2015 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda - Son Dakika
Politika

2015 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda

Başbakan Yardımcısı Arınç: (2) "Bu dönemin bir şerefi olsun, milletvekillerine ait bir düzenlemeyi yapalım" "Arkadaşlarımız tekliflerinde, ödenek ve yollukları, hak kazanma ve ödemeleri, dışarıdan atanan bakanları, emekliliği, tedavi hakkını, analık halini, ölüm yardımını, sosyal hakları, personel istihdamını, protokol sırasını düzenlemişler.

11.12.2014 23:50
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Bu dönemin bir şerefi olsun, bence milletvekillerine ait bir düzenlemeyi yapalım" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda, birinci tur görüşmelerin üzerinde eleştirileri yanıtlayan Arınç, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil'in milletvekillerine yönelik kanun teklifi ile ilgili bugün bir konuşma yaptığını anımsattı.

Bu konuda özeleştiri yapmak istediğini ifade eden Arınç, "Ayağına kurşun sıkan tek grup siyasetçilerdir. Bu çok acı bir şey. Herkesin bir koruması vardır ama milletvekilleri korunmasızdır ve milletvekilinin en büyük hasmı yine milletvekilidir" ifadesini kullandı.

Siyasetçinin, siyasetçiye sahip çıkması gerektiğini belirten Arınç, "Herkes birbirine sahip çıkarken, korurken, kollarken, biz, birbirimizi yok edecek veya gözardı edecek veya küçültecek bazı şeylerin içinde oluruz" diye konuştu. Arınç, şunları söyledi:

"Ne demek istiyorum? 1995'te Milletvekili oldum, herkesin ağzında bir sakız 'Milletvekilinin dokunulmazlığı', 'milletvekilinin lojmanı', 'milletvekilinin maaşı.' Anadolu'ya gidiyoruz, diyorlar ki 'Sizin altınızda araba varmış, yediğiniz içtiğiniz bedavaymış, mükellef villalarda kalıyormuşsunuz.' Allah Allah, bunların hiçbirisi yok. Yerken paramızı veriyoruz, maşallah Meclis Başkanımız da her gün artırıyor zaten. Yani, burada 8 bin kişi yemek yiyor günde ama gazetelere bakarsanız 'Meclis'te bir ayda 400 ton et yenildi' deniyor, sanki hepsini biz yemişiz gibi. Vicdansız, ahlaksız, yazma böyle. Benim dönemimde ortalama 5 bin kişiydi. Bazen 13 bin kişi girer bu Meclis'e, bazen 8 bin kişi girer, bazen 5 bin kişi girer, bunlar bizim vatandaşlarımız, hepimiz yanımıza alırız. Güneydoğu milletvekillerine Allah yardım etsin, en kolayı İstanbul milletvekilidir, çok fazla seçmenleri gelmez, bunlara bir geldi mi maşallah 20 kişi gelir.

Maaşımız o kadar değil, lojmanımız o kadar ahım şahım değil. Dokunulmazlığımız, onu kendi aramızda da çok konuşuyoruz ama onun da istisnaları var.

Lojmanlardan 2003 Ocak ayında çıktık. İyi, lojmanlardan çıktık da nereye gidecek bu milletvekilleri? Yani, evi varsa evine gitti adamcağız, evi yoksa kiraya gitti veya misafirhanelerde kaldılar. Ben de dedim ki 'TOKİ denilen kuruluş var, askere, Milli Eğitime, Sağlık Bakanlığı'na bina yapıyor, TOKİ bize de yapsın. Lojman değil, parasıyla bize satsın.' 'Ne kadar güzel' dediler. İlan ettim ama başıma gelmeyen kalmadı. Bir şey doğrudur ama gazeteler yazdığı zaman tüylerimiz diken diken olur, hemen yanlarına gideriz. "Ben bu işte yokum ha, bilesin bak benim ismimi de yaz' deriz.  355 tane müracaat oldu, 351'i müracaatını geri çekti.

Benden sonra gelen Başkanımız, tabii Bülent Arınç ismini taşımayınca ona aynı tepki gösterilmedi, o da Yenimahalle'den bina yaptırdı. Bir kısmımız Yenimahalle'de TOKİ'den konut aldı, ondan sonra gelen İncek'te yaptırdı. Şimdi İncek'te konutları var milletvekillerin. Onlara 'evet' derken bana niye 'hayır' demiştiniz? Hangisi yanlıştı, hangisi doğruydu? TOKİ, milletvekillerine konut yaptı arkadaşlar, hem de güzel yaptı, Yenimahalle biraz pahalı oldu ama şartları itibarıyla onlar da bugün ucuza geldi.

'Maaşlarımız az' diye gelenler, dışarı çıktıkları zaman bir gazeteci görürlerse 'Bunlar maaşları artırmak istiyor, asgari ücret bu kadarken milletvekili maaşı bu kadar olur mu? Ben bunu reddettim' diyor. Benim yanımda öyle konuşmamıştı. Bir milletvekilinin maaşının Başbakanlık müsteşarına endekslenmesi ne demek? Ben milletvekiliyim, ben seçilmiş bir insanım. Benim hesabım ayrı olmalı. Hani maaşlarda bir düzenleme yaptık ama hala biz müsteşara endeksliyiz. Müsteşara endeksli olmaktan bizim çıkmamız lazım. Maaş az olur, çok olur, farklı bir şey ama ben bir statü sahibi olmalıyım. Benim özlük haklarım, benim sosyal haklarım ne olacak, bunu bilmem lazım. Buradaki öncülüğümüz de şudur: AB için, müktesebat için her şeyi yapıyoruz kardeşim, bir de bunu yapalım dedik. Bir de milletvekilleri için böyle bir düzenleme olsun. Orada var mı yok mu beni ilgilendirmez, var olan da var, yok olan da var."

-"Ocaktan sonra kimse bunları düşünmez"-

"Milletvekillerinin ödenek ve yollukları, hak kazanma ve ödemeleri, dışarıdan atanan bakanları, emekliliği, tedavi hakkını, analık halini, ölüm yardımını, sosyal hakları, personel istihdamını, protokol sırasını"na ilişkin teklifte bulunulduğunu hatırlatan Arınç, "5 tanesini çıkaralım isterseniz, yerine bir tane ilave edelim isterseniz ama bunları konuşalım. Dönem bitiyor. Ocak'tan sonra seçim, kimse burada kalmaz, kimse bunları düşünmez" dedi.

Ocak ayının ilk gündemine bunun konulması gerektiğini dile getiren Arınç, "(Efendim, sizin çoğunluğunuz var, siz çıkarın) Bu, eski usuldür. Doğrusu, hepimizi ilgilendiren bir konuda, hepimizin bu işe nasıl doğru biliyorsanız onu koymak suretiyle, mutlaka bu çıksın diye demiyorum ama üzerinde müzakere edilsin, konuşulsun, ondan sonra da bunu Parlamento'ya getirelim değerli arkadaşlar. Bunu yapmadığımız takdirde çok zor durumda kalırız" diye konuştu. Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstanbul'da yemek yiyebileceğiniz bir tek Filizli Köşk var. Bir de benim dönemimde termalde 30 odalı küçük termal bir tesis yaptırdık. Bir Yalova ziyaretimde 'buraya da bizim emekli milletvekillerimiz, aktif milletvekillerimiz gelir, kaplıca tedavisi görür ve burası ormanın içerisinde bir yer, orada da rahat eder' dedik. Sağ olsun Cemil Çiçek Bey birkaç ay önce de orayı kapattı. Tadilat düşüncesiyle kapattığını söylüyor, inşallah, sözü böyledir, o zaman bir an evvel ne yapacaksa orada yapsın. Arkadaşlar, bizim böyle yerlere ihtiyacımız var.

14. dönemin deniz kenarında villaları var, 15. dönemin Kuşadası'nda var, 16. dönemin var, 17. dönemin Antalya'da var, 20. dönemden sonra bir şey yok. 20. dönemde biz geldik her şey bitti 'harç bitti yapı paydos' dediler. Onların yaptığı doğru muydu? Eleştirebilirsiniz ama o zaman hazine tahsisleriyle hepsi yazlıklara kavuştu. Hepsi, yaz aylarında görüyorum İzmir'e giden uçağın içerisinde.  Biz kendimize geldiğimiz zaman 'Aman laf olur sonra' Ne lafı olacak? 3 gün konuşurlar, 4. gün biter kardeşim. Kim konuşacak? Haksız bir iş mi yapıyoruz? Yanlış bir iş mi yapıyoruz? Bu dönemin bir şerefi olsun, bence milletvekillerine ait bir düzenlemeyi yapalım. Mesela ben eski Meclis Başkanı olarak belki pasaportta yine kırmızıyı kullanmaya devam edeceğim ama milletvekillerimiz 3. dereceye gelmiş memur gibi aynı pasaportu kullanacak. Bu doğru mu arkadaşlar? Toplasanız 2 bin 800 civarındayız. 500'ü burada, geri kalanlar da önceki dönemler. Her gün de bir cenaze merasimi oluyor zaten burada. Yani bu insanı kuyruklara sokmanın, rezil etmenin, perişan etmenin bir alemi var mı? Bizim neyimiz eksik? Hakimleri, askeri düşünüyoruz, kanun çıkarıyoruz; akademisyenleri düşündük, kanun çıkardık hem de üç günde maşallah. Milletvekilleri için niye çıkaramıyoruz, neden bir araya gelmiyoruz? Ben Meclis Başkanımızdan da buna öncülük yapmasını istiyorum ve sizlerin hep beraber bu noktaya gelmek suretiyle, yardımcı olmanız suretiyle ocak ayı içerisinde bu konuyu gündemden çıkarmamız gerektiğini düşünüyorum."

- TBMM

Kaynak: AA

Son Dakika Politika 2015 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement