İçişleri Bakanı Ala Hakkındaki Gensoru Önergesi - Son Dakika
Politika

İçişleri Bakanı Ala Hakkındaki Gensoru Önergesi

TBMM Genel Kurulunda, CHP'nin, İçişleri Bakanı Efkan Ala hakkında "Ankara ve İstanbul'da meydana gelen ve onlarca yurttaşla yabancı ülke yurttaşının yaşamını yitirdiği 4 ayrı terör saldırısı öncesinde gerekli önlemlerin alınması noktasında sorumluluğu olduğu" iddiasıyla verdiği gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağı görüşülüyor.

19.04.2016 18:50
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

TBMM Genel Kurulunda, CHP'nin, İçişleri Bakanı Efkan Ala hakkında "Ankara ve İstanbul'da meydana gelen ve onlarca yurttaşla yabancı ülke yurttaşının yaşamını yitirdiği 4 ayrı terör saldırısı öncesinde gerekli önlemlerin alınması noktasında sorumluluğu olduğu" iddiasıyla verdiği gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağı görüşülüyor.

İlk sözü önerge sahibi olarak alan CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, Bakan Ala'nın görev döneminde Türkiye'nin DEAŞ'in katliamlarıyla anılır olduğunu belirterek, hükümetin DEAŞ terör örgütüne yönelik mücadeleye gerekli özeni göstermediğini savundu.

Ankara'daki terör saldırılarında istihbarat zaafı olduğunu öne süren Şeker, saldırılara ilişkin CHP heyetinin bölgede yaptığı incelemelerin raporlarının dikkate alınmamasını eleştirdi.

Şeker, yaşanan terör olaylarının ardından Efkan Ala'nın istifa etmesi gerektiğini öne sürerek, "Sayın Bakan size emanet edilen canlara sahip çıkmadınız. Katillere göz yumdunuz, görevinizi yapmayarak onlara destek verdiniz. Er ya da geç hukuk devleti önünde hesap vereceksiniz." dedi.

-"Mücadele, müzakereye dönüştürülerek Frankeştayn yaratılmıştır"

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay da Türkiye'nin tarihinin en yoğun terör saldırıları, yozlaşma ve ayrışma sürecinde bulunduğunu ifade ederek, "parlamenter sistem ve Cumhuriyetin temel niteliklerinin sivil vesayetin cellatlarına kurban verildiğini" öne sürdü.

MHP'li Akçay, "Terörist başına güzellemeler yapılırken, halka terör bitirme sözü verilmiştir. Analar ağlamayacak edebiyatıyla milyonların duyguları istismar edilirken, İmralı ve Kandil'e elçiler gönderilmiş. Terörle mücadele, müzakereye dönüştürülerek Frankeştayn yaratılmıştır. Bu sürecin mimarı 14 yıldır iş başında olan AKP iktidarı ve çözüm ortaklarıdır. Her şey bir açılım rüzgarıyla başlamış, bu rüzgar milli varlığımızı, devletimizi sarsan fırtınaya dönüşmüştür." diye konuştu.

Çözüm Süreci ile bitme aşamasına gelen terör örgütünün tekrar diriltildiğini savunan Akçay, şöyle devam etti:

"İçişleri Bakanı Efkan Ala da Diyarbakır'da valiyken bir açılım havarisi olarak sivrilmiştir. 2004 yılının Eylül'ünde Diyarbakır'a atanan Sayın Ala, bölücü terör örgütü PKK'nın eylemleri konusundaki tutum ve açıklamalarıyla devletin değil, iktidarın valisi olduğunu göstermiştir. Diyarbakır'da görev yaptığı sırada bölücü terör örgütü eylemcilerinin camı çerçeveyi indirmesi sırasında 'cama gelsin cana gelmesin' diyerek güvenlik güçlerini pasifize etmiştir. Camı koruyamayanın canı koruyamayacağı ortadadır. Devlet vatandaşın canını da malını da korumakla yükümlüdür."

İçişleri Bakanı Ala'nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın en sağlam, sadakatli bakanı olduğunu savunan Akçay, "Cumhurbaşkanıyla öylesine uyumlu çalışmıştır ki onun anayasa tanımaz tavrına ayak uydurmuştur. Türkiye Cumhuriyeti bakanı olmasına rağmen 'anayasayı tanımıyorum' diyebilmiştir. Sayın Ala, Erdoğan'ın sırdaşı, hükümet içindeki en muteber isimlerinden birisidir. Aynı zamanda hükümetin başarısızlığının da parlak bir timsalidir." ifadelerini kullandı.

Akçay, terör örgütü PKK'nın, Efkan Ala'nın bakanlığı döneminde hendekler, tüneller kazarak topyekun kalkışma fırsatı, yeni militanlar bulduğunu ifade ederek, "Sayın Bakan, Dolmabahçe mutabakatını yönlendiren aktörlerden biridir. Sayın Bakan döneminde IŞİD Türkiye'de eleman avına çıkmış, sempatizan toplamıştır." dedi.

DEAŞ terör örgütünün Türkiye'deki kanlı terör eylemlerinin de Bakan Ala döneminde yaşandığına işaret eden Akçay, Ala'nın saldırılar sonrasında Tweet'ter üzerinden saldırıları kınamasını eleştirdi.

Akçay, terör örgütü PKK ve PYD'nin yabancı ülkelerce kullanıldığını, PYD'nin "yedi kocalı Hürmüz"e döndüğünü öne sürerek, "Açılımcı zihniyete sahip bir içişleri bakanıyla terörle mücadele edilemez, bu nedenle Ala görevden alınarak yerine milli değerlere, hassasiyetlere sahip, terörle mücadele edecek yeni bir içişleri bakanı atanmalıdır." diye konuştu.

-"İçişleri Bakanı, bakanlığı bırakmış durumda"

HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de Bakan Ala hakkında gensoru verilmesinin beyhude olduğunu belirterek, "İçişleri Bakanı, bakanlığı bırakmış durumda. Yetkilerinin yüzde 80'ini Genelkurmay'a devretmiş bir bakanlık var önümüzde. Verecekseniz gensoruyu Genelkurmay Başkanına verin ona da usul müsade değil." dedi.

İçişleri Bakanlığının yetkilerinin yüzde 80'inin Genelkurmay Başkanlığına, hükümetin yetkilerinin de yüzde 100'ünün Cumhurbaşkanlığına devredildiğini öne süren Önder, "Güvenliği Genelkurmay'a, diğer işleri de Cumhurbaşkanlığına havale etmiş. Kırk dönüm bostan, yan gel yat Osman modundalar. Bundan memlekete ne hayır gelir." ifadesini kullandı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Ziya Paşa'dan yaptığı alıntıları hatırlatan Önder, "Ben, Başbakandan şüpheleniyorum. Bunun Sayın Cumhurbaşkanımıza kastı olduğunu düşünüyorum. ya şekerini yükseltecek ya tansiyonunu yükseltip hastanelik edecek, bir kastı var. Çünkü bunları söylerken bir yandan da çözüm, müzakere ve benzeri mekanizmaları zorluyorlar." diye konuştu.

Kapalı grup toplantısı nedeniyle boş olan HDP sıralarını gösteren Önder, "Bu koltuklar böyle boş kalmayacak. Ziya Paşa'dan bir beyitle Sayın Başbakana söyleyin; 'İdrak-i maali bu küçük akla gerekmez/ Zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez.' Siz, bu ülkeden bu temsiliyeti alıp götüremezsiniz." dedi.

Önder, askeri çözümlerin ölmek ya da öldürmek gibi iki sonucu olduğunu, ancak siyasette üçüncü ihtimallerin hep bulunduğunu, siyasetin konuşma, arama ve tarihsel bir süreci içerdiğini anlattı.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ilk çukurun Lice- Bingöl karayolunda "Çözüm Süreci'nin patinaja bindiği" zaman açıldığını ifade eden Önder, Bakan Ala'nın o dönem kendileriyle görüştüğünü, siyaset kurumunun çözüm üretmesi gerektiğini ilettiğini, o gece Pervin Buldan, İdris Baluken ve kendisinin Lice'ye giderek çukuru kazanlarla görüştüklerini söyledi.

Görüştükleri kişilerin çukuru Lice'de yapılmaya başlanan "kalekol" nedeniyle kazdıklarını kendilerine ilettiğini ifade eden Önder, şöyle devam etti:

"O halkın nazarında 1990'lı süreçlerde karakol demek kabristanın kapısı demektir. Oraya sağ girip sağ çıkan çok az insan vardı. JİTEM adında suç örgütü oluşmuştu. Bu hükümetin ileri adımı şu oldu o en kanlı, faşist zulmün uygulandığı dönemlerde onlar haya ettiler, 'JİTEM diye bir şey yoktur' dediler. Bu hükümet buna haya etmedi. JİTEM'in bütün artıkları bölgeye doluşmuş durumda, hükümet bir çare, İçişleri Bakanı naçar, bunu savunuyorlar. Her gün orada bir halkın ulusal izzetine, şerefine haysiyetine fotoğraflar, yazılar, muameleler sergilenip duruyor. Bu hükümetin ileri adımı, öbürleri haya etmişti, bunlar haya etmiyor."

HDP'li Önder, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşananların Kürt, Türk çatışması olmadığını belirterek, "Yaşanan Kürt, Türk çatışması değildir. Yaşanan iktidar için egemenler arası bir kavgadır. Bunun böyle olmadığı göstermek için 'vuralım Kürt'e, nasıl olsa herkes hizalanıyor.' En aklı selimi bile hemen 'taş yok mu taş' moduna giriyor. Bugün bir bakan oğlunun kumarhanede görüntülenmesi de iç iktidar kavgasıdır. Davutoğlu'na 'AB seni nasıl muhattap alır, bir horozlansana, esas yetki cumhurbaşkanımızdadır desene' diyen gazete yazıları da iç iktidar kavgasının bir parçasıdır." görüşünü savundu.

Önder, bölgede yaşananları anlatarak, "Atacaklarmış bizi Meclis'ten, buyurun atın. Siz vurdunuz da biz ölmedik mi? En iyi bildiğimiz yer kabristanlar, hapishaneler ama bize diz çöktüremezsiniz, aman diletemezsiniz, tırşıkçılık ettiremezsiniz, etrafınızda onlardan bol miktarda var. Bu ezberle hizalanacak çok adam bulursunuz ama bizden hiç kimseyi bulamazsınız.

Kaynak: AA

Son Dakika Politika İçişleri Bakanı Ala Hakkındaki Gensoru Önergesi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement