süreçte de desteğin devam edeceğini ifade etti.

-  "Avrupa ile ilişkilerimizde yeni dönem başlatma çabası içerisindeyiz"

AB sürecinin önemine işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin modernleşmesi, dönüşümü, değişimi için önemli bir süreç. Siyasi anlamda haketmediğimiz bir takım tartışmalar yaşasak da AB'nin kendi standartlarına da uymayan bir takım değerlendirmelerle zaman zaman karşılaşsak da sürecin bütününe baktığımız zaman ülkemizin demokratikleşmesinde ve ekonomik gelişimine, sosyal refahına önemli katkılarda bulunan bir süreç olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz.

AB Bakanımız son dönemlerde bakanlar kurulumuza pek katılamıyor doğrusu. Sürekli yurt dışında yoğun bir çaba sarf ediyor. Ayırca süreç için yeni bir strateji belirlendi, yeni eylem planı ortaya konuldu. Vize çalışmalarından, Transatlantik Yatırım ve Ticaret Ortaklığı çabalarına, Gümrük Birliği'nin güncellenmesinden mali işbirliğine bir çok alanda Avrupa ile ilişkilerimizde yeni bir dönem başlatma çabası içerisindeyiz." - Ankara