FARUK TOKAT - Tunus'ta yeni sinema anlayışının öncülerinden yönetmen İman bin Hüseyin, Mısır ve Tunus'ta karşı devrim hedefleyen anti demokratik müdahalelere, "Ve devrim devam ediyor" adlı kısa belgesel filmiyle cevap verdi.
AA muhabirine konuşan İman bin Hüseyin, Arapların Ümit Yaşar Oğuzcan'ı olarak tanınan ünlü Arap Şairi Nizar Kabbani'nin "Devrimler hüzünlerin rahminden doğar" dizesinden esinlenerek halkların iradesine savaş açan odaklara karşı yürütülen mücadeleye küçük de olsa bir katkıda bulunmak amacıyla böyle bir çalışma yaptığını söyledi.
Çalışmasının, ülkesi Tunus ve Mısır'da "derin, kirli ve karanlık odakların" gerçekleştirdiği siyasi cinayetler, özellikle Arap baharı ülkelerinde halkların iradesine karşı kurulan tezgahlara ve komplolara sinema diliyle isyan etmenin ifadesi olduğunu anlatan Bin Hüseyin, özellikle Mısır olaylarından çok etkilendiğini dile getirdi.
Bin Hüseyin, "Ve devrim devam ediyor" adlı çalışmam Tunus, Mısır, Suriye ve Filistin'de yaşanan trajedilere kendi çapımda bir isyan olarak kabul edilebilir. Mısır'da, Tunus'ta ve Suriye'de halkların iradesine karşı yapılan kirli müdahalelere kendimce ve sesimin bütün gücüyle "dur" demek istedim. Bu bir feryadın, bir çığlığın ve bir haykırışın sahneye yansımasıdır" dedi.
Mısır halkını uzlaşıya davet eden yönetmen Bin Hüseyin, "Sürecin normalleşmesi için ulusal uzlaşı ve birlik tek çözümdür. Mısır halkının, kardeşlerinin kanının akmasını istemesi mümkün değildir" diye konuştu.
-"Ve devrim devam ediyor"
Bin Hüseyin'in "Ve devrim devam ediyor" adlı son çalışması iki dakikalık bir belgesel filim. Sözlerini Şair Ali el-Levati'nin yazdığı, Rabi er-Rumuzi'nin bestelediği Tunus Devrimi Marşı'na trajik görüntülerin eşlik ettiği bu belgesel çalışmasında farklı yaşlardan 10 kişi rol aldı.
Devrim sonrası sürecin sanat ve sanatçıların önünde büyük bir özgürlük alanı açtığını söyleyen Bin Hüseyin, "Bence sanatçı; siyasi ve toplumsal olaylar karşısındaki tavrını ve duyarlılığını konuşmaktan ziyade sanatıyla belirlemelidir" görüşünü dile getirdi.
Çalışmalarında, Doğunun, Asya'nın ve özellikle Arap dünyasının zihnini meşgul eden ancak sinema camiasının dokunmaya cesaret edemediği konuları işlediğini vurgulayan Bin Hüseyin, şunları ifade etti:
"Sinemada bir konuyu işlemeye karar verirken konunun doğruluğu ve misyon kriterlerini işletirim. Bu da benim çalışmalarımın ciddiye alınmasını sağlıyor. Benim filmlerimde ezilmişlerin, mazlumların büyük bir yeri var."
Türk sinemasını da yakından takip ettiğini söyleyen Bin Hüseyin, Türk sinemasının son dönemde gerçekleştirdiği atılımı imrenerek izlediğini ve Türk sanatçılarla ortak işler yapma arzusunda olduğunu söyledi.
-"Çılgın hayallerin insanı"
İman bin Hüseyin kendi ifadesiyle çocukluğundan beri Filistin'in özgürlüğü için çırpınıyor. Çocukluğunda "büyüyünce ne olacaksın" diye sorulduğunda o hep "Filistin'i özgürleştireceğim" cevabını vermiş.
Kendi ifadesiyle o hep "çılgın hayallerin insanı" olmuş. Nişanlısını bile hayata bakısının tekdüzeliği sebebiyle terketmiş. "George Clooney kadar yakışıklı, Denzel Washington kadar romantik ve Başbakan Erdoğan kadar yiğit bir eş hayal ettim hep. Böyle olmadığını anlayınca kısa bir süre önce Körfezli nişanlımdan ayrıldım" diyor..
Şimdilerde ise halkların iradesinden yana tavır belirlemiş ve bir sanatçı olarak sürece katkıda bulunmaya çalışıyor. "Ve devrim devam ediyor" adlı kısa belgesel filim çalışmasıyla "düğmeye bastığını" söylüyor.
Bin Hüseyin 2009'da Kanada'da sinema ve televizyon eğitimini tamamladıktan sonra, "Kırmızı Sis (ed-Dababu'l-Ahmar)" adlı filminde son zamanlarda Tunus toplumunda da görülmeye başlanan ensest olgusunu işledi. Ardından "Son derece gizli (sirriyyün li'l-gaye)" adlı filmini çekti. Filim büyük tartışmalara neden oldu. Amerika'yı ve siyonizmi eleştirdiği için "sakıncalı filim" ilan edilerek Agadir dışında bütün festivallerde yasaklandı. Filim, Agadir Festivali'nde en iyi yönetmen ve en iyi oyuncu ödülleri aldı.
Sınır Tanımayan Barış Örgütü'nün geçen yıl düzenlediği "uluslararası barış sineması ve müzik festivali"nin müdürlüğü, Uluslararası Tiznit Filim Festivali jüri üyeliği gibi birçok sinema etkinliğinde görev aldı.
O hep mayınlı alanlara ve dikenli tellerle çevrilmiş konulara ilgi duydu. "Son Derece Gizli, Kırmızı Sis, Saklananlar" adlı filmleri onun nasıl bir sineme alanı seçtiği konusunda yeteri kadar fikir veriyor.
Devrim öncesi süreçte diktatör Bin Ali rejiminin hışmına uğradığı için haklarında idam ya da tutuklama kararı alınan 4 muhalif "kanun kaçağı"nın saklanma öyküsünü anlatan belgesel filmi "el-Muhtefun (saklananlar)"u çekti. Bu filmi Tunus İnsan Hakları Bakanlığı tarafından ödüllendirildi.
Daha sonra kamerasını 40 yıl önce vefat eden, son asırda yetişen ve ilim ve fikir köklerine bağlı en büyük İslam alimlerinden kabul edilen, Zeytune ilim geleneğinin son halkalarından Tahir b. Aşur'a çevirdi ve bir sinema-belgesel çalışması yaptı.
İman bin Hüseyin halen, Miladi 752 yılında Kudüs'te vefat eden ünlü kadın mutasavvıf Rabiatul Adeviye'nin hayatını konu edinen bir dizi filim projesi üzerinde çalışıyor. Bu dizide Rabiatul Adeviye rolünü Suudlu aktris Merve Muhammed oynayacak. Bin Hüseyin, sinema sanatı açısından çok üst düzey tasarladığını söylediği bu proje için şimdilik bir sponsor arayışı içinde olduğunu ve sponsor bulunduğunda hemen çekimlere başlayacağını belirtiyor.
Daha önce Mısırlıların ve Türklerin de Rabitatul Adeviye'nin hayatı ile ilgili film çektiği, ayrıca Faslı aktris Misa Mağribi, Suriyeli aktris Nesrin Tafiş'in de Rabiatul Adeviye ile ilgili filim çekeceklerini ilan ettikleri hatırlatılınca, "Güzelliklerde rekabet benim tutkumdur. Rabiatul Adeviye'yi bu büyük insanın kişiliğine yaraşır biçimde çekmeyi planlıyorum. Rekabeti seviyorum" cevabını verdi. - Tunus
Son Dakika › Politika › 'Arap Baharı'Nın Belgeseli Çekildi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?