Eğitim - İş Genel Başkanı Veli Demir Çorlu'da - Son Dakika
Yerel

Eğitim - İş Genel Başkanı Veli Demir Çorlu'da

Eğitim - İş Genel Başkanı Veli Demir Çorlu\'da

Eğitim - İş Çorlu Temsilciliği tarafından organize edilen dayanışma gecesi Çorlu Sans - Egal Restoranda gerçekleştirildi.

21.04.2012 22:48

Eğitim - İş Çorlu Temsilciliği tarafından organize edilen dayanışma gecesi Çorlu Sans - Egal Restoranda gerçekleştirildi. Geceye katılan Eğitim - İş Genel Başkanı Veli Demir, toplu görüşmelerde öğretmen ücretlerine yüzde 10'u enflasyondan yüzde 10'da Başbakan 'ın açıkladığı büyümeden olmak üzere yüzde 20 oranında artış talep edeceklerini söyledi.

Çorlu'ya daha öncede geldiğini ve Çorlu'ya her geldiklerinde moral alarak ayrıldıklarını belirten Eğitim - İş Genel Başkanı Veli Demir: "Çünkü gerçekten Çorlu, cumhuriyetçi, Atatürkçü, yurtsever insanların, ülkesine, emeğine sahip çıkan güler yüzlü insanların yaşadığı bir yer. Buraya gelince biz de moral depolamış oluyoruz. Ankara'ya gidince bir ay falan bize bu yetiyor. Ne kadar moral depolasak, ülkemizde vatandaşlarımız adına, eğitim çalışanları adına iyi şeyler olmuyor. Önümüzdeki günlerde 30 Nisan'da belki toplu görüşmelerde,

biz hala toplu görüşme diyoruz, çünkü toplu sözleşme diyemeyiz buna grev olmadığı için. Onların deyimiyle diyelim toplu görüşme başlayacak. Görüşmeler başlamadan siyasal iktidarın maliye bakanı yüzde 5 vereceğini hemen birden söyledi ve toplu görüşmenin de bir anlamı kalmamış oldu yani bir tiyatro gösterisi olduğu ortaya çıktı. Eğitim - İş olarak bu tiyatro gösterisine figüran olmak istemiyoruz. Bu gösteriye alet olmak istemiyoruz. Kamu çalışanlarının özellikle de eğitim çalışanlarının haklarının verilmesini istiyoruz. Neden bunu söylüyorum, siyasal iktidarın başkanı Sayın Başbakan ülkenin en az yüzde 10 büyüdüğünü söylüyor biz de büyüme payı kadar en az yüzde 10 istiyoruz. Yüzde 10'a yakında enflasyon var o halde bizim istediğimiz bu yıl en az yüzde 20 ücretlerimize zam. Yüzde 10'u enflasyon, yüzde 10'u da büyümeden pay istiyoruz. Ayrıca yazın 666 sayılı bir kanun hükmünde kararname çıkartıldı.

Bu KHK'da eşit işe eşit ücret kararnamesiydi. Bu kararname uyarınca Türkiye'deki kamu çalışanlarına 3 kuruş 5 kuruş da olsa artış verilirken öğretmenlere ve üniversitelerde çalışan bilim insanlarına bu verilmedi. 666 sayılı KHK ile verilmeyen ekleri de ek ücretleri de istiyoruz yani en az 250 - 300 lira arttırılmasını istiyoruz" dedi.

Elbette ki sadece öğretmenlerin, eğitim çalışanlarının diğer kamu çalışanlarının sadece ücret sorunu yok, başka sorunlar da var diyen Demir : "Türkiye adeta bir açık cezaevine dönüştürülmüş durumda. Kim siyasal iktidara karşı tavır koyarsa kim eleştirir, muhalefet ederse siyasetine, etnik kimliğine bakılmadan, bölgesine bakılmadan, mezhebine bakılmadan adeta içeriye tıkılmakta Türkiye açık cezaevine çevrilmiş durumda. Bir başka sorunda Türkiye bugünlerde adeta Amerika'nın taşeronluğunu yapmakta. Komşularımızla savaş çıkartmaya çalışıyoruz. Bu çok büyük bir yanlış. Mustafa Kemal'in bir sözü var Mustafa Kemal diyor ki ancak ulusal kurtuluş savaşları kutsaldır, diğer savaşlar cinayettir. Eğer savaş ulusal kurtuluş adına yapılırsa savaş savunulur diğer türlü savaş savunulamaz. Şu an AKP'nin yaptığı büyük bir yanlış. Biz komşularımızla burada huzur içinde mutluluk içinde yaşamışız. İran'la da Irak'la da Suriye'yle de bizim bir sorunumuz yok. Aynı bölgeyi, aynı değerleri paylaşıyoruz dolayısıyla Türkiye ABD'nin ve Avrupa Birliğinin çıkarları doğrultusunda bir savaşa girmemelidir. Bu savaşın bu kirli savaşın çünkü bu bölgedeki savaşın sebebi belli. Bölgedeki enerjinin doğalgazın, petrolün paylaşım savaşı. Bu bölgedeki savaşın tarafı olmamalıdır. Eğer birileri savaş çıkartmak istiyorsa bile Türkiye'yer düşen savaşa dur demelidir. Çünkü Mustafa Kemal bu bölgenin farklı uluslarına örnek olacak savaşını yapmıştır 1920'lerde. Ama yaptığı savaş ulusal bağımsızlık savaşıdır. Suriye'ye de diğer ülkelere de örnek olmuştur. Mustafa Kemal'in ülkesinin liderleri şimdi ABD'nin taşeronluğunu yapmamalıdır. Bu bize yakışmaz. Bu anlamda da siyasal iktidarı uyarıyoruz. Bir savaşın değil, bir barışın tarafı olmalıdır diyoruz" şeklinde konuştu.

Eğitim - İş Genel Başkanı Veli Demir sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyasal iktidar Türkiye'de ki kamu çalışanlarını, bilim insanlarını, üniversiteleri eğitim fakültelerini yok sayarak ucube bir yasa çıkardı. 4+4+4 dediğimiz bu 12 yıllık kesintili eğitim yasası. Bu Türkiye'mizin geleceğini ipotek altına almak demektir. Bu yasanın bilimsel bir dayanağı yoktur. Pedagojik bir dayanağı yoktur, siyasi bir dayanağı vardır. Türkiye'de ki tüm okulları İmam Hatip Lisesi yapmak için çıkartılmıştır. 3 Mart 1924'de çıkartılan Tevhidi Tedrisat yasasının yok sayılmasıdır. Eğitimin bilimselliğinin, eğitimi kamusallığının parasızlığının, karma eğitimin yok edilmesidir. Bunu da bence Türk halkı kabul etmemeli, tavır koymalıydı ama yasalaştı. Cumhurbaşkanı da üzerine düşeni yapmadı. AKP grubundan geldiğini burada da belli etti. Yasayı geriye gönderip veto edebilirdi. Bu yasanın önümüzdeki süreci Türkiye'ye büyük zararlar verecektir. Elbette ki eğitimin süresinin arttırılmasını bizde istiyoruz. Burada aslında eğitimin süresi arttırılmamıştır 8 yıldan 4 yıla düşürülmüştür. Bu saatten sonra artık küçük yaşta kızlarımızın yine evlendirildiğini göreceğiz, erkek çocuklarının sanayilerde ucuz işgücü olarak çalıştırıldığını göreceğiz yani eğitim sistemimize yazık edilmiştir, bir hiç uğruna. Bunu da eğitim iş olarak kabul etmediğimizi gelecek süreçte bundan sonra bu yasanın değiştirilmesi için elimizden gelen demokratik, meşru mücadeleyi yapacağımızı belirtmek istiyoruz."

Demir ayrıca: "AKP iktidarı eğitimi iki ayak üzerinde götürmekte birincisi eğitimi gericileştirmek istiyoruz. Türkiye'deki 70 bin okulun hemen hemen tamamına yakınına Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenini ya müdür olarak atadı, ya müdür yardımcısı olarak atadı ya da müdür başyardımcısı olarak atadı. Eğitimi dinselleştirmek istiyor, müfredatı değiştirdi 4 ve 5'lere Arapçayı getirdi şimdi de seçmeli Kuran'ı Kerim dersini getiriyor demek ki birinci ayak belli eğitimi gericileştirmek istiyor. İkinci ayak da eğitimi özelleştirmek istiyor. Şu anda okul müdürleri adeta tahsildar konumunda. Okul müdürü eğitim sistemini geliştirmek, programı geliştirmek, müfredatı geliştirmek, okulun eğitim niteliğini arttırmak, geliştirmek yerine okulu nasıl idare edebilirim, okulun telefonunu, elektriğini, doğalgazını nasıl ödeyebilirimin derdine düşmüş durumda bu yanlış. Üstelik anayasamızın ilgili maddesi, diyor ki ilköğretim okullarının parasız olduğunu parasının devlet tarafından karşılanacağı anayasamızda yazmasına rağmen ne yazık ki ilköğretim okullarına bir tek kuruş ödenek ayrılmıyor. Eğitim kurumlarına liselere doğru dürüst ödenek ayrılmıyor. Okulların sorunları, özellikle ödenek sorunları müdürlerin sırtında şu anda. Müdürler adeta tahsildar durumda. Bunu tek başına yapamıyor öğretmenleri de burada kullanıyor. Elbette ki müdürleri suçlamıyoruz, müdürler zor durumda. Okullara devlet tarafından hükümet tarafından yeterli ödenek verilmiyor. Anayasamız açık ve anayasamıza göre devlet okullarında eğitim, parasızdır, zorunludur. Çocuklardan, velilerden para toplanması zaten yasa dışı. Öğretmenlerin görevi eğitimin niteliğini arttırmak ama öğretmen adeta tahsildar olmuş. Sanki yolunacak kaz gibi görülmekte. Burada veliden sürekli para istenince veli okula gelmiyor. Veli okula gelmeyince sağlıklı diyalog kurulamıyor. Bundan vazgeçilmesi lazım. Ama siyasal iktidar ne hikmetse özel okullara yardım edeceğim, özel okullara para aktaracağım derken kendi yükümlülüğü altında olan devlet okullarına yeteri kadar ödenek ayırmıyor bu büyük bir yanlıştır ama siyasi iktidarının bakışının bu olduğunu da bilmemiz lazım. Siyasal iktidar eğitimi, kamusal alanı, sağlığı özelleştirmek istiyor. Dolayısıyla devlet okullarını önce yozlaştıracaklar burada niteliği düşürecekler ondan sonra da burayı yavaş yavaş özelleştirmek istiyorlar ama Eğitim - İş olarak biz, kamusal, parasız eğitimi savunuyoruz. Devlet okullarında kesinlikle para toplanmamalıdır ve devlet okullarının ödeneklerinin arttırılarak zamanında ödenmesini istiyoruz" diye konuştu.

Eğitim - İş Çorlu Temsilcisi Gürkan Cinci'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen dayanışma gecesi Birleşik Kamu İş Konfederasyonuna bağlı Eğitim - İş Sendikası Genel Başkanı Veli Demir, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Örgütlenme Sekreteri Hasan Kütük, Eğitim - İş Çorlu Temsilcisi Gürkan Cinci, Eğitim - İş Sendikasının Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Lüleburgaz, Silivri ve İstanbul 1 Nolu Şube temsilcileri ve yöneticilerinin katılımıyla gerçekleştirildi.

(SŞ - )

21.04.2012 15: 27: 57

TSI

NNNN - TEKİRDAĞ

Kaynak: İHA

Son Dakika Yerel Eğitim - İş Genel Başkanı Veli Demir Çorlu'da - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement