Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Yastık altı altınlar finans sistemine ne kadar girerse, Türkiye'nin gerçek rezervleri ortaya çıkacak ve dışarıdan bakıldığında ülkenin risk algılaması düşecek" dedi.
Babacan, 4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi'nde yaptığı konuşmada Merkez Bankası'nın zorunlu karşılıkların belli bir bölümünün altın cinsinden tutulabilmesiyle ilgili uygulamasını hatırlatarak, bununla beraber sistem dışındaki önemli miktarda altının resmi kayıtlara girdiğini söyledi.
Süreç içerisinde hane halkının da fiziki yatırım haricinde kıymetli maden depo hesaplarını bankalar nezdinde açtıklarına işaret eden Babacan, "2010 yılı sonunda bu tür hesaplar 2 milyar 400 milyon lira iken 2013 yılı Nisan ayı sonu itibariyle 22 milyar liraya çıkmış durumda. Nereden baksanız 20 milyar liraya yakın altın kayıtlarda görünmeye başladı" dedi.
Geçtiğimiz mayıs ayında yapılan tebliğ düzenlemesini de hatırlatan Babacan, bununla birlikte kıymetli madenlerin elektronik ortamda transferi konusunda mevzuat altyapısının oluşturulduğunu, artık gram altın cinsinden EFT imkanının da önünün açılmış olduğunu, yurt içi ve yurt dışı uygulamasıyla ilgili adımların şu an atılmakta olduğunu anlattı.
Ali Babacan, halkın yatırım için altını tercih etmesinde bir sorun olmadığını ifade ederek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Yeter ki evinde değil bankacılık sisteminde tutsun ki, bu tekrar Türkiye'ye fayda ve imkan olarak geri dönsün. Bizim Türkiye olarak dış borcumuz var. Kamunun dış borcunu geçen yıl sonu itibariyle net anlamda sıfırladık, 2012 sonu itibariyle 26 milyar dolar artıya döndük. Ama özel sektörümüz yoğun biçimde üretim, yatırım ve ihracat yapması dolayısıyla yurt dışından kredi alıyor ve bizim özel sektörümüzün dış borcu var.
Milli gelirimize oranla ürkütücü seviyede değil belki ama Türkiye'nin toplamda kamu artı özele baktığımızda dış borcuna karşılık elindeki rezervler oldukça önemli. Şu anda ülkenin toplam rezervinde sadece dövizi ve bankacılık sistemindeki altını görüyoruz. Vatandaşın yastık altında ne kadar altını var bu resmi kayıtlarda görünmüyor. Halbuki bu yastık altı altın finans sistemine ne kadar girerse, Türkiye'nin gerçek rezervleri ortaya çıkacak ve dışardan bakıldığında ülkenin risk algılaması düşecek."
Bu sebeplerden dolayı dışardan bakıldığında Türkiye'nin olduğundan daha zayıf bir görüntüsünün olduğunu belirten Babacan, gerçek varlığın, gerçek gücün kayıtlarda olabildiğince sağlıklı gösterilebilmesi durumunda, Türkiye'nin riskliliğinin azalacağını ve dış borçluluk açısından dış görünümünün kuvvetleneceğini vurguladı.
-"Şu anda Türkiye'nin sahip olduğu en değerli varlık güven ve istikrar ortamıdır"-
Türkiye'nin son 10 yılda güven ve istikrar konusunda geldiği noktanın önemine dikakti çeken Babacan, "Şu anda Türkiye'nin sahip olduğu en değerli varlık güven ve istikrar ortamıdır. İtibarın, güvenin piyasadaki karşılığı parayla ölçülemez" dedi.
Babacan, Türkiye'de yakalanan güven ve istikrar ortamına zarar verecek gelişemelere göz yumulmasının mümkün olmadığına vurgu yaparak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu istikrar ve güven ortamının şu ya da bu sebeple elimizden kayıp gitmesine asla izin vermeyiz. Hükümet, sivil toplum ve özel sektör olarak bu ortama sahip çıkmamız lazım. İçeriden ya da dışarıdan Türkiye'yi çekemeyenler olabilir. 'Türkiye çok oluyor' diyenler olabilir ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin bu başarıyı sahiplenmesi ve buna zarar verecek hareketlerden uzak durması lazım. Eğer Türkiye'yi seviyorsa güven ve istikrara zarar verecek her türlü girişimden uzak durması lazım."
Türkiye'nin son 10 yıldır demokrasisini ilerleten bir ülke olduğunu, temel hak ve özgürlüklerin alanının genişletildiğini, hukuk devleti olma yolunda adım adım ilerlendiğini belirten Babacan, şunları anlattı:
"Bütün bu alanlarda eksiklerimiz olabilir, uygulamalarda sorunlarımız olabilir ama eksiklerimiz üzerinde çalışalım, uygulamaların iyileştirilmesi için daha fazla çaba içinde olalım, diyalog kanallarımız ve iletişim kanallarımız açık olsun ama şiddet kullanarak, yasa dışı yöntemlere başvurarak, molotof kokteylleriyle, demir bilyelerle, otobüsleri, otomobilleri yakıp yıkarak, yüzlerce dükkana iş yerine zarar vererek, emellerine ulaşmaya çalışanlar buna asla ulaşamayacaklar, buna izin vermeyeceğiz. Bu konudaki sağlam duruşumuz sonuna kadar katı bir şekilde devam edecek."
Babacan, toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, iktidar partisine oy versin vermesin herkese kucak açan, herkesi dinleyen, arzuları, istekleri, beklentileri dikkate alan, varsa kaygılar ve korkular, bunları gidermek için aktif bir şekilde çabalayan bir tutum izlemelerinin hükümet olarak en büyük görevleri olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bu görevimizin çok iyi farkındayız. Burada eksikler, geç kalmalar olabilir, bunları telafi etmek için de çok hızlı hareket ederiz, sorun olmaz. Ama eğer hak arayacaksak, sesimizi duyuracaksak bunları barışçıl yollardan ve demokrasinin ve hukuk devletinin kuralları içerisinde yapmak durumundayız. İşte bu dengeyi kurduğumuzda inşallah Türkiye'nin önü açık, yolu açık."
- İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › 4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?