Hanzade Doğan Boyner: Türkiye'den Daha Nice Aziz Sancar'lar Çıkabileceğini Biliyoruz
* Aydın Doğan Vakfı Başkanı Hanzade Doğan Boyner: "Aydın Doğan Vakfı olarak bir Türkiye hayalimiz var. Hukukun üstünlüğünün, erkler ayrılığının tartışılmadığı, tüm renkleri, farklılıkları ve ortak paydaları ile barış içinde, bir arada yaşayan, şiddeti tamamen dışlayan, çağdaş değerleri özümseyen demokratik bir Türkiye." "Bireylerin özgürlüklerinin içselleştirildiği, yaratıcılıklarının önünün açıldığı, üniversiteleriyle, sivil toplum örgütleriyle, güçlü, çağdaş, demokratik bir Türkiye hayali. Ancak böyle bir Türkiye'den daha nice Aziz Sancar'lar çıkabileceğini biliyoruz.
* Aydın Doğan Vakfı Başkanı Hanzade Doğan Boyner:
"Aydın Doğan Vakfı olarak bir Türkiye hayalimiz var. Hukukun üstünlüğünün, erkler ayrılığının tartışılmadığı, tüm renkleri, farklılıkları ve ortak paydaları ile barış içinde, bir arada yaşayan, şiddeti tamamen dışlayan, çağdaş değerleri özümseyen demokratik bir Türkiye."
"Bireylerin özgürlüklerinin içselleştirildiği, yaratıcılıklarının önünün açıldığı, üniversiteleriyle, sivil toplum örgütleriyle, güçlü, çağdaş, demokratik bir Türkiye hayali. Ancak böyle bir Türkiye'den daha nice Aziz Sancar'lar çıkabileceğini biliyoruz."
"Hayal kurabilen gençlerimiz olmadığı sürece, hayalleri erken yaşta evlendirilerek ellerinden alınan, eğitim imkanı sunulmayan, 'okuyup da ne olacak' yaklaşımıyla bastırılan kızlarımız olduğu sürece çağdaş Türkiye hayalimizin gerçekleşmeyeceğini biliyoruz."
Haber: Ezgi ÇAPA - Kamera: Yaşar KAÇMAZ/ İstanbul DHA
'Güçlü Kızlar, Güçlü Yarınlar' temasıyla düzenlenen 'Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı Aydın Doğan Vakfı Başkanı Hanzade Doğan Boyner ve UNFPA Türkiye Temsilcisi ve Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan Ülke Direktörü Karl Kulessa'nin katılımıyla gerçekleştiriliyor. Conrad Hotel'de düzenlenen konferansın açılış konuşmasını yapan Aydın Doğan Vakfı Başkanı Hanzade Doğan Boyner, Birleşmiş Milletler rakamlarına göre dünya üzerinde 116 milyon ilkokulu bitiremeyen kız çocuğu olduğunu ifade ederek, "Geçen sene 15 milyon kız çocuğu 15 yaşına basmadan evlendirildi. Hala dünya üzerinde yaşayan 250 milyon kadın 15 yaşının altında evlenmiş durumda. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın verilerine göre Türkiye'de kadınların yüzde 26'sı reşit olmadan evlendiriliyor. 18 yaşından erken evlendirilen kadınların yüzde 50'si şiddete maruz kalıyor. Lise bitirenlerde şiddet görme oranı yüzde 27'ye iniyor, üniversite bitiren bir kadının şiddet görme oranı yüzde 20'nin altına iniyor. Türkiye genelinde kadınların yüzde 31'i eğitime devam etmelerinin engellendiğini söylüyor, kırsalda bu rakam yüzde 40'a çıkıyor.
Kadınların eğimini engelleyenlerinin başında yüzde 71 oranıyla babalar, daha sonra yüzde 20 oranıyla erkek akrabalar geliyor" dedi.
"YÜZ BİNLER BİZE DESTEK OLDU"
"Bu tablo değişmeli" diyen Boyner, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyaya gözünü açan her kız çocuğu, erkek çocukların karşılandığı sevinçle kucaklansın, dünyaya gözünü açan her kız çocuğu erkek çocuklarına verilen 'sen yapabilirsin' özgüveniyle yetişsin. Dünyaya gözünü açan her kız çocuğu eşit sağlık imkanlarına sahip olsun, hepsinden önemlisi; her kız çocuğuna, 'eşit eğitim imkanları verilsin' demek için bugün bir araya geldik. Dünya kız çocukları gününü kutlamak dünyanın dört bir yanındaki çaresiz kız çocuklarına 'yalnız değilsiniz' demek için bir araya geldik. Eğer imkanı olan bizler, bu değişim, dönüşüm için elimizden geleni yapmazsak, karanlık günleri geride bırakamayız. Biz hayata şanslı başlayanlar bizim kadar şanslı olmayanlara imkan yaratacağız, yaratmalıyız çünkü kızlar bizim geleceğimiz.
Barışın da, daha güzel bir dünyanın da anahtarı onların elinde. Ülkemizin en önemli eğitim seferberliklerinin başında gelen 'Baba Beni Okula Gönder' bu inançla ve bu bilinçle yola başladı. Baba Beni Okula Gönder'in ilk adımlarını attığımızda kız çocuklarının okula gitme oranı, erkeklere göre yüzde 30 gerideydi. Ne toplumsal değerler, ne örf, ne töre ekonomik çaresizlik; hiç biri bu haksızlığın çaresi olamazdı. Karar verdik; engel ekonomik ise burs vereceğiz, barınmaysa yurt açacağız, töre ise kapı kapı dolaşıp anlatacağız... Öyle de yaptık. Bir seferberlik başlattık, 'okumayan tek bir kız kalmayana kadar mücadele edeceğiz' dedik. Yüz binler bize destek oldu. Kimi küçük, kimi büyük, kimi yüzlerce metrekarelik binalar yaptı, kimi mütevazı maaşından artırdığıyla burs verdi. Türkiye bir oldu, binlerce kıza kol-kanat gerdi, müteşekkirim. Bugün kız ve erkek çocuklarının okullaşma oranında hiç bir fark kalmadı."
Baba Beni Okula Gönder Projesi'nin yarattığı etkiyi ölçmek amacıyla yapılan araştırmadan veriler aktaran Hanzade Doğan Boyner, "Seferberliğimizden faydalanan kız çocuklarımızın sadece yüzde 6'sı 'üniversiteye gitmeyeceğim ve çalışmayacağım' derken, aynı bölgede, aynı akran grubunda bu oran yüzde 38'e çıkıyor. Sorduğumuz kız çocuklarının yüzde 38'i 'üniversiteye gitmeyeceğim ve çalışmayacağım' diyor. Baba Beni Okula Gönder yurtlarında kalan veya burs imkanlarından faydalanan kız çocuklarının yüzde 88'i 'tek başıma sağlık ocağına ya da hastaneye gidebilirim' derken, aynı bölgede, aynı akran grubundaki kızların sadece yüzde 70'i 'sağlık ocağına gidebilirim' diyor" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE'DEN DAHA NİCE AZİZ SANCAR'LAR ÇIKABİLECEĞİNİ BİLİYORUZ"
Boyner, "Önümüzde yeni hedefler, yeni mücadeleler var. Aydın Doğan Vakfı olarak bundan sonra odağımızda kadının birey olma hakkı, kendini ifade edebilmesi, kendi olarak var olabilmesi var. Bu uzun bir yol. Ülkenin geleceğine inanan, kız çocuklarının karşılaştığı haksızlığın hiçbir gelenekle açıklanamayacağına düşünen herkes bu seferberliğin bir parçası.
Dönüşüm sağlanana kadar devam edeceğiz. Aydın Doğan Vakfı olarak bir Türkiye hayalimiz var. Hukukun üstünlüğünün, erkler ayrılığının tartışılmadığı, tüm renkleri, farklılıkları ve ortak paydaları ile barış içinde, bir arada yaşayan, şiddeti tamamen dışlayan, çağdaş değerleri özümseyen demokratik bir Türkiye. Bireylerin özgürlüklerinin içselleştirildiği, yaratıcılıklarının önünün açıldığı, üniversiteleriyle, sivil toplum örgütleriyle, güçlü, çağdaş, demokratik bir Türkiye hayali. Ancak böyle bir Türkiye'den daha nice Aziz Sancar'lar çıkabileceğini biliyoruz. Hayal kurabilen gençlerimiz olmadığı sürece, hayalleri erken yaşta evlendirilerek ellerinden alınan, eğitim imkanı sunulmayan, 'okuyup da ne olacak' yaklaşımıyla bastırılan kızlarımız olduğu sürece çağdaş Türkiye hayalimizin gerçekleşmeyeceğini biliyoruz. Bu yüzden Birleşmiş Milletlerin Dünya Kız Çocukları Günü ilan ettiği bu günde, bizde hep beraber, 'güçlü kızlar, güçlü yarınlar' demek için el ele verdik" dedi.
"SAYIN TÜRKAN SAYLAN HOCA ÇOK TEŞEKKÜRLER, NUR İÇİN YAT"
Boyner, konuşmasını, "Sözlerimi tamamlamadan önce Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı'na ve çalışmalarımızda bizi yalnız bırakmayan Milli Eğitim Bakanlığı'na ve camiasına kalpten teşekkür ediyorum. Konuşmamı büyük bir insanı anmadan bitiremem, saygı ve rahmetle anmadan. Eminin şu anda bizim gibi hayata tutunan kızlarımızı alkışlıyor... Sayın Türkan Saylan Hoca çok teşekkürler, nur için yat" diyerek bitirdi.