CHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Politika

CHP TBMM Grup Toplantısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin Suriye görüşmelerinde Türkiye'nin çıkarlarını koruyan politika izlemesi ve Türkmenleri de masaya oturtması halinde Suriye sorununun çözümü için her türlü desteği vereceklerini söyledi.

26.01.2016 16:35

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin Suriye görüşmelerinde Türkiye'nin çıkarlarını koruyan politika izlemesi ve Türkmenleri de masaya oturtması halinde Suriye sorununun çözümü için her türlü desteği vereceklerini söyledi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Grup toplantı salonunda Kılıçdaroğlu'nun oturduğu sıraya, vefat eden eski CHP Milletvekili Kamer Genç'in fotoğrafı ve karanfiller konuldu.

Toplantıya bir süre geç başladıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Nedeni, bizi kimse dinlemesin diye bu kez de kaymakamlarla toplantı yapmış ve bizim grup toplantısı saatine denk getirmiş. İnsanda biraz ahlak olur. Cevabını verceğim hiç endişe etmeyin" diye konuştu.

Geçen hafta üç ayrı acı yaşadıklarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, vefat eden iş adamı Mustafa Koç'a, edebiyatçı Tahsin Yücel'e ve eski CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'e Allah'tan rahmet diledi. Kılıçdaroğlu'nun, yaşadıkları acılardan birinin de Genç'in vefatı olduğunu söylemesi üzerine salondakiler Genç'i bir süre ayakta alkışladı.

Genç'in, "milletin vekili" olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Kamer Genç, rüzgara karşı yürüyen biriydi. İlkelerinden asla ödün vermedi, haksızlıklara tahammül etmedi, onun kaybı siyaset tarihi açısından önemli bir boşluk. Bir muhalefet partisinin yapması gerekeni tek başına yapan saygın bir milletvekiliydi" diye konuştu.

Konuşmasında Uğur Mumcu'yu da anan Kılıçdaroğlu, "Mumcu'nun kendisinden korkmadılar, onun düşüncelerinden korktular. Katillerin hiçbiri meydanlarda yok ama Uğur Mumcu milletin gönlünde yaşıyor. Onun verdiği mücadeleyi unutmayacağız" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, şehit edilen Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ı da anarak, hem Mumcu hem de Okkan'ın katillerinin bir an önce bulunmasını istedi.

"Türkmenler masada olmalı"

Türkiye'nin birçok alanda sorunları bulunduğunu, temel sorunlardan birinin ise dış politika olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bir duvara sırtını yaslayacak durumda olmadığını belirtti.

Defalarca uyarmalarına rağmen iktidarın kendilerini hiç dinlemediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "Geldikleri nokta, Türkiye, Suriye ve Ortadoğu politikasında ağır bir yenilgi almış devlet konumunda. Bu kadar ağır bir yenilgiyi biz içimize sindiremiyoruz" diye konuştu.

Önümüzdeki günlerde Cenevre'de uluslararası bir Suriye toplantısı yapılacağını anımsatan Kılıçdaroğlu, CHP olarak "önce Suriye'de çatışmasızlık döneminin başlaması ve ardından demokrasinin gelmesi" şeklinde önerdikleri konuların Cenevre'de görüşüldüğünü bildirdi.

"Şu anda hükümet de bizim geldiğimiz noktada" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Eğer orada gerçekten de Türkiye'nin çıkarlarını koruyan bir politika izlerlerse biz hükümete her türlü desteği veririz. Açık ve net söylüyorum; biz ülkemizi seviyoruz. Ortadoğu'da daha güçlü olmak istiyoruz. Eğer Türkmenleri de masaya oturturlarsa ki oturtmaları gerekiyor, o zaman Suriye sorunun çözümünde kesintisiz destek oluruz. Sayın Davutoğlu'na şunu da söylemek isterim; sakın bir daha ağzınıza şu kırmızı çizgiler lafını alma. Yok öyle bir şey. Sen 'şu kırmızı çizgimizdir' diyorsun, ertesi gün bir bakıyorsun tam tersi olmuş. 'Fırat'ın batısına geçilmeyecek', geçildi. 'PYD masaya oturmayacaktı', davet ettiler. Şimdi direniyorsun, hak veriyorum doğru. Ama nedir bu tablo? Siz Salih Müslim'i hangi gerekçeyle Türkiye'ye davet ettiniz? Şimdi diyorsunuz ki 'o terörist'. Güzel. Kardeşim, niye davet ettin? Üstelik birden fazla. Senin lafın, politikan havada kalmıyor mu? İtibarı kaybolan bir Türkiye ile karşı kaşıyayız. İtibarımızı kazanmak için bizden ne istiyorlarsa onu yapmaya hazırız. Biz ülkemizi, bölgemizi seviyoruz. Ama Türkmenleri masaya oturtmazsanız, bunun hesabını o zaman bu millete vereceksiniz."

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yurt dışında CHP'yi şikayet ettiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Sen gidip yurt dışında CHP'yi şikayet ettiğinde eline ne geçecek? Üstelik, doğruyu söylemeyerek" dedi.

Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'nun Almanya Başbakanı Angela Merkel ile yaptığı basın toplantısında, "Suriye'den göçmenler geldi, muhalefet propaganda yaptı, bunları göndereceğiz" dediğini aktararak, şu ifadeleri kullandı:

"Bari doğrusunu söyle. Yalan söylemek bir ülkenin başbakanına yakışmaz. Bizim doğrumuz neydi; evet Suriyelileri göndereceğiz ama ne zaman? Suriye'de barışı, istikrarı sağlaycağız, bütün Suriyelileri de kendi ülkelerine göndereceğiz. Bu kadar açık. Kaldı ki ben yurt dışına gittiğimde Türkiye'nin mülteciler konusunda elinden gelen her çabayı gösterdiğini söyledim. 'Türkiye'yi bu konuda suçlayamazsınız, asıl sorumlu sizsiniz' dedim. 'Suriye'de kavga çıktığında sesiniz yoktu. Milyonlarca insan öldüğünde sesiniz yoktu. Ne zaman ki mülteciler Türkiye'ye geldiler, yine sesiniz çıkmadı. Avrupa'ya göç başlayınca etekleriniz tutuştu. Bunun sorumlusu sizsiniz'. Ben açık ve net söyledim. Benim söylediğim cesaretle aynı şeyi söyleyemiyor, kalkmış CHP'yi suçluyor. Allah akıl fikir versin. Nasıl ülkeyi yönetecek gerçekten merak ediyorum? Bu süreçte Türkiye'nin 3 milyar avroya toplama kampına dönüşmesini de doğru bulmuyoruz. Türkiye kendi iradesini satmamalıdır. Öyle bir şey de olmamalıdır."

"Sayın Erdoğan'la aramızda bir tartışma var"

Grup toplantılarında her zaman ahlaktan, erdemden, adaletten, hukukun üstünlüğünden söz ettiklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, bu saydıklarının bir toplum için olmazsa olmaz kurallar olduğunu vurguladı.

Bir siyasetçinin milletin huzurunda açık açık yalan söylemesi durumunda, millete "sen yalan söyleme" denemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Eğer bir bakan çıkıp milyarlık saati koluna taktığı halde, rüşvet aldığı halde Meclisin kürsüsünden kendisini yalan belgelerle savunmaya kalkar ve o parlamento ona hiçbir şey yapamazsa, vatandaşa 'gel bu parlamentoya saygı göster' diyemezsiniz. Ahlak bu kadar önemlidir" açıklamasında bulundu.

"Sayın Erdoğan'la aramızda bir tartışma var" diyen Kılıçdaroğlu, "Hani derler ya 'her şeyde bir hayır vardır' diye, emin olun bu işte de bir hayır var. Böylece, Türkiye'nin içinde bulunduğu çürümüşlüğü topluma anlatmak için bir fırsatımız oldu" dedi.

Ahlakın bütün inançların ortak temeli olduğuna dikkati çeken Kemal Kılıçdaroğlu, Hazreti Peygamber'in de "Ben güzel ahlakı temsil etmek için görevlendirildim" dediğini anımsattı.

Kılıçdaroğlu, Japonya'da bir belediye başkanının 4 saat su akmadığı için istifa ettiğine işaret ederek, "Ahlak budur, sorumluluk hissetmektir" ifadesini kullandı.

Burada siyasetçilerin rolüne değinen Kılıçdaroğlu, kişiyi kanaat önderi yapan şeyin ahlaklı duruşu olduğuna dikkati çekti.

"Her dört kişiden biri depresyonda"

İktidar partisini eleştiren ve Türkiye'nin şu anda ahlaki bir çürümüşlük içinde olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, bugüne kadar bunu birisinin çıkıp açıklıkla ortaya koymadığını bildirdi.

Türkiye'de her 4 kişiden birisinin depresyonda olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, anti depresan ilaç kullanımının yılda 26 milyon olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, "İnsanlar niye depresyona girer? Hani evlerde huzur vardı? Hani bereket vardı bu ülkede? 26 milyon insan neden anti depresan ilaç kullanır? Bir Allah'ın kulu çıkıp bunu topluma anlatmalıdır" diye konuştu.

Boşanma olaylarının da hızla artığını dile getiren Kılıçdaroğlu, boşanma olaylarında 2002- 2014 yılları arasında yüzde 37,3'lük bir artış olduğunu savundu.

Ailenin temelden sarsılmaya başladığını belirten Kılıçdaroğlu, bu dönemde kadına yönelik şiddetin ise yüzde bin 400 arttığını öne sürdü.

Gaziantep'te bir işçinin "banka borçlarını ödeyemiyorum" diye kendini yaktığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Bunun hesabını veriyorlar mı? 6 milyonu aşkın işsizimiz var, 17 milyonu aşkın yoksulumuz var. Ailelerin yüzde 85'i geçim sıkıntısı çekiyor. Bunlar devletin resmi rakamları" dedi.

Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Neden intihar artar? Yüzde 33 artış var. Gencecik çocuklarımız intihar ediyor. Uyuşturucu... Son 13 yılda yaygınlaşan uyuşturucu, Türkiye'nin başına bir bela olmuştur. Din, iman edebiyatı yapıyorlar değil mi? Toplum, ahlaki temeller olarak sarsılıyor. Uyuşturucu bağımlılığında artış oranı yüzde 678. Uyuşturucu ticareti nedeniyle cezaevlerine girenlerin sayısındaki artış yüzde 355. Bugüne kadar bonzai kullanımındaki artış yüzde 300. Uyuşturucu kullanım yaşı 10 yaşa indi. Biz araştırma önergesi veriyoruz 'uyuşturucu olaylarını TBMM çözsün' diye. AKP, 'bunun araştırılmasına gerek yok' diyor. Düşünün AKP'nin nasıl bir Türkiye yarattığını? Bize göstermedikleri, toplumdan gizledikleri gerçekler bunlar. Fuhuşta, yüzde 790 oranında artış var. 300 bini aşkın kadın fuhuş çetelerinin elinde, esir ticareti gibi kullanılıyor. Bu Adalet ve Kalkınma Partisi ne yapıyor, bana söyler misiniz? Adalet bunların neresinde? Kalkınma bunların neresinde? Biz bunları sormayacak mıyız?"

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika CHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement