Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Millet olarak çağın hastalıklarına karşı elimizdeki en büyük imkan, tüm saldırılara rağmen halen varlığını güçlü bir şekilde devam ettiren aile kurumumuzdur." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 7. Aile Şurası'nda konuştu.
Geçimsizlik ve boşanma oranlarında yaşanan artışların, aile büyüklerinin sağladığı koruma kalkanının ve ağırlığın kaybolmasının bir sonucu olduğunu belirten Erdoğan, ikinci önemli kırılmanın teknoloji devrimiyle yaşandığını söyledi.
İnternet ve modern iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla beşeri ve sosyal hayatta ciddi değişiklikler ortaya çıktığını dile getiren Erdoğan, dünyayı devasa bir köye dönüştüren, mesafeleri ortadan kaldıran bu yeni dönemin etkilerinin her alanda görüldüğünü belirtti.
Üretimden ticarete, bireysel münasebetlerden eğitime, siyasetten tüketim alışkanlıklarına kadar hayatın tüm safhalarında bu yeni dönemin dönüştürücü hamlelerinin takip edildiğini aktaran Erdoğan, kullanılan teknolojinin bir taraftan hayatı kolaylaştırırken diğer taraftan milli bünyede çözülmelere sebebiyet verdiğini kaydetti.
Bu yeni dönemin de en büyük mağdurunun aile kurumu olduğunu ifade eden Erdoğan, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla bilhassa aile değerlerinde çok ciddi erozyonlar yaşandığını bildirdi.
Mahremiyet algısı yozlaşırken maalesef mahrem alan kavramının gün geçtikçe anlamını yitirdiğini dile getiren Erdoğan, "Önceki dönem nasıl geniş aileyi adeta ortadan kaldırmışsa bu yeni dönem de çekirdek aileyi çözüyor, yıkıyor. Bu sorun sadece ülkemize mahsus da değildir. Aile kurumu kültürlerden ve toplumlardan bağımsız olarak tüm dünyada güç kaybetmektedir. Özellikle Batılı ülkelerde aile kavramının içi boşalırken anne babanın yerini ya tek ebeveynli bir model ya da tek kişilik hayat biçimi alıyor." diye konuştu.
İnsan fıtratına aykırı sapkın ilişkilerin belli çevreler tarafından kasıtlı şekilde meşrulaştırılmaya çalışılmasının da aile kurumuna yönelik ana tehditler arasında yer aldığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nikah akdinin değersizleştirildiği, evlilik dışı ilişkilerin normal sayıldığı, boşanmanın adeta teşvik edildiği sancılı bir süreçle karşı karşıyayız. Sürekli haz peşinde koşan hedonist ve egoist bir insan tipinin yüceltildiği bu gayrı ahlaki hayat tarzı maalesef etkisini ülkemizde her geçen yıl daha fazla gösteriyor. Millet olarak çağın hastalıklarına karşı elimizdeki en büyük imkan, tüm saldırılara rağmen halen varlığını güçlü bir şekilde devam ettiren aile kurumumuzdur. Bu açıdan adına aile dediğimiz mukaddes ocağın yaşatılması, tehditler karşısında korunması son derece önemlidir. Ailede çözülme olursa, millet olarak varlığımızın tehlikeye girmesi de kaçınılmazdır. Nesli muhafaza etmenin yolu da aile kurumuna sahip çıkmaktan geçiyor. Bu, olmazsa olmazımızdır. Keza devleti korumak da ancak aileyi korumakla, kollamakla mümkündür."
Bu anlayışla son 17 yıldır aile kurumunu güçlendirecek, ailelerin yükünü alacak politikalara özel önem verildiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Açık söylemek gerekirse Türkiye, tarihinin en kapsamlı sosyal devlet uygulamalarıyla bizim dönemimizde tanışmıştır. Biz başkaları gibi sosyal devletin istismarını yapmadık, bilakis tüm dünyaya örnek olacak sosyal devlet projelerini hayata geçirdik. 2002 yılında 2 milyar lira olan sosyal yardımları 2018 yılında 43 milyar liraya çıkardık. Son 17 yılda ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 290 milyar lira tutarında sosyal yardım yaptık. Bu işi insanları rencide etmeden yürütmek için halen 2 milyon vatandaşımızın düzenli sosyal yardım aldığı sosyal yardım kartı projesini uygulamaya koyduk. Her nikah töreninde tekrar tekrar ifade ettiğim en az 3 çocuk tavsiyemize ekonomik destek sağlamak için doğum yardımını başlattık. Sadece ekonomik destekle yetinmeyerek ailelerimizin psikososyal, sosyokültürel olarak da yanlarında durduk."
Hayata geçirilen Aile Sosyal Destek Programı ASDEP ile sosyal politikalarda arz odaklı yeni bir dönem başladığını aktaran Erdoğan, bu programla vatandaşların ihtiyaçlarının yerinde tespit edilerek ilgili kurumlarca giderilmesinin ve böylece vatandaşların hayat şartlarının iyileştirilmesinin sağlandığını bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biliyoruz ki millet veya milletler ailelerden oluşur. Güçlü milletler, güçlü ailelerden oluşur. Onun için yıllarca bu ülkede kısırlaştırma adına her şeyi yaptılar. 'Doğum kontrolü' dediler, 'aile planlaması' dediler, değişik isimlerle bize nüfuz etmeye çalıştılar ve ilginç olan şey şu, tabii ki atılan bu adımlarla da nüfusumuz azaltıldı. Ben bir kardeşiniz olarak, bu milletin bir evladı olarak bu gidişi doğru bulmadım, bulmuyorum. Gittiğim her yerde de her nikahta da en az 3 çocuk derken, bazılarının 'geçim meselesi'... Değerli arkadaşlar bu toplumun kahir ekseriyeti Müslüman, şunu unutmayalım, her doğan rızkıyla doğar, rızkıyla gelir. Bunu bir defa bilelim. Bunu ben hayatımda yaşadım. Elhamdülillah her çocuğum, 4 çocuğum hepsi rızkıyla geldi. Hiçbir sıkıntı da yaşamadık. Hepsi bereketlendirdi. Şimdi 7 torunum var, Rabbim inşallah daha da fazlasını verir. Hele hele nitelikli aileler, güçlü aileler olarak nitelikli bir nesli biz yetiştirirsek bu milletin önünde kimse duramaz. Bunu biz yapacağız, hep beraber yapacağız. Hiçbir şeyden çekinmeye gerek yok.
İşte program kapsamında Ekim 2017'den bu yana 1 milyon 357 bin hanedeki 3 milyon 125 bin vatandaşımızı devlet olarak ziyaret ettik. Vatandaşlarımızın sosyal hizmetlere giriş kapısı niteliğindeki 325 sosyal hizmet merkezini hizmete açtık. Evlilik çağına gelmiş gençlerimizi bilinçlendirmek ve yeni hayatlarına hazırlamak amacıyla evlilik öncesi eğitim programı hazırladık. Bu kapsamda da 2013 yılından bu yana 1 milyonun üzerinde gencimize evlilikte iletişim ve yaşam becerileri, aile hukuku, evlilik ve sağlık konularında eğitimler verdik. Evlilik danışmanlarımız vasıtasıyla da 27 binin üzerinde kişiye hizmet sunduk."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › 7. Aile Şurası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?