MHP'li Vural: Mit, Emniyet, Vali, İçişleri Bakanı Ne Yapıyor?

MHP Gru Başkanvekili Oktay Vural, " Lice'de sözde PKK şehitliğinde, askeri, kadınları, çocukları öldüren teröristlerin heykeli dikiliyor. Diyarbakır'da Atatürk'ün özdeyişleri indirilirken, teröristin heykeli, devletin gözetiminde bir yere konulabilmektedir. Terör örgütünün heykeli dikilirken MİT, Emniyet, Vali, İçişleri Bakanı ne yapıyor?" diye sordu.

TBMM'de bir basın toplantısı düzenleyen Vural, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Lice'de sözde PKK şehitliğinde, askeri, kadınları, çocukları öldüren teröristlerin heykelinin dikildiğini belirten Vural, Diyarbakır'da Atatürk'ün özdeyişleri indirilirken, teröristin heykelinin, devletin gözetiminde bir yere konulabildiğini savundu. Vural, "Terör örgütünün heykeli dikilirken MİT, Emniyet, Vali, İçişleri Bakanı ne yapıyor? Garip gurebanın kaçak inşaatı var diyerek, TOMA'larla, polislerle gecekondusunu yıkanlar, teröristin heykelinin inşasına ve açılışına izin vermişler. Şu rezalete bakın. Bir devlet düşünün ki terör örgütünün sözde şehitliği var, burada teröristin kalaşnikoflu heykeli yapılıyor haberi yok" dedi.

Vural, IŞİD'in asıl rehin aldığının, AK Parti Hükümeti olduğunu öne sürerek, milletini, vatandaşını koruyamayan bir devletin, Hükümet'in bulunduğunu, Hükümet'in, devleti yönetemediğini savundu. Alman istihbaratının Türkiye'yi dinlediği iddialarını da değerlendiren Vural, şöyle devam etti:

"Bir devletin güvenliği, bilgileri yabancı ülkelerin istek ve arzusuna göre, onların inisiyatifine terk edilmişse, bu millet vergilerini MİT'e, İçişleri Bakanlığı'na niye veriyor? Yasa dışı dinleme yapıldığını içeride söylüyorsun da dışarıdakini niye söylemiyorsun? Türkiye, yabancı ülkelerin istihbarat örgütleri tarafından yönlendirilen bir ülke haline geldi. Türkiye'nin bu konuya ilişkin tek önlemi de, 'Ayıp oldu, bizi bir daha dinlemeyin' yönündeki tepkisidir. "

Cumhurbaşkanlığına seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın artık TBMM üyeliği sıfatı kalmadığını belirten Vural "Şu anda hukuken milletvekili olmayan birisi, Başbakan sıfatıyla nasıl kalabiliyor? Bu Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ne iş yapar?" diye sorarak şunları söyledi:

"Siz Erdoğan'ın vesayeti altındasınız. Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı görev yapmıyorsa, anayasa gereğince fiilen ve hukuken sıfatı bitmiş bir kişinin, başbakanlığı söz konusu değilken, bunu uygulamıyorsa anayasa fiilen askıya alınmış demektir. Maalesef şu anda darbe hukuku çalışıyor. Bürokratik, oligarşik bir yapı şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin makamını işgal ediyor. 10-15 gün birisi vekaleten yönetse ne olacak? Anayasa gereğince Meclis üyeliği sona ermiş, Başbakanlık sıfatı sona ermiş bir kişi halen Başbakan ise Cumhurbaşkanı görevini yapmıyor, halen Meclis üyesiyse Meclis Başkanı görevini yapmıyor demektir. Milletin hukukunu ayaklar altına alıyorlar. Vahim olan en önemli konu, makam ve mevkilerin fiili olarak işgal edilmesidir. Bir kimsenin başbakanlık makamında oturması onu Başbakan, Meclis Başkanlığı koltuğunda oturması Meclis Başkanı yapmaz, hukuk yapar. Hukukun olmadığı yerde işgal vardır, millet iradesi ve hukuk işgal edilmekte, yok sayılmaktadır. Fiili olarak cumhurbaşkanlığı makamını, siyasi parti genel başkanlığını ve Başbakanlığı uhdesinde toplayarak tek adamlık bir rejim oluşturulmak isteniyor. Bu, yanında giderken parti koltuğunda Başbakanı da götüreyim diyor. Başbakanlığı çok istiyorsan o zaman cumhurbaşkanlığına talip olmayacaksın. 'Cumhurbaşkanı seçildin' diye kendini Meclis'in üzerinde mi görüyorsun? Hiç kimse TBMM'yi sinek ikili konumuna düşüremez. Milletin egemenliğini şahıslara devredemeyiz, bu devri bitirdik. Erdoğan'ın son dönemdeki bu açıklamaları ve tavrını dikkate aldığımızda, cumhurbaşkanlığı makamını Erdoğan'a karşı korumak ve kollamak gerektiğine inanıyoruz."

Vural, ayrıca Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun isminin Başbakan olarak geçtiğine yönündeki sözleri de "Teslimiyetçi AKP zihniyetini en iyi temsil edecek Davutoğlu zihniyetidir" şeklinde değerlendirdi.