Komisyon, "Zihinlerdeki Mayınların Temizlenmesini" Önerdi - Son Dakika
Politika

Komisyon, "Zihinlerdeki Mayınların Temizlenmesini" Önerdi

Komisyon, "Zihinlerdeki Mayınların Temizlenmesini" Önerdi

TBMM Çözüm Sürecini Değerlendirme Komisyonu raporunda, kafaların silahsızlandırılmasının, sürecin ilerleyeceği zeminler açısından dikkate değer olduğu belirtilerek, "Çözüm sürecinde fiziki mayınl...

27.11.2013 13:18

MELTEM YILMAZ - TBMM Çözüm Sürecini Değerlendirme Komisyonu raporunda, kafaların silahsızlandırılmasının, sürecin ilerleyeceği zeminler açısından dikkate değer olduğu belirtilerek, "Çözüm sürecinde fiziki mayınlar kadar kafalar ve zihinlerdeki mayınların temizlenmesi, silahın susması ve silahsızlanma kadar kafalar ve zihinlerdeki silahın susması ve silahsızlanması büyük önem taşımaktadır" denildi.

Toplumsal barış yollarının araştırılması ve çözüm sürecinin değerlendirilmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'nun raporunda, çözüm sürecine yönelik öneriler de yer aldı.

Raporun "genel değerlendirme ve sonuç" bölümünde, komisyonun, Türkiye'de 30 yılı aşkın bir süredir önemli ölçüde can, mal ve kaynak kaybına yol açan sorunun çözümüne ilişkin yaşanan sürece ve bu sürecin başarıya ulaşmasına büyük önem addettiği belirtildi.

Türkiye'nin, demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları alanları ile sosyal, ekonomik ve kültürel açılardan gelişmesinin, herkesin üzerinde uzlaştığı bir mutabakat alanı olduğu belirtilerek, "Ülkemizde adına ister terör, ister güneydoğu ister Kürt sorunu ne dersek diyelim kimlik, kültür temelli yaşanan sorun, bir an önce çözülmesi gerekliliği konusunda bir duyarlılığı toplumun her kesiminde yaratmıştır" görüşüne yer verildi.

Bu duyarlılık karşısında yıllardır başta askeri ve polisiye tedbirler olmak üzere pek çok tedbirin denendiğini ancak kalıcı ve sürdürülebilir çözümün bir türlü elde edilemediği vurgulandı.

-"Hanesine yazılacak önemli kazanımlar"

Raporda, Türkiye'de demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti açılarından çok yönlü ve birbirini destekleyici bir gelişim çizgisinin, son yıllarda yakalanan bir hat olduğuna işaret edilerek, şu görüşlere yer verildi:

"Bu hat, bu alanlardaki sorunlardan beslenen sorunların çözümüne de önemli ölçüde destek olma kapasite genişliğine de sahiptir. Kürt kimliğinin ret, inkar ve asimilasyonu, silahla bastırma ve polisiye tedbirler ile sorunu çözme yaklaşımı ile demokratik bakış, diyalog, görüşme ve görüşme ile çözüm yaklaşımı arasındaki farkı iyi kavramak gerekmektedir.

Yola çıkılan çözüm sürecinin başarıya ulaşmasıyla akan kanın kalıcı bir şekilde durmasıyla elde edilecek ortam ile ülkemizin yakalayacağı ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel gelişme ivmesi de çözümün orta ve uzun vadede hanesine yazılacak önemli kazanımlar olacaktır.

Çözüm süreci ile ilgili olarak ifade edilmesi gereken en önemli hususlardan birisi de bu sürecin stratejik iyi yönetişiminin yapılması gerekliliğidir. Vizyonu terör ve çatışmadan arındırılmış demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işler halde olduğu, hukukun üstünlüğünün genel geçer olduğu, insan haklarının en gelişmiş halinin benimsenerek uygulandığı bir gelecek olan, bu vizyon ile buna hizmet eden diyalogun taraflarınca ortaklaştırıldığı ve benimsendiği, misyonunu da bunu demokratik platformda gerçekleştirmek olarak gören bir yaklaşımda ilerleyen çözüm süreci de başarıya ulaşabilecektir."

CHP ile MHP'nin çözüm sürecinin dışında kendilerini konumlandırmaları ve komiyona üye vermemelerinin, yönetişim niteliğine destek vermesi açısından bir eksiklik olduğu ifade edildi.

-"Çözüm, bugünden yarına elde edilebilecek bir sonuç değil"

Raporda, göz önünde tutulması gerekenler ise maddeler halinde sıralandı.

Çözümün, çok kısa sürede, bir anda veya bugünden yarına elde edilebilecek bir sonuç değil, birbiriyle bağlantılı gelişmeleri içeren bir süreç olduğuna işaret edildi. Çözüm sürecine çok kısa süre ömür biçerek, her şeyin bir anda çözülmesini beklemenin sürece haksızlık olacağı vurgulanarak, "Çözüm sürecinde şiddetten, çatışmadan, kavgadan, birbirine hasmane bakma yaklaşımından ve psikolojisinden arınmış, bunu yaşam kültürüne yansıtmış, toplumsal ilişkileri buna göre şekillendirmiş, siyaset anlayışını buna göre biçimlendirmiş nesillerin en azından kan akmayan ortamlarda yeşerip, serpilmesine izin verecek zaman dilimlerinin önemini unutmamak ve çözüm sürecini çok kısa ömürlere hapsetmemek gerekmektedir" denildi.

-"Tüm unsurları sürecin paydaşı yapmak"

Çözüm sürecinin, iç içe geçmiş bir süreçler bütünü olduğu vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

"-Bu nedenle bazı süreçlerde, süreçleri olmaz noktalara sürüklemeye ya da süreci o şekilde yorumlamaya çalışmak, ondan sonraki süreçlere ve olası olumlu sonuçlarına şans vermemek anlamına gelebilecektir.

-Hassas, orta ve uzun vadede çözüme kavuşabilecek hususları baştan çözümün ilerlemesine şart hususlar olarak koymanın çözümsüzlüğe hizmet etmekten başka bir fayda getirmeyeceği dikkate alınmalıdır.

-Süreç için de öncelik alanlarının belirlenmesinde de diyalogun ve çözümün kolay olduğu alanların öncelenmesi, ortaklaştırılabilecek alanların ön plana çıkarılması ve bunlarda sağlanan ilerlemelerin ve elde edilen olumluluğun sürecin ilerleyen aşamalarına yansıtılması kolaylaştırıcı olacaktır.

-Çözüm süreci ile elde edilmiş olan kazanımların pozitif barış diyebileceğimiz bir sürece  evrilmesi  için herkesin  elinden gelen samimiyet ve desteği  göstermesi, destekleyen ve tamamlayan süreçlere gidilebilmesi şansına zarar verici tavırlardan uzak durması gerektiği değerlendirilmektedir.

-Çatışmanın öncelikle  silahın sustuğu, sonrasında diyalog, karşılıklı  birbirini dinleme ve anlamaya çalışma, demokratik talepleri öne sürebilme zeminine dönüştürüldüğü ortamların kalıcı ve sürdürülebilir bir barışa doğru yol alması için herkesin elinden gelen katkıyı sağlaması faydalı olacaktır.

-Tüm unsurları sürecin paydaşı yapmak, bu yönde sabırla pozitif iklimi desteklemek çözümün toplumsallaşması açısından önemlidir.

- Sürecin bazen tahmin edilemeyecek bazen de bağlantısız olaylar nedeniyle inişli ve çıkışlı bir devinim ya da ivmeyle hareket edebileceği, barışa, diyaloğa ve hoşgörüye akan nehrin zaman zaman ve belli yerlerde ters akıntılara maruz kalabileceği unutulmayarak, genel perspektiften bakmaya devam edebilmenin, büyük resmi görebilmenin ve ezber bozabilen alternatiflerle çözüme destek veren bir noktadan yeniden ortaya çıkabilmenin bu tür zorlukların üstesinden gelinmesinde önemli bir rol oynayacağı gözden kaçırılmamalıdır.

-Süreci  destekleyebilecek nitelikte  atılabilecek ekonomik,  kültürel, hukuki ve yönetsel adımlar atılarak diyalogun ve barışın artılarının toplum tarafından hissedilerek benimsenmesi ve bunun sürece destek olarak devinim kazandırmasına olanak sağlanmalıdır.

-Üzerinde uzlaşı olan konuları süreçte öne çıkarmak, adalete önem vermek ve diyalog ya da barış için adaleti  ertelememek yaklaşımını esas alınması mesafe alınmasında önem arz etmektedir.

-Sürece etki eden sınırlarımızı aşan dış dinamiklerin süreci olumsuz etkilememesi ve olumsuz yönlendirmemesi için bilinçli olunmalı ve azami hassasiyet gösterilmeli, ulus aşan etmenlerin sürecin başarısızlığa uğraması yönünde yarattığı ya da yaratabileceği riskler hususunda hem öngörülü, hem de reaktif adımlar atılmalıdır.

-İlk etap olarak silahın gölgesinden kurtarmak açısından silahsızlandırma ve belki daha da önemlisi kafaların silahsızlandırılması sürecin ilerleyeceği zeminler açısından dikkate değerdir."

-"Din, toplum ve kanaat önderlerinin katkısı"

Sorunların sürmesinin kazananı; barış ve kardeşlik ortamının ise kaybedeni olmayacağının akıldan çıkarılmaması istendi.

Çözüm ve çözüm sonrası her aşamada, sivil toplum örgütleriyle işbirliğine gidilmesi, din, toplum ve kanaat önderlerinin katkılarının alınması, diasporaların yapabileceği her katkının sürece yönlendirilerek sivil hareket alanının yaratılması önerildi.

Raporda, soruna bakışlardaki önyargıların yerini aklıselimin almasının sağlanması talep edildi.

Herkesin, her sivil toplum örgütünün "kendi içindeki akil insanı" ortaya çıkarması yönünde çaba sarf etmesinin önemine işaret edildi.

-Dizeye de yer verildi

Raporda, "Yaşadığımız sorunların yıllardır içinde yaşadığımız ortamı travma ve matem toplumu haline getirdiği ve toplumsal şiddet kültürü ile bezendiğimizi, şair Yannis Ritsos'un  'Başımıza  gelen bunca  bela/ Kuruntulu yaptı bizi' dizelerini  haklı çıkarırcasına şüpheye kapılmanın ve yüzlerce komplo teorisi üretmenin siyasi akletme biçimlerinin önüne  geçmesine  izin vermemeli,  kendimize,  çevremize, başka insanlara, topluma  güvenmeli ve  sulh  cedelden  iyidir,  benim  canım yandı başka  canlar yanmasın diyebilen feraset sahibi dinamiklerinin işlemesine şans tanınmalıdır" denildi.

-"Akil İnsanlar Heyeti gibi örnekler ufuk açıcı"

Çözüm sürecinin, siyasi-hukuki bir süreç olarak kalmaması, toplumsal dinamiklerin ve inisiyatiflerin süreçte etkin olması gerektiği ifade edildi.

Akil İnsanlar Heyeti gibi Türkiye'ye özgü geliştirilen ve işletilen örneklerin, gelecek için ufuk açıcı nitelikte olduğu belirtildi.

Yürütülen çabalar sırasında ortaya  çıkabilecek gri alanların, paranoyalar ile doldurulmaya çalışılmasının, bu tür süreçlere yapılabilecek en büyük haksızlık olduğu vurgulandı.

-"Yaşamını kaybedecek ilk çocuğun sizinki olacağı empatisi"

Raporda yer alan diğer önerilerden bazıları şöyle:

"-Çözüm sürecinin içinde bile bizatihi karşılıklı çekinceler olabileceği değerlendirilerek 'Kucaklaşıncaya kadar çekinmeler olabilir ama kucaklaşınca her şey biter' yaklaşımını akıldan çıkarmamak gerekmektedir.

-Soruna ve çözüme bakış açılarının etnik temelli olmayan, etnik temelli siyasi elbise giydirilmemiş olması, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne odaklı olması gerekmektedir. Çözümün hiçbir zaman aşırı uçlarda değil, mutedil, aralarda, ortalarda bir yerlerde olduğu unutulmamalıdır.

-Çözüm olmazsa sorun nedeniyle yaşamını kaybedecek ilk çocuğun sizinki olacağı empatisiyle düşünmek ve bu düşünceyi toplumsallaştırabilmek sorunun çözümüne giden yolda atılan her adımı önemli ve değerli kılan bir bakış açısını bizlere kazandırabilecektir.

-Çözüm açısından siyasi ve idari reformların hayata geçirilmesi kadar bu yönde dile getirilen taleplerin "özerklik" ve "yerel özerklik" kavramlarının birbirleriyle karıştırılabildiği ve birbirinin yerine kullanılabildiği örneğinde olduğu gibi dile getirilenin tam olarak ortaya konulmasının reformların hayata geçirilmesinin yönetiminin de iyi yapılması önem taşımaktadır.

-Çözüm sürecinde fiziki mayınlar kadar kafalar ve zihinlerdeki mayınların temizlenmesi, silahın susması ve silahsızlanma kadar kafalar ve zihinlerdeki silahın susması ve silahsızlanması büyük önem taşımaktadır.

-Çözüm  sürecinin en önemli kazanımlarından birisi  psikosiyasal  iklimin oluşturulmasıdır.

-Eğitim konusuna büyük önem verilmeli." - TBMM

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Komisyon, 'Zihinlerdeki Mayınların Temizlenmesini' Önerdi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement