64. Hükümet Programı Görüşülüyor

HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, "Seçim meydanlarındaki vaatlerden ilk icra edilen beyaz toros vaadi aktive edilmiş ve Baro Başkanımız Tahir Elçi alçakça katledilmiştir" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda 64. Hükümet Programı üzerindeki görüşmelerde grubu adına konuşan Yıldırım, sözlerine terör saldırısında hayatını kaybeden Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'yi anarak başladı. Yıldırım, olayı kınayan protesto gösterilerinin de sert müdahalelerle engellenmek istendiğini savundu.

Türkiye ve Ortadoğu'nun çok hassas ve tarihi bir dönemden geçtiğini belirten Yıldırım, geçmiş iki genel seçimde özgürlükler, demokrasi ve barıştan yana bir anlayışın nasıl hakim kılınabileceği ve bunun bölgesel gelişmelerde nasıl etkin hale getirilebileceği çabası içerisinde olduklarını söyledi.

7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinin birbirine zıt yüzleri olduğunu ileri süren Yıldırım, "Birinde barış ortamında vesayetin nasıl kaybedeceğini, diğerinde ise barışa tahammül edemeyenlerin, savaşla yargılanmaktan nasıl kaçtıklarını büyük bir esefle izledik. 1 Kasım sonucu vesayetin, yolsuzluğun, yasa dışılığın, hukuku askıya almanın ve fiilen anayasayı değiştirmenin, zulmün, katliamların yargı önünde hesap vermeyeceği anlamına gelmez" görüşünü savundu.

Demokrasilerde sadece sandığa gitme oranıyla bir kriter belirlenemeyeceğini anlatan Yıldırım, bunun yanında seçime giden bütün siyasi partiler arasında fırsat eşitliğinin sağlanması gerektiğini dile getirdi.

Yıldırım, Diyarbakır Baro Başkanı Elçi'nin hayatını kaybettiği terör saldırısına değinerek, "Bugün, seçim meydanlarındaki ilk vaat, 64. Hükümet Programı üzerinde görüşler belirtilirken icra edilmiştir. Seçim meydanlarındaki vaatlerden ilk icra edilen 'beyaz toros' vaadi aktive edilmiş ve Baro Başkanımız Tahir Elçi alçakça katledilmiştir" diye konuştu.

Hükümet Program'nda, Kürt kelimesinin bir kez bile geçmediğini söyleyen Yıldırım, "Kürt halkını görmezden gelen, adını bir defa dahi kullanmaktan imtina eden bir hükümet, Kürt sorununu nasıl çözecek, merak ediyoruz. Kürt'ün adını anmaktan korkarak veya utanarak mı Kürt meselesi çözülecek?" ifadesini kullandı.

Yıldırım, "Israrla söylüyoruz. Sayın Öcalan'ın da ifade ettiği üzere, Türkiye dört nala darbeye doğru gidiyor. Darbe mekaniği tam işler durumdadır" dedi.

Türkiye'nin Kürt meselesini konuşarak çözme basireti olduğunu belirten Yıldırım, "Bu kan ne kadar devam ederse etsin gelip dayanacağı yer barıştır. Halklar arasında hiçbir sorun yoktur. Yeter ki biz siyasiler olarak bunun önünü açalım" değerlendirmesini yaptı.

Yıldırım, Türkiye'nin geleceğinin, toplumsal barışının yazılacağı bir anayasa yapılacaksa ivedi olarak barış iklimine dönülmesi gerektiğini söyledi.

-"Tahir Elçi tutuklanmadı ama katledildi"

HDP Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel de konuşmasına, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'yi anarak başladı.

Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün MİT tırlarıyla ilgili haberden dolayı tutuklandığını anlatan Demirel, "Basın özgürlüğünün bir kez daha ayaklar altına alındığı bir ülkede lütfen bize masal anlatmayınız. Biz bunları 2009 yılında Kürt siyasetçilerinin tutuklandığı dönemlerde de dinledik. O zamanki AKP Hükümeti'nin anlayışı şuydu, 'Tutuklamasak da 90'lı yıllar gibi katletsek mi?' Aynısı bugün Tahir Elçi'ye yapıldı. Tahir Elçi tutuklanmadı ama katledildi" diye konuştu.

Demirel, hükümet programında Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'ndan bahsedilirken, "özerklik" ibaresinin çıkarılmasının uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu öne sürdü.

Kadın cinayetleri konusuna da değinen Demirel, AK Parti iktidarlarında kadın cinayetleri, şiddet, taciz ve tecavüzün yakıcı boyutlara ulaştığını ifade ederek, bu yıl en az 255 kadının akrabaları, yakınları ya da tanımadığı erkekler tarafından öldürüldüğünü söyledi.

Cumhuriyetin kuruluşundan beri ana dilde eğitim hakkının yok sayıldığını ileri süren Demirel, "Ana dilde eğitim hakkını yok sayan AKP iktidarı, halkın talebini seçmeli ders ya da özel liselerde birkaç dersin ana dilde verilmesi aldatmacasıyla ötelemeye çalışmaktadır" dedi.