Dünya İdari Kentler Birliği 1. Genel Kurul Toplantısı'na katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "Artık dünya başkentleri sadece alt yapı ve üst yapı faaliyetinden sorumlu değildir. Bunun yanında insani, sosyal ve kültürel ilişkilerden ve kalkınmadan sorumlu hale gelmiştir" dedi.
Ankara'nın ev sahipliği yaptığı Dünya İdari Kentler Birliği 1. Genel Kurul Toplantısı, dünyanın en önemli başkentlerinin belediye başkanlarının katılımıyla gerçekleşti. Toplantıya katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "Bugün dünyanın bulunduğu ortam gereği, ekonomik konjoktür gereği insanlığın var olduğu bu topraklarda insana değerin azaldığı bir dünya gündemini yaşıyoruz. Bu genel kurul sonrasında net bir şekilde geleceğimize, çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakmalıyız vurgusunu yapacaksınız. Bunun neticesinde inşallah tüm dünyaya net bir mesaj veririz. Çünkü dünyanın bu mesaja ihtiyacı var" ifadelerini kullandı.
"Bu birlikteliğin gücü, dayanışma ve refah anlamında büyük bir enerjiye dönüştürülebileceğine inanıyorum" diyen Bakan Kurum, konuşmasına şöyle devam etti:
"Dünya nüfusunun neredeyse üçte biri burada belediye başkanlarıyla temsil ediliyor. Dolayısıyla bu birliktelik çok önemli bir birliktelik. Bu birlikteliğin gücü, dayanışma ve refah anlamında büyük bir enerjiye dönüştürülebileceğine inanıyorum. bu kararlılığı buradaki misafirlerimin göstereceğine inancım tamdır. İnsanın tabiatla ilişkisi, güzele, iyiye, hayırlıya ulaşma yönünde olursa hem insanımız mutlu olur hem dünya güzelleşir. İnsan bunların aksi yönünde hareket ederse o yolun sonu olur. Tüm insanlığın hüsranı hem de dünyanın mahvoluşudur. Hem sanayi devriminin hem de ikinci dünya savaşının sonrasında pek çok devlet bu ikinci yolda ilerlemiştir. Aslında tüm dünyamız içinde dönüm noktası burasıdır. Devletler büyük zenginliklere ulaşmalarına rağmen insanları tam anlamıyla mutlu edememiştir. Şehirlerin bir ruhu vardır ve insanlar zamanla yaşadıkları şehrin ruhuyla benzeşirler. Bu nedenle insanlar şehir arasındaki ilişkiyi doğru kurmanın gerektiğini düşünüyoruz. Şehir ve insan münasebeti sağlam olmazsa, insan odaklı olmazsa o zaman şehirler üzerimize kara bulutlar gibi çöker. Asıl marifet binaları yapmak değil insanların kalbini ve ruhunu besleyecek, onlara huzur verecek şehirler kurmaktır. Bunun da sahadaki uygulayıcısı belediye başkanlarımızdır merkezi hükümetle birlikte. Maalesef ikinci dünya savaşı sonrası gelecek anlamında bir yıkım yaşandı. Şehirler ruhunu kaybetti, insanlar bireyselleşti, fabrikalar çevreyi harap etti. Bir ülkeye zarar vermek istiyorsanız terörden daha çok buranın çarpık kentleşmesine izin verip en büyük zararı verirsiniz. Çünkü emim olun o ülke kısa vadede belini doğrultamaz. Çarpık kentleşmeyle birlikte sosyal düzen bozukluğu, alt yapı bozukluğu, eğitim seviyesinin düşüklüğü gibi birçok problemi de beraberinde getiriyor. Dolayısıyla çarpık kentleşmenin sorunlarını aşmak maddi ve manevi anlamda çok büyük gayretler sarf etmenize neden oluyor. Tarih tekerrür etmemeli. Şehirlerimiz bu durumdan bir an önce kurtulmalı."
"Artık dünya başkentleri insani, sosyal ve kültürel ilişkilerden ve kalkınmadan sorumlu hale gelmiştir"
Küresel ve bölgesel birliklerin etkinliği kadar yerel iş birliği mekanizmalarının da çok hareketli olduğuna dikkat çeken Kurum, "Ülke olarak Cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde çok önemli adımlar attık. Türkiye tarihinin en kapsamlı sosyal yönü güçlü, halkımızın her kesimine hitap eden şehirleşme hamlesini Cumhurbaşkanlığımız önderliğinde bu dönemde gerçekleştirmiştir. Şimdi ise hem ülkemizin hem de dünya şehirlerinin çok daha büyük bir sınavı olduğunu düşünüyorum. Küreselleşmenin en yoğun olduğu dönemdeyiz. Mesafeler ortadan kalkıyor, ülkeler iş birlikleriyle her zamankinden daha fazla yaklaşıyor, yerelleşmenin önemi artıyor. Yerelde çok iyi hizmet üretmek ise gelişmenin ve kalkınmanın göstergesi oluyor. Küresel ve bölgesel birliklerin etkinliği kadar yerel iş birliği mekanizmalarının da çok hareketli olduğuna birlikte şahitlik ediyoruz. Belediye başkanlarının bugün burada toplanması aslında daha kalıcı çözümler üretmektir. Artık dünya başkentleri sadece alt yapı ve üst yapı faaliyetinden sorumlu değildir. Bunun yanında insani, sosyal ve kültürel ilişkilerden ve kalkınmadan sorumlu hale gelmiştir. Hükümetler seviyesindeki iyi ilişkilerin daha güçlü ve uzun ömürlü olabilmesi yerel yönetimler seviyesinde aynı ilişkilerin kurulmasına da bağlıdır. Şehirlerimizde kardeş şehir uygulaması yapıyoruz. Aynı uygulamanın kardeş ülke mantığıyla yapılmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Ülkeler yerine şehirlerin ekonomik güç olduğu bir dünyanın kurulduğunu izliyoruz. Günümüzde ekonomik güç olan şehirlerin bütçeleri ülkelerle yarışıyor. Sahip oldukları gayrı safi milli hasılayla dünyanın 20 şehri ülkeleri geride bırakıyor. Tahminlere göre dünya nüfusu 2050 itibariyle 9.7 milyar insana ulaşacaktır. Gelişmekte olan ülkelerin nüfusu yüzde 60'ı da şehir merkezlerinde yaşayacak, tüketimin de yaklaşık yüzde 91'i şehir merkezlerinde gerçekleşecektir. Bu veriler belediyeler için çok büyük önem arz etmektedir. Bu büyüme ve nüfus hareketliliği, alt yapı ve üst yapıda sorunları beraberinde getirmektedir. Ülkelerimiz ve başkentlerimiz bu sorunları yerinde acilen çözmek durumunda kalacaklar ve bunlara ilişkin strateji geliştirme durumunda kalacaklar. Bizce başkentlerin acilen çözüm bulması gereken temel başlıklar vardır. Bunları sıralayacak olursak; çöküntü alanlarının kentsel dönüşümü, göç ve uyum, ulaşım ve alt yapı, sosyal ve insani yardımlar, çevre kirliliği ve bundan sonraki süreçte çok fazla karşılaşacağımız iklim değişikliği gibi başlıklardır" şeklinde konuştu.
"Kentsel dönüşüm sona erdiğinde ülkemiz baştan sona yenilenmiş olup, deprem riski altında hiçbir binamız kalmamış olacak"
Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde son 16 yılda büyük bir değişim ve dönüşüm yaşadığını vurgulayan Kurum, "2012'de Cumhurbaşkanımızın verdiği talimatla olası afetlere karşı dönüşüm hamlemizi İstanbul'dan başlattık. 53 farklı ilimizde 229 adet riskli alanda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 30 ilde 133 adet kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı yapıldı. 6 ilimizde 900 adet yenilenme alanı ilan ettik ve halihazırda ülkemizde 580 bin konutun dönüşümünü gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar kentsel dönüşümdeki vatandaşlarımıza 7 milyar 400 milyon TL kaynak kullandırdık ve kullandırmaya devam ediyoruz. Kentsel dönüşüm sonra erdiğinde ülkemiz baştan sona yenilenmiş olup, deprem riski altında hiçbir binamız kalmamış olacak. Türkiye insani yardım konusunda dünyanın en önde gelen ülkesidir. Ülkelerin milli hasılaları dikkate alındığında ilk sırada yer aldığımızı belirtmek isterim. Türkiye'de 3,5 milyon civarında mülteci var ve onları en iyi şekilde ağırlamaya çalışıyoruz. Türkiye bunu yaparken hiçbir hesabın içinde olmadı. Hiçbir şekilde din, dil, inanç ayrımı gözetmedik. Türkiye misafirleri konusunda çıtayı çok yüksek bir noktaya koymuş durumdadır. Türkiye'de sivil toplum örgütleriyle birlikte son 7 yılda yapılan insani yardım yaklaşık olarak 30 milyar dolar seviyesindedir. Ürettiğimiz geçici konaklama merkezlerinde 100 bin misafirimiz yaşamını sürdürüyor. Tüm insani ihtiyaçların karşılandığı bir alt yapıyla kurulan konteyner kentler okuldan hastaneye, camiden artıma tesisine kadar halkın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bir düzen çerçevesinde kurulmuş. İller Bankasının da çalışmaları var. İller bankası aracılığıyla ulusal ve uluslararası kaynaklardan elde ettiğimiz ve harcadığımız destek miktarı 13 milyar TL'yi aşmış durumda" açıklamalarında bulundu.
"Bakanlık olarak iklim değişikliğine ilişkin stratejik eylem planı çıkaracağız"
İklim değişikliğine dikkat çeken Bakan Kurum, bunun dünyanın geleceğini sınır tanımadan tehdit ettiğini kaydetti. Kurum, "Dünyamızın bir sorunu da iklim değişikliğidir. İklim değişikliği dünyamızın geleceğini sınır tanımadan tehdit ediyor. İnsan eliyle meydana gelen iklim değişikliği giderek daha fazla bedel ödememize sebep oluyor. İklim değişikliğinin şehirlerimize verdiği zararı net bir şekilde görüyoruz. Bakanlık olarak iklim değişikliğine ilişkin stratejik eylem planı çıkaracağız. Bu eylem planıyla birlikte önümüzdeki süreçte iklim değişikliğinden kaynaklı şehirlerimizin alt yapısı ve üst yapısını yeniden gözden geçireceğiz. İklim değişikliğinden kaynaklı felaketlerin şehirlerimize verdiği zarar noktasında tüm çalışmalarımızı belediyelerimizle birlikte yapacağız. Küresel çapta etki eden bu soruna karşı küresel bir ittifak şarttır. Türkiye çevreye en az zarar veren ülkelerden birsidir. 2004'te BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne ve 2009'da Kyoto Protokolü'ne taraf oldu. 2016'da ise Paris Anlaşması'na imza attık. Ülke olarak iklim değişikliğiyle mücadele için 2030 yılına kadar yol haritamızı belirledik ve bunları 5 yıllık periyotlarla stratejik eylem planıyla uyguluyor olacağız. Hepimiz çocuklarımıza daha güzel bir dünya, daha güzel bir ülke, daha güzel bir şehir bırakmak üzere çalışıyoruz. Türkiye olarak kentsel dönüşümden göçe, insani yardımdan iklim değişikliğine kadar çok çeşitli alanlarda başarılı ve saygı değer bir döneme geçiyoruz. Bu anlamda çok önemli başkentlerin kalkınması ve refah seviyelerinin artırılması, bilgi ve tecrübe paylaşımı, kentlerin karşı karşıya kaldığı ortak çözüm önerilerinin sunulması ve uluslararası boyutta dinamik bir iletişime sahip platform olmak çok önemli" değerlendirmelerinde bulundu.
"Bu tür toplantılarla bir taraftan en yeni tecrübelerin paylaşılması, diğer taraftan kurulan dostluklar ile yen fikirlerin ortaya çıkması sağlanmaktadır"
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna ise, Ankara olarak böyle önemli bir kuruluşun ev sahipliğini yapmaktan dolayı mutluluk duyduğunu belirterek, "Küresel terörün tüm dünyayı tehdit ettiği, bölgesel sorunlar ve göçmen sorunların insani bir drama dönüştüğü, bir dönemde bizler dünyanın önemli başkentlerinin yöneticileri dostluk ve iş birliği için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Gayretlerimiz sürekli hale getirecek bir birlik kuruyoruz. Bu kolay bir iş değildir. Yapacağımız faaliyet ve projelerle tüm dünyanın dikkatini çekeceğimize ve her yıl üye sayımızın artarak tüm dünyayı kapsayan bir birlik olacağımıza inanıyorum. Dünyanın neresine giderseniz gidin çok güzel anıtsal yapılar göreceğimiz gibi çarpık ve geri kalmış bölgeler görmemiz de mümkündür. Her kent yöneticisi kentinin sorunlarını çözmek, yaşam kalitesini geliştirmek ve vatandaşlarının beklentilerini karşılamak için büyük gayretler göstermektedir. Bu tür toplantılarla bir taraftan en yeni tecrübelerin paylaşılması, diğer taraftan kurulan dostluklar ile yen fikirlerin ortaya çıkması sağlanmaktadır" diye konuştu.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de, "Başkentler herhangi bir şehir değildir. O ülkenin aklının, nabzının attığı yerlerdir. Kalkınma yerelde başlar, demokrasi yerelde başlar dediğimiz şehirlerin güçlü bir şekilde yönetimini daha kuvvetli hale dönüştürmemiz gerekiyor. BM'de sürdürülebilir kalkınmada artık sadece mali kalkınmanın önemli olmadığını, insanı merkeze alan sosyal alanların çok daha güçlenmesi gerektiğini görüyoruz. Çevreyi göze almayan bir kalkınmasın insanları mutlu etmediğini, şehirlerin de sağlıklı olması için güvenli olması için şehirlerin temel ihtiyacının giderilmesi gerekiyor" dedi.
"Verimlilik çok önemli, bir araya gelmek çok önemli" diyen Şahin, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 90'lı yıllarda bu işin bir ideolojik bakış açısıyla olmayacağını, bunun insanı merkeze alan bir yerel yönetim anlayışı olduğunu gördük. İstediğiniz kadar alt yapıyı, üst yapıyı yapın insanların gönlüne giremezsiniz bunun sürdürülebilir olmadığı bir anlayıştan geliyoruz. Bizim anlayışımıza göre komşusu açken tok yatan bizden değildir. Tam da dünyanın huzura ve varışa ihtiyacı olduğu bu dönemde bu duyguyu güçlü bir şekilde tutmamız gerekmektedir. Kendi içinizde akıllı insanlarla çalışmazsanız, teknolojiyi kullanamazsanız, akıllı ulaşımı da sağlayamazsınız, kentsel dönüşümü de sağlayamazsanız. Bunu başaran şehirlerin bunu nasıl başardığının konuşulduğu bu ortamlar bizim için çok önemli. Verimlilik çok önemli, bir araya gelmek çok önemli. Biz belediye başkanlarına çok iş düşüyor. Yenilenebilir enerjiyi kullanamazsanız, enerji verimliliğini halkınıza anlatamazsanız bu yarışın dışında kalırsınız" diye konuştu. - ANKARA
Son Dakika › Politika › Dünya İdari Kentler Birliği 1. Genel Kurul Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?