Cahit Zarifoğlu Sempozyumu"

Kahramanmaraşlı şair Cahit Zarifoğlu'nun vefatının 29. yılında memleketinde gerçekleştirilen "Cahit Zarifoğlu Sempozyumu"nun açılış oturumu yapıldı.

Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezinde, Balıkesir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Narlı moderatörlüğünde düzenlenen oturumda, Zarifoğlu'nun şiiri, şiir anlayışı ve kişiliği konuşuldu.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Andı, oturumda, Zarifoğlu'nun yazdığı edebi türlerde çeşitlilik olduğunu söyledi.

Yazarın, edebi türler arasında geçişkenlik taşıdığına da değinen Andı, "Zarifoğlu, bütün büyük yazarlar gibi türün kurallarını yıkıyor, dışına çıkıyor, kurallara pek itibar etmiyor." dedi.

Andı, edebi türlerin yazarı daraltan kurallar koyduğunu, ortalama, acemi yazarın bu kuralların etkisinde kaldığını ifade etti.

Zarifoğlu'nun türlerin bir çoğuna yayıldığının görüldüğünün altını çizen Andı, şunları anlattı:

"Bizim dile getirmemiz gereken Zarifoğlu'nun pek çok türde eser vermesi değil, verdiği türdeki eserlerdeki bütün türlerin iç içe geçmişliği. Edebiyat sanattır, sanat güzelliktir. Ortalamanın üstüne çıkana harikulade diyoruz. Özünde bir kural tanımazlık vardır güzelin. Zarifoğlu'nda da bu yüzden bir kural dışılık vardır.

Sıradan okuyucular olarak edebiyatı türler üzerinden anlarız. Birçok edebiyat tarihi çalışması da zeminini türlere oturtur. Ne okuyorsun sorusuna da roman, şiir diye türler üzerinden cevap veririz. Okuduğumuz şey bir türe oturmuyorsa, 'Çok değişik bir roman, çok farklı bir hikaye okuyoruz' deriz. Bu ifadeler de bizi türle muhatap kılar. Türler acemi yazarlar için yazmayı kolaylaştırır. Kurallara uyarak yazar roman olur, şiir olur."

"Türk dili ve edebiyatının modern, Müslüman şairi"

Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Daşçıoğlu ise Zarifoğlu'nu "bir mahallenin şairi" olarak sınırlandırmanın ona haksızlık etmek anlamına geleceğini söyledi.

Zarifoğlu'nun Türk dili ve edebiyatının modern, Müslüman şairi olduğunu aktaran Daşçıoğlu, "Onu Afgan şiirlerinin şairi olarak sınırlandırmak, onu hak ettiği yerden aşağı indirmek olur. Zarifoğlu İkinci Yeni'nin başladığı yerden şiire başlar. Zarifoğlu ve İsmet Özel 60'lı yıllarda ortaya çıkmasaydı, muhtemelen bugün İkinci Yeni şiiri de pek konuşulur olmayacaktı. Bu iki şair, İkinci Yeni'yi de ehlileştiren ve kabul görmesini sağlayan şairler oldu." diye konuştu.

Zarifoğlu'nun şiirini temsil eden kitabın "Yedi Güzel Adam" olduğu düşüncesini dile getiren Daşçıoğlu, kendisinin genç yaşta hayata vefat ettiği halde geride şok edici bir sanat bırakan genç şairlerden olduğunu söyledi.

Öykü ve deneme yazarı Rasim Özdenören ise Zarifoğlu'nun ailesi ve eğitim süreci hakkında bilgi verdi.

Özdenören, Zarifoğlu'nun Necip Fazıl Kısakürek ile tanışmasını şöyle anlattı:

"Kardeşim Alaeddin Özdenören, Cahit'i üstat Necip Fazıl'la tanıştırmak üzere Kızıltoprak'taki evine gitti. Üstat yeni tahliye olmuştu. Cahit salona girer girmez üstadın köşede duran plaklarına, kitaplarına bakmak istedi. Üstat da 'Ben evde yokken darmadağın olmuş ama bakabilirsin' dedi. Zarifoğlu, kitap ve plakları incelerken, kendisine ve kardeşine konuşan Kısakürek'in sürekli sözünü kesiyordu. Cahit eline bir plak alıyor ve üstada 'Beethoven'i sever misiniz?' diyor, üstat 'Evet' diyor. Cahit de, 'Vangelis Beethoven'a beş çeker' diyor. Cahit, üstadın sürekli sözünü kesince, üstat sevecen bir tonla ona döndü ve 'Artist! Virtüöz burada konser veriyor, sen orada notalarla meşgulsün' dedi. Cahit sustu."

FSMVÜ Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Akay ise Zarifoğlu'nun Türk edebiyatının en dikkat çekici şairlerinden biri olduğuna değinerek, "Hem kendi şiirinin ayırt edici özellikleri hem de modern Türk şiirine kattıkları itibarıyla üzerinde farklı açılarda durulması gereken bir şahsiyettir." diye konuştu.

Sempozyum, yarın sona erecek.