Eskişehir´De ´Türkiye´Nin Geleceği´ Paneli Add´Nin Düzenlediği Panele Oktay Vural, Süheyl Batum, Ufuk Söylemez Ve Ümit Kocasakal Katıldı
Eskişehir'de Atatürkçü Düşünce Derneği (add) Tarafından Düzenlenen 'türkiye'nin Geleceği' Konulu Panele Konuşmacı Olarak MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, CHP Myk Üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum, Dp Genel Başkan Yardımcısı Ufuk Söylemez ile Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Kocasakal Katıldı. Konuşmacılar, Referandumda Neden Hayır Denmesi Gerektiği Üzerinde Durdu.
Eskişehir'de Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) tarafından düzenlenen 'Türkiye'nin Geleceği' konulu panele konuşmacı olarak MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, CHP MYK üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum, DP Genel Başkan Yardımcısı Ufuk Söylemez ile Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ümit Kocasakal katıldı. Konuşmacılar, referandumda neden hayır denmesi gerektiği üzerinde durdu.
ADD tarafından Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen paneli 2 bine yakın kişi izledi. ADD Eskişehir Şube Başkanı Azmi Kerman'ın yönettiği panelde, kürsüye ilk olarak CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum çıktı. Prof. Dr. Batum, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Hürriyet Gazetesi'nde referandumla ilgili görüşlerine değindi.
Bülent Arınç'ın açıklamalarının hiçbirinin doğru olmadığını iddia eden Prof. Dr. Batum, "Bu yazıyı okuduğunuz zaman neden hayır denmesi gerektiğini çok net anlıyorsunuz. Bu yüzden Bülent Arınç'a bir kez daha teşekkür ederim. Çünkü bunu okuyanlar, hiç fazla bir şey yapmaya gerek yok, neden bu anayasaya hayır denileceğini çok net anlıyor. Neden? Çünkü Bülent Arınç'ın söylediği şeylerden hiçbir tanesi doğru değil, maddede yok, metinde yok, uydurmuş. Allah'tan Bülent Arınç gibi muhaliflerimiz var. Allah'tan Bülent Arınç gibi karşı taraf var. Bir de Bülent Arınç gibi olmasaydı da şöyle bu işi bilen, gerçekten söylediğini dinletebilen, ciddi, önemli, söylediğinin dörtte üçü gerçeklerle ilgisi olmayan kişiler olmasaydı da biz ne yapacaktık? Referandumda nasıl hayır çıkarttıracaktık" dedi.
Dünyada çözüm üretmeyen hiçbir anayasanın olamayacağını ifade eden Prof. Dr. Batum, "Dünyadaki anayasalara bakın. Sakın iktidarın temsilcilerine ya da iktidarın silahşörlerinin ne söylediğine bakmayın. Dünyada çözüm üretmeyen hiçbir bir anayasa olamaz. İşsizliği yaratan sosyal, ekonomik, siyasal koşulları anayasa ortadan kaldırdığı, işçilerin, sendikalıların haklarını güvence altına aldığı için anayasalar işsizliğe çözüm bulur. Bunların anayasası işsizliğe, üreticiye, sendikalıya, sendikasıza, kadınlara, engellilere, öğrencilere çözüm bulamaz" diye konuştu.
ŞAHLANIŞIN BAŞLANGIÇ ADIMINI ATIYORUZ
Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı Ufuk Söylemez de AK Parti hükümetinin terörle mücadelede aciz kaldığını savundu. Söylemez, "Bugün kendiliğinden oluşan bir halk hareketiyle, bir demokratik direniş, milli bir işle karşı karşıyayız. MHP'nin, CHP'nin, DP'nin başını çektiği sağ-sol demeden, yurtseverlerin, Atatürk milliyetçilerinin, demokratlarının bir araya geldiği bir büyük şahlanışın Eskişehir'den başlangıç adımını atıyoruz. Buradan Türkiye'ye hayır diyoruz. Bin kere hayır, milyon kere hayır. AKP panik içerisindedir. Hayır diyen partilerde iç kargaşa çıkarmaya çalışmaktadır. Bir çürük meyveye sağlam meyvelerin arasına koyarak, belden aşağı çalışmaktadır. Bu panik hali, okyanus ötesinden ölülerden oy isteyecek kadar acizleşmiştir. Ülkenin gündemini milyonlarca lira para harcayarak, referandum inadıyla tıkayan AKP'nin gerçek gündemi olan terörle mücadelede aciz kaldığı, basiretsiz kaldığı üzülerek tespit ediyoruz" dedi.
YÖK NİYE YOK?
Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ümit Kocasakal da anayasa değişikliği paketinde YÖK'ün yer almadığını söyledi. Kocasakal şöyle konuştu:
"Sıra kendi devletini yaratmaya geldi. O da nasıl? Silahlı Kuvvetler'i tasfiye ederek, yerine başka güçleri koyarak kendi devletini yaratıyor. Bana göre yarattı. Devletin valilerine bir bakın. Şimdi anayasayı buraya oturtmak lazım. Şimdi yargıyı yeme safhası başladı. Bu iş Danıştay'ın birtakım ihaleleri iptali ile, anayasa mahkemesinin bir takım kanunları iptal etmesiyle başladı. Halka söyledikleri bazı yalanlar var. Bir toplumsal ihtiyaç varsa, anayasa yapılır. Canım istedi diye anayasa yapılmaz. Şu anda acil toplumsal ihtiyaç var mı? Yok, Düğmeye HSYK ile yaşanan krizden sonra basıldı. Adalet bakanı sabaha karşı 05.00'te bildiri yayınladı. Adalet bakanı o işte taraftı. Niye? Tarikat ve cemaatler vardı. Bu paketin asıl hedefi, ana yemeği yargıyı yeme. 12 eylül anayasasının en önemli sembollerinden bir tanesi YÖK'tür. Bu değişiklikte YÖK niye yok? Sizin elinize geçti de ondan."
'CUMHURİYETİN TEMELLERİ GEVŞETİLMEK İSTENİYOR'
MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural, Cumhuriyet üzerinde oyun oynandığı zaman siyasi parti hesabının yapılamayacağını söyledi. Türkiye'nin bir yol ayrımında olduğunu ifade eden Vural, "Bugün Cumhuriyetin temelleri gevşetilmek isteniyor. Bu temeller yıkılırsa Allah korusun bu coğrafya bir başka olay meydana geldiği zaman, vatan kıldığımız bu coğrafyada yaşamamız mümkün hale gelmez. Çeşitli partilerle siyasi rekabetimiz olur. Olmalıdır. Ama vatanımız, kimliğimiz, cumhuriyetimiz üzerinde oynanan oyunlar olduğu zaman burada siyasi parti hesabı yapılmaz" diye konuştu.
Türkiye'de bir oyun oynandığını belirten Vural, "Başka bir siyasi partiye tavır oluşturmak için burada değiliz. AKP'ye oy vermiş insanlarımız da bu oyunu gördükleri zaman tehlikenin farkında olduklarını biliyorum. Bu oyunu iyi çözmeliyiz. Oynanan oyun sadece bir partinin oyunu değil, senaryonun yerli taşeronlarının sizin, bizim üzerimizde oynadığı oyundur. Bizim geleceğimizi kuşatma altına almak isteyen bir zihniyet bir oyun oynuyor. Bugün Truva atı gibi üzerlerine geçirdikleri bir kurum aracılığıyla bu yabancı senaryolar bize hazmettirilmek isteniyor. İçerden oynanan oyuna karşı herkesi uyarıyoruz. Bugün Türkiye üzerinde oynanan oyunlardan kurtulmamız gerekiyor. Türkiye bir yol ayrımında ve tarihinin en büyük bunalımlarından birine sürükleniyor. Ulus devletler güçlenince işlerine gelmiyor etnik ve mezheplere dayalı federatif yapılanmalar olmalıdır diyorlar" şeklinde konuştu.
'MİLLİ ORDU İSTENMİYOR'
Türkiye'nin etnik ve mezheplere dayalı federasyona dönüştürmek istemendiğini öne süren Vural, şöyle devam etti:
"Başbakan Erdoğan diyor ki; 'Türkiye'de 27 etnik grup yaşamaktadır, gerektiğinde eyaletler şeklinde düzenlenebilir, bağımsızlık istiyorlarsa bağımsızlıkta verilebilir' diye söylüyor. Bazı yerlerde demokratik özerklik adı altında, Türkiye'nin federasyona dönüştürülme istekleri altında aslında AKP'nin siyasal zihniyeti yaşamaktadır. Türkiye'yi yönetmek isteyen zihniyet Türkiye'yi bir etnik ve mezheplere dayalı bir federasyona dönüştürmek istemektedir. Türkiye'yi bunlar yönetiyor. Türkiye'de milli ordu istemiyorlar, mahalli jandarma istiyorlar. Onun için de burada TSK'yı düşman gibi gösterip, TSK'yı milletine karşı gibi gösterip, güvenini azaltmak ve dış operasyonlarda kullanmak istiyorlar. Milli ordu istenmiyor. Onun için TSK'nın yıpratılması gerekmektedir."
'VALİLER AKP'NİN PROPAGANDASINI YAPIYOR'
Başbakan Erdoğan'ın sürekli kutuplaştırmaya çalıştığını ifade eden Vural, "AKP kendini muhafazakar demokrat diyor. Ama muhafaza ettiği hangi değerimiz kaldı? Sayın Başbakan sürekli bu anayasa değişikliğinde darbeci-demokrat diye ayrımlara giriyor, kutuplaştırmalara giriyor. Yok efendim şu planlar, yok efendim bu planlar, yok efendim YARSAV, yok efendim MARSAV. ya er meydanına gel, er meydanına. Gel ne diyeceksen bana söyle. Gel de seninle ekonomiyi tartışalım. Er meydanından kaçıyor. Bugün devletin valilerini parti il başkanı gibi kullananlar, bugün parti il başkanı sıfatıyla adeta valiler ve kaymakamlar AKP'nin propagandasını yapıyor, mitinglere adam taşıyorlar. Böyle devlet yönetimi olmaz. Sen bu ülkenin valisisin." dedi.
Referanduma hayır demenin yasak haline getirildiğini iddia eden Vural, "Bugün referandumda hayır demek adeta yasak hale getirildi. Anayasaya niçin hayır diyoruz? Çünkü acımasız ve çok büyük bir istismar kokuyor. Soğanın cücüğünü oraya koymuşlar. Etrafından çocuklar, engelliler, şehit anneleri falan diye laflar koymuşlar. Sen kimi kandırıyorsun? 12 Eylül üzerinden 30 yıl geçti. 30 yıl geçtikten sonra hesap sormaya kalkıyorsan, hesap soracağını iddia ediyorsan, buna kimse de inanmaz. Hele hele 12 Eylül'ün acıları üzerinden istismar ederek, gözyaşlarıyla milletin acısını istismar ederek oy istiyorsan, biliyorsun ki; artık mızrak çuvala sığmıyor. Bu ülkeyi sevmek nasıl bir şey biliyor musunuz? Bu ülkeyi sevmek, millet daha fazla bedel ödemesin diye aslında 12 Eylül ile ilgili bir istismara karşı çıkmak suretiyle 12 Eylül safsatasına da hayır diyoruz" diye konuştu.